22 Ağustos 2004

ziftçi



ziftçi




gene yalan söylemişti işte.. ve durmadan yalan söylüyordu zaten.. sürekli gizliyordu bir şeyleri.. ve aniden.. hiç beklenmedik bir anda.. yüzünde patlıyordu her şey.. ona göre değildi.. bunu biliyordu da.. ama anlatamıyordu bir türlü.. anlamıyordu adam..




"ayrılmalıyız."

"ama neden?"

"sana göre değilim, anla işte.."

"yapma bunu."




hatunun değişmesi gerekiyordu.. ama değişmiyordu.. adam yine de seviyordu onu.. sürekli azalsa da bu sevgi, hiç bitmiyordu.. bir gün aniden patlayacak ve hiç kalmayacaktı..




***




bir kumar masasında tanıştım onlarla.. 25 yaşlarında bir adam.. ve 21 yaşında dünya tatlısı bir hatun.. çok tatlı.. içine giremeyeceğin kadar.. sadece seyredeceksin.. sonsuza kadar.. hiç bıkmadan.. hepsi bu..




oysa içi kaynıyordu hatunun.. seks bağımlısı.. nemfomanyak..




***




tip karşımda oturuyor.. poker.. ve hatun arada sırada dönüyor masanın etrafında.. işi çözdüm.. ve hatundan biraz oturmasını isteyerek, başımı döndürdüğünü söyledim.. itiraz etti.. o halde biraz da bana kopya ver güzelim dedim.. adam atıldı.. ne demek istiyorsun lan sen dedi.. kes lan dedim.. 2 saattir hatundan tiyo alıyosun..




solumdaki tip 30 yaşlarında ünlü bir kumarbazdı ve hatunun büyüsüne kapılmıştı..




"oooo" dedi.. "biz de beyfendi ne kadar şanslı diye düşünüyoruz."




tip tırstı.. hatun da.. tipe bir yumruk geçirdi kumarbaz.. bende masanın altından taşaklarına topuklarımla bastırdım.. sağımdaki eleman koluna sigara bastı.. tuttuğumuz gibi elemanı kaldırıp camdan aşağı attık.. 1. kat zaten.. bi bok olmadı.. kafasının üzerine düşüp bayıldı heralde.. çünkü uzunca bir süre içeri dönmedi.. solumdaki kumarbaz eleman, birlikte yaşadığı hatuna, eve gitmesini, kendisinin gecikeceğini söyledi.. oda gitti.. hatun yalnız kalmıştı ve çözmüştü işi.. istiyordu da.. az önce aşağı attığımız erkeğe aşıkmış bir zamanlar.. sürekli azalmış bu sevgi, hiç bitmeyeceğini sansa da, bir gün aniden patlamış her şey.. hiç kalmamış elde..




hatun masaya dayadı kıçını.. masanın kenarı kalçasına gömüldü ve içim cız etti.. dikildi alet.. artık duramazdım.. sadece hatunun vazgeçmesi engelleyebilirdi beni.. bir elbise vardı.. mor renk.. fırfırlı, ilginç.. saçını iki yandan, iki at kuyruğu yapmıştı.. bu saça karşı bir fetiş var bende.. ve bu, hiç gerçekleştiremediğim bir fantezi.. göğüslerinin bir kısmı dışardaydı.. sütyen yoktu belkide.. bunu anlayacaktık az sonra.. ayağa kalktım, yanına gittim.. "sevgilini düşünmüyor musun?" dedim, elimle kutucuğunu kavrayarak.. "kendime engel olamıyorum, hemen bitirelim şu işi" dedi.. "bizim için hava hoş" dedi kumarbaz herif gülerek..




ev benimdi.. dördü de arkadaşımdı.. canım sıkılıyordu ve param vardı.. kaybetmek ve eğlenmek için onları çağırmıştım.. bu hatunlaysa ilk kez karşılaşıyordum, sadece adını duymuştum, sık sık bahsediliyordu bize, az önce aşağı attığımız eleman tarafından.. övüyordu da övüyor ama hiç bizle tanıştırmıyordu sevgilisini. neyse, boynuna yanaştım ve öpmeye başladım.. çok güzel kokuyordu ve parfüm yoktu! dudaklarına sokuldum.. alt dudağımı ısırdı.. canım acıdı ve zevk aldım.. kumarbaz herif masaya çıkarak, dizlerinin üzerinde durdu.. hatunu masaya yatırarak eğildim.. açtım bölgeyi.. süperdi.. işte bu dedim kendi kendime.. yalamaya başladım.. eleman ise bizi izliyordu.. genç bir çocuktu ve neye uğradığını anlayamamıştı.. şok geçiriyordu.. şok geçerdi birazdan ve aramıza katılırdı.. sorun yoktu.. kumarbaz herif aletini çıkardı.. hatun ağzını açtı.. ben ise hatunun bacaklarını omzuma aldım.. hatun inledi.. kapı açıldı.. ve aynı anda hatuna girdim.. çıktım.. girdim.. kapıdan girdi az önce camdan aşağı attığımız eleman ve tecavüz etmediğimizi, sevgilisinin de inlediğini anlayınca geri geri yürüyerek ve sendeleyerek çıktı dışarı.. kapıyı açık bırakmıştı it oğlu it.. şoktaki elemandan kapıyı örtmesini istedim.. o ise aceleyle çarptı kapıyı.. ilk kez porno izleyen genç delikanlılar gibiydi, gözünü bile kırpmıyordu.. ben hatunun sol ayak parmaklarını teker teker aldım ağzıma, yalıyordum, emiyordum.. bir elim ile de göğüslerini açtım.. sütyen yoktu.. iyice yüklendim.. gidip gelmeyi sürdürdüm.. bu şekilde 15 dakika takıldık.. bu sırada genç eleman kenardan izleyip aletini sıvazlıyordu.. kumarbaz herif boşaldı.. genç tip de kendi eline patladı.. kovdum onları.. ev benim, ve siz gidin.. zaten boşalmışlardı.. bilirsiniz, en az 20 dakika insanın canı istemez.. gitmek için fermuarlar çekildi ve hatun da hareketlenince;




"sen nereye güzel kız?" dedim..

"eve?"

"kalsan nasıl olur?"

"ama.. yani.. şey.. sevgilim.."

"kal işte.." puşt bir gülüş salladım.. kapı çarpıldı.. yalnız kalmıştık..

"bence" dedim.. "sen ona göre değilsin."

"bunu ona söyledim zaten."

"ve bence şimdi o sana 'orospusun kızım sen' diyicek" bişi demek istedi ama durmadım.. "ve dahası senin gibileri iyi tanırım, kendinize 'kızım' denmesini hiç mi hiç istemezsiniz.. orospu kelimesinden de –zaman zaman kabullenmeniz dışında- nefret edersiniz.."

"evet.. gıcık olurum.."

"o halde seni iyi tanıyan biri ile takıl bundan sonra, hikayeni biliyorum, seks hayatında özgürsün."

"sevdim"

"yemek yapmasını bilirsin öyle değil mi?"

"elbette.. yunan yemekleri.. bir zamanlar bir yunanla sevgiliydim."




yarım saat geçti.. bu süre içinde hatunu elemandan iyice soğutmak için, kaç takla attım bir bilseniz.. ve hatun yatağın üzerindeydi.. arkasındaydım.. dört ayak.. iki at kuyruğu.. at kuyrukları ellerimce çekiliyordu.. kalçası kasıklarıma çarpıyordu.. şak şak şak diye ses çıkıyordu.. yanlış anlamayın, ters ilişki değil, -o tarzı sevmem- arkadan öne, gidip geliyordum.. durdum.. gidip dolaptan büyük bir ayna çıkardım ve yatağın önüne, yüzümüzün baktığı yöne koydum.. hatunun mimiklerini görmek istiyordum.. dudaklarını ve gözlerini.. dudaklarını ısırışını ve gözlerinin kayışını.. tekrar arkasına geçtim.. ritmimiz çok iyiydi.. kapı açıldı.. hay sikiyim böyle işi dedim içimden.. hatunsa dışından 'bi rahat yok ya' dedi.. kilidim bozuktu.. eleman hatunun eşyalarını getirmişti.. ve ağlıyordu.. eşyaları odaya attı.. sulu gözler.. bende ağlarım bazen.. ama bu şekil bir duygusallık midemi bulandırır.. "seni hep sevicem" dedi eleman ve gitti.. kapıyı açık bıraktı orospu çocuğu.. gidip kapadım. hatunun yanına geldim ve bu kez onu üzerime aldım.. elimi ısırıyordu.. çok iyiydi.. çok iyi.. boşaldık.. neyse.. indi üzerimden ve yanıma yattı..




"sende kalabilir miyim" dedi..

"sana aşık oldum" dedim..

"ben olmak üzereyim ve sende kalabilir miyim?" dedi..

"sana aşık oldum" dedim tekrar..

"adamı delirtme" dedi.. "bişi sordum"

"sana aşığım"

"kalıyorum o halde"

"gerçekten aşığım ama."

"kaldım o halde"

"sana aşı.." koluma cimcik attı.. tanrım! o ne tırnak öyle.. kalktı ve masadaki viski şişesine yöneldi.. ona giyinmesini söyledim.. sevişirken çıplaklık güzeldir.. ancak evde giyinik dolaşmak gerekir.. hem kapının kilidi bozuk..




hikayesini anlattı bana.. ufak bir hikaye.. doğru ya da yalan.. umrumda bile değildi.. inandım ona.. yarın başka bir geçmiş ile çıksa karşıma, ona da inanırdım.. aşk bir inanç meselesi değildir.. ten meselesi de değildir.. ruh işidir.. ve siz anlamazsınız.. siz bedeni sevip, o sevdiğiniz bedene sahip olmayı aşk sayarsınız.. oysa bu sözünü ettiğiniz şey seks bile değildir.. aşk ve seks bedenle alakalı, fiziksel kavramlar değildir.. seks biraz fizikseldir.. tamamen değil.




ertesi sabah bir öpücük ile uyandım ve ondan beni bir daha bu şekilde uyandırmamasını söyledim.. sabahları sinirliyimdir..

"bende sevmem ama hoşuna gidebileceğini sandım.. bilirsin"

"hoşuna gidiyorsa her sabah öp.. ama hoşuna gitmeyen bişiyi, ben seviyorum diye yapmak zorunda değilsin.. seni seviyorum, bir köleyi değil."

"gittikçe daha derine sokuyorsun beni."

"seni içime sokucam"

"seni seviyorum"

"bende ama sık sık tekrarlamayalım olur mu?"

"hı hı.. şu an tam yeriydi ama öyle değil mi?"

"evet.. tam yeri"




sevimli bir kahkaha attı hatun, nerden buldum lan seni dedi..

"can sıkıntım seni buldu" dedim

"ne?" dedi yüzünü ekşiterek

"canım sıkılıyordu ve kumar oynamak istedim."

"kumarda kaybettin"

"hile yaptın ama"

"bundan sonra sana tiyo vericem"

"hile sevmem.. kahvaltı hazır mı?"

"elbette"

"erken uyanırsam ben de hazırlarım, ve canın istemediği zamanlarda bu boku hazırlama.. zorla yaşam işkencedir.. örneğin benim erken uyanıp işe gitmem.. işkencedir.. zorla yapılan her iş işkencedir.. ve bu lanet evde işkencelerle, ekşiyen yüz ifadeleri istemem.."




kahvaltımı yapıp işe gittim.. belediyede çalışıyordum.. ziftçiydim.. mahalle mahalle gezer zift dökerdik.. başlangıçta zevkliydi aslında.. ilk bir ay zevk aldım.. 7 aydır bu işi yapıyordum ve artık çok sıkılmıştım.. 15-20 iş değiştirdim.. 25 yaşındayım.. eskiden 1-2 ay çalışır ve başka iş arardım.. ancak bu iş can sıkıcı olmasına rağmen iş başındayken beni kesen bir patron olmadığı için hala sürdürüyorum.. hangi patron gelip beni güneşin altında zift dökerken izlemek ister ki? eline patlayan genç elemanla aynı işteydik.. eleman 19 yaşındaydı.. lise 2 terk.. çok konuşup az iş yapanlarından.. ve bir de 29 yaşında evli 1 çocuk babası zifçi vardı.. iğrenç bir herif.. iki çift geyik döndüremez.. asık suratlı.. nasıl katlanabilirsiniz ki? zift dökerken, gittiğimiz mahallelerde çocuklarla konuşurdum..




beşte eve geldim.. zift işi böyledir.. zifti döker, bir süre sonra eve gidersin.. her iş böyledir.. döker ve gidersin.. zifte hayatım karışıyordu.. hayatımı ziftliyordum asfaltlara.. 8 saat zift, 1 saat yol.. yarım saat kahvaltı yarım saat akşam yemeği.. hayat nerede dostlar? ziftlere bakın.. aldığınız çaya bakın.. ekmeğe bakın.. giydiğiniz gömleğe bakın.. size pantolon satan adamın akşama kadar sizi beklediğini hiç düşündünüz mü? sinek avlayan bir dükkanda hayatını avlatan bir adam bekler sizi.. gidersin.. şu ne kadar.. bu ne kadar.. o ne kadar.. sen hayatını zift dökerek çaldırırsın, o dil dökerek, bir diğeri ekin ekerek.. hayat bu.. zift dök ve eve gel.. hayat bu.. kumar oyna.. maç izle.. bu işte.. bira iç.. sıç.. bi hatun bul.. seviş.. bulamadığın zamanlarda otuz bir çek.. porno izle.. işte hayat bu.. neyse ki ben durumu kotarmıştım.. bu aşk beni bir süre daha hayatta tutardı.. bi ara gene açardım gazları elbette.. açık unutmuşum derdim kurtarmaya gelenlere.. nasıl anlıyorlar anlamış değilim.. bırakın da öleyim işte.. hap at, mideni yıkatsınlar, tüp aç, odayı havalandırsınlar.. kapıyı ittim.. açılmadı.. hasiktir dedim.. kafamda güzel değil ama, yanlış eve mi geldim acaba? zili farkettim.. adım yazıyordu zilde.. bastım.. zırnnnn.. hatun açtı kapıyı.. öptü.. işte bunu severim..




"hoş geldin canım, misafirimiz var." tek odaydı evim.. bi de tuvalet.. tek odadaydı her şey.. bir yatak bir masa, 4 sandalye bir koltuk bir lavoba.. ucuzdu kira.. ev sahibi bölmüştü burayı ve dükkan olarak tasarlamıştı, bende eve dönüştürdüm ve kirayı hiç aksatmadım.. camdan aşağı atılan adam vardı içerde..




"oo hoş geldin kardeşim." dedim.

"ihanet ettin kardeşine."

"kes lan piç.. beni seçti.. zırlıcaksan siktirol git."

"sakin ol hayatım" dedi hatun.. tip dayanamadı.. kim olsa dayanamaz.. ben dayanırım.. takmam böyle şeyleri.. tip dayanamadı.. ayağa kalktı.. omzuna elimi koydum ve

"bak dostum" dedim.. "sana tavsiye, sen onunla yapamazsın, git kendine başka bi kız bul ve sahip ol ona."




gitti.. bi daha da gelmedi..




"kapı ne iş?" dedim hatuna

"biraz param vardı.. kızmadın ya?"

"yo.. kafana göre takıl.. ev senin.. yemekte ne var?"

"henüz yapmadım.. kaçta geleceğini bilmiyordum."

"söyledim ya çıkarken evden."

"hadi ya? duymamışım."

"iyi.. dışarı çıkalım istersen?"

"giyinsem?"

"süs püs yapma.. düğüne gitmiyoruz."

"düğün sevmem."

"sevsen bile gitmem."

"süs püs de sevmem."

" giyin hadi.."




dışarı çıktık.. her zaman takıldığım bir bar vardı.. içeri girdik.. çevrem vardı.. arkadaşlar falan.. hatunu tanıştırdım.. oturduk.. biralar geldi.. bir hatun bana bakıyordu.. karakızıl saçları vardı.. en sevdiğim renk karışımlarından biri kara kızıldır.. dans edelim dedim hatuna.. sevmem dedi.. peki o halde karşı ki hatunu alıyorum ben dedim, karakızılı işaret ederek.. "kafana göre takıl" dedi, güldük




saat 11 oldu.. eve gittik.. hatun sarhoştu.. ben az içmiştim.. iş günleri pek içmem.. hafta sonları ise abartırım.. hafta içlerimi satarak hafta sonumu kazanırım.. herkes öyle yapar.. abartılacak bir durum yok ortada.. hatun yatağa yattı.. sızmıştı.. elbiseleri ile.. ayakkabısı ile.. tokaları ile.. soydum onu.. ve giydirdim.. yanına yattım.. sırt üstü yatıyordu.. ayaklarını uzattığı yöne bir yastık dikip ayaklarımı koltuğa uzattım.. izlemeye başladım.. uyuyordu.. izliyordum.. dudaklarına baktım.. göz kapaklarına.. burnuna.. burun deliklerine.. kulaklarına.. boynuna.. göğüslerine.. nasıl oluyor diye düşündüm kendi kendime.. sadece beyaz bir sıvı.. nasıl oluyor..




işim iyiydi.. yemek yapmasını bilmiyordum.. seks sorun değildi.. konuşmasını biliyordu hatun.. gülüyordu.. ağlıyordu da.. tepkiler yerli yerindeydi.. hayattaydı yani hala.. ve pempe değildi.. anlıyor musunuz? pempe renkli hatunları sevmem..




hatun bana bağlı değildi.. sadece seviyordu.. ama adamamıştı kendini.. her türlü adanmışlık midemi bulandırır.. sabah uyandırdı.. televizyon alsak ya dedi, canım çok sıkılıyor gündüz..

al dedim,

nası alıcam?

para vericem ve alıcan.

ver o zaman..




***




işe gittim.. eve geldim.. yemek yaptı.. belki eve başka adamlarda aldı gündüz.. belki de hep televizyon izledi.. bazen bara gittik.. seviştik.. konuştuk.. hayatımızın sırrını paylaştık.. böylece sürdü.. uzun süre.. çok uzun süre.. ve şu an karşımda uyumakta.. izliyorum.. dudaklar.. dişler.. tokaları.. göz kapakları.. ayak tırnakları.. dirsekleri.. bilekleri.. parmakları.. izliyorum.. yazıyorum.. böyle yani.. sürüyor.. hala sürüyor..




// 22.08.2004 – 00:35