içimde
bir boşluk var
ben
sığamıyorum ama onun içine
çok
klişe biliyorum
ben
de çok klişe yazıyorum
derine
diyorum sadece
daha
derine
kaçıp
saklanma ihtiyacı
hiç
bir şeye saplanıp kalmadan
aptalca
olduğunu biliyorum
ama
iyi değilken sen
komik
olan her şey aptalca gelir sana
güldüğün
her şey aptalcadır aslında
ve
bunun farkına varıp
hâlâ
izlemeyi sürdürürsen
kendinden
nefret edebilirsin
ben
ederim en azından
ve
en azından her şeye “bence” diyebilirim
sizin
fikirleriniz
veya
değer yargılarınız
benim
için “hiç”
bunu
söylemiş olmam gerekiyor
her
şeyi anlatmış olmam gerekiyor size
o
halde sorulan tüm bu sorular
daha
önce gözden geçirilmemiş
yanıtlar
bütününün
bir
tekrarını gerekli kılabilir
ve
ben artık tekrarlardan sıkılmış biriyim
konuşmak
bile istemiyorum çoğu zaman
kendimi
zorluyorum yine de
buna
ihtiyacım olduğunu düşünüyorum
yo
hayır!
buna
ihtiyacım olduğunu biliyorum
ertesi
günü getirmek için sadece
bazen
kendini itekler insan
itekler
çünkü
her
geçen gün
birbirinin
aynı olsa da
araya
sıkışan
ufak
tefek farklar
sürprizler
ve
gülümsemeler
veya
hıçkırıklar
bir
anlam taşıyabilir
boşluğu
genişletebilir
ve
bu genişleyen boşlukta
sen
de genişlersin
büyürsün
bir anlamda
büyürsün
büyürsün
büyürsün
ölene
dek büyürsün
yani
ölene kadar sürebilir bu
bu
durum
sen
ölene kadar sürebilir
hiçbir
şey değişmez aslında
sen
de değişmezsin
hayatta
kalma olasılığın
gittikçe
azalırken
zihnindeki
derinliğin
içindeki
boşluğun
ve
övünmeden sevebildiğin geçmiş hanesinin
kendi
geçmiş hanenin
giderek
doldurulduğunu bilirsin
doldurduğunu
ya da
senin
ve başkalarının
sen
dahil herkesin
sana
ve her şeye bir anlam yüklediğini bilirsin
ve
algı sistemin
tüm
bu anlamlar bütününü
taşıyamayacak
duruma geldiğinde
tamam
dersin
yeni
bir şeye ihtiyacım yok
yeni
bir sürprize mesela
değişikliğe
ani
virajlara
geriye
dönüşlere
sağa
ve sola sapmalara
gerek
yok dersin
yolum
yola benzemiyor sizce ama
ben
yolumdayım yine de
rota
yok
istikamet
yok
uzay
boşluğuna bırakılmış bir kuş tüyünün
her
şeye rağmen
aşağı
düşmeme çabası gibi aynen
yaşama
devam etme süreci
ve
birde yaşama devam ettirme süreci var aslında
başkalarının
başka
başka insanların
varlıkların
şeylerin
hep
birlikte kol kola verip
kol
kola girip hatta
önüne
çıkmaları
“burası
çıkmaz sokak beyefendi” demeleri
hayır,
dersin
görmüş
olduğunuz duvarları
ben
göremiyorum
ikaz
ve uyarı sistemleriniz de fayda etmiyor
o
yüzden bırakın geçeyim
geçersin
de biliyor musun?
yani
engel olamazlar sana
isteseler
bile bunu başaramazlar
ve
sürdürürsün yürümeyi
yarı
aç yarı yok belki
yarı
aç yarı yok!
belki
gerçekten sefil denilebilecek bir halde
sefilleşmiş
bir ruh hali ile
zihnindeki
yolculuğa ve
her
şeye karşı yabancılaştığın evrenine
derinlemesine
inmeyi seversin
kimse
seni anlamaz
kurulan
cümleler ve
karşılıklı
konuşmalar
boş
beyaz bir kağıt parçasına dönüşür
rüzgar
çıkar
uçar
o sözcükler
hatırlamazsın
kimle neyi ne zaman konuştuğunu
çünkü
tüm bu süreç
senin
sıkıldığın
sürekli
“hı hı” demekten yorulup
bir
süre sonra sadece kafanı salladığın
bir
süre sonra sadece gözlerini kapatıp açtığın
bir
hale dönüşür
sonra
sonra
bu süreç
senin
teslim olmuş bir ruh olarak algılanmana yol açar
savaşı
kaybetmiş bir ceset torbası
ceset
bile değil yani
içinde
capcanlı
heyecanlar
barındıran
gülüp
ağlayabilen
ama
bunu kimseye çaktırmamak için
ruhuna
giydirdiğin
bir
ceset torbasına dönüşür etin
kelimeleri
duvarların olur
gözlerini
kaparsın
git
dersin ona
git,
çünkü seninle konuşmak istemiyorum
git
çünkü, konuştuğum zaman dinlemiyorsun bile
sadece
git…
daha
sonra
zihnin
ayılır
ve
söylediğin her şeyin
sadece,
içinden kurduğun cümleler olduğunu anlarsın
ve
karşındakinin
senin
onu anladığını düşünüp
konuşmaya
devam ettiğini
anlarsın
anlamasına
anlıyorsundur
yani
ama
bu konuda
söyleyebileceğin
hiçbir
şey yoktur
hiçbir
konuda söyleyebileceğin
hiçbir
şey yokmuş gibi hissedersin kendini
ve
her konuda söyleyebileceğin her şeyin
daha
önce
bir
başkası tarafından da söylenmiş olabileceğini
ve
bir film izler
ben
bunu biliyordum dersin
bir
kitap okuyup - ben bunu biliyordum
ben
her şeyi biliyordum aslında
unutmuşum
hatırlıyorum
zamanla
kendime
geliyorum
ayılıyorum
27
yıldır
komadan
çıkmaya çalışan
bir
adam gibiyim
ve
çıktığımı hissedebiliyorum
yani
üzerime geçirdiğim
ceset
torbasını yırttığımı
hâlâ
bazı plastik parçaları duruyor
eriyorlar
yavaş yavaş
eriyip
yok oluyorlar
ruhumun
sıcak bir lavdan farkı yok
ve
en başından beri
şiirin
en başından beri
süregelen
akan
aşağı
doğru inen bu şey
bu
ruh hali
aslında
bir anlamda
kesik
kesik gibi görünse de
belli
bir bütünlüğü taşıyor
kesilip
koparılmış ve
sonra
düzenli bir şekilde dikilmiş
elbiseye
benziyor
yaması
olmayan eski bir elbise
sadece
kesilmiş olan yerlerine
içerden
dikiş atılmış
ben
görüyorum o izleri sadece
ve
daha sonra alışıyorum
ve
daha sonra sıcaklık artıyor
ceset
torbası ergimeye devam ediyor
ruhum
ısınıyor
ruhum
yaşamayı öğreniyor
konuşmayı
öğreniyor
dinlemeyi
öğreniyor
yazmayı
sonra
veya
okumayı
ve
yürümeyi belki
ve
bir yerden bir yere gitmeyi
ama
sakat kalmış bir savaş gazisi gibi
yıllarca
çarpışmış olmanın
etkisiyle
birlikte
ardından
olan bitene öfke duyuyor
“ben
bunlar olsun diye savaşmadım ki”
hayır
ben savaşmadım
ben
kendimi savundum sadece
savunurken
arada bazı kesikler oluştu
ve
sonra bunları diktim
ve
dikiş yerleri belli olmasın diye
içeriye
açılan iki kapıyı
gözümü
ve ağzımı
kapalı
tutmayı seçtim
ve
zaman geçti
yeni
kesikler ve
kesikler
sonrası ortaya çıkan
içime
doğru dönen sarmal yollar
uzun
çok
uzun yollar
o
kadar uzunki
sıkılıp
yarıda kesebilirsin
o
kadar uzun ki
sıkılıp
geri dönebilirsin
ve
hatta geri dönmeye çalışıp
içerden
çıkamayabilirsin
o
yüzden devam et
sonunda
iyi
bir son için
vaat
edebileceğim
hiçbir
şey olmasa da
devam
et
kendini
çözümlemeye başladın artık
çözülmeden
yapıyorsun üstelik bunu
çözünmeden
hatta
ve
aptal kelime oyunları gibi görünen her şey
aslında
birer anlamı olan
figüran
gibi görünüyor sana
tek
karelik bir sahne
üç
saniyelik bir yüz ifadesi
ya
da bir fotoğraf
her
şeyi anlamana yeter
eğer
anlayabilirsen
ve
sadece
benzer
duyguları
kendi
ceset torbanın içinde
saklayabiliyorsan
yapabilirsin bunu
ben
açıklayamam
ama
sen açabilirsin
kendi
içini
kendi
içine
birinin
yolu
sana
tarif etmesini bekleme
bilmediğini
biliyorum
ve
anlamlandıramadığını da
ama
hissediyor olmalısın
başarı
yok
kazanç
yok
umut
yok
zarafet
var sadece
ve
akış
ve
hiçliğe gidiyor olduğunun
bilincinde
olarak
bunu
önemsemeden
devam
etme arzusu
yapman
gerekeni değil
yapmak
istediğini yapmak
yapabildiğin
kadarıyla
ya
da evden çıkmamak söz gelimi
içindeki
boşluğu
tüm
dünyayı yutabilecek kadar
boşaltmak
bir
sonraki dizeyi düşünme
bir
sonraki notayı düşünme
bir
sonraki çizgiyi
bir
sonraki rengini
boya
kalemleri senin olabilir
yüzünü
boyamadığın sürece
problem
olacağını sanmıyorum bunun
seni
rahat bırakmaları için
yazmanı
söylediklerini yazmadığın sürece
ruhundaki
hava deliklerinden sızabileceklerini sanmıyorum
rahatsız
olmaya devam etmelisin
rahatsız
olduğun için rahatsız ediyorsun
ve
o yüzden anlayamıyorsun
mutlu
ferah ve isyan barındırmayan
tüm
o suratları
halinden
memnun yaşamlar
sunulana
razı edilen insanlar
ortadaki
her şey yanlışken
tek
yanlış gibi görünmekten korkma
devam
et
devam
etmelisin
hiç
bir şey değişmeyecek
ama
hiç olmazsa
ben
de değişmedim, diyeceksin
sonra
sonra
ölüp yok olduğunda
insanlar
methiyeler sıralayacak arkandan
merhumu
nasıl bilirdiniz?
konuşabilsen
hiç
bir şey bilmiyorsunuz, diyebilirdin belki o an
hiç
bir şey bilmediniz
dinlemediniz
çünkü
söylemedim
odamda
odamda
ve tek başımayken
hayır,
söylememeye devam edeceğim
ve
bu sır perdesi
bir
artistik patinaj için çekilmedi
çekindiğim
zamanlar
çekinmeyi
bilselerdi
ortada
rahatsızlık verecek
bir
rüzgar esmeyecekti
ama
var olan ruhların
oluşturduğu
basınç farkları
gerçekten
ama gerçekten
beni
eve hapsetti
şimdi
durup düşününce
dışarıdaki
rüzgar
bu
rüzgara karşı savunması olmayan ruhuma
ağır
geliyor
o
yüzden
pencereler
açık olsa da
perdeler
çekili
ışıklar
sönük
öğlenin
birinde
loş
bir odada oturmuş
müzik
dinliyorum
ne
dediğini anlamadığım insanların
söylediği
şarkılar
size
anlatamayacağım kadar
sihirli
geliyor bana
sihirli
resimler
sihirli
fotokopi kağıtları
ve
sihirli insanlar
dünyanın
aslında, hiç de iyi bir yer olmadığını ama
bi
tek benim böyle düşünmediğimi anlatıyorlar
beraber
hareket etsek bile
kıramayacağımız
kadar kalın zincirler var
birbirimizin
üzerine çıksak bile
en
üstümüzdeki aşamaz, onların duvarlarını
o
yüzden yazıyoruz
o
yüzden müzik yapıyoruz
o
yüzden film
resim
de o yüzden
ve
şimdi
her
şeyin defalarca başa sardığı bir noktada
hiçbir
ilerleme kaydedemeden
ama
gerilemeye sebep verecek bir değişim de geçirmeden
bekliyorum…
bekliyoruz…
beklentisiz
bir şekilde
kendi
halimizde
bir
şeyler yapmayı
sürdürürken
1nisan2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder