16 Nisan 2009

murder murder, my mind state

şimdi ben burada
çeşitli şekillerde öldürülmüş olan
adamların hayatlarını inceliyorum

kafaya tek kurşun
patlayan bomba
idam
işkence
intihar süsü
vesaire vesaire vesaire

ister istemez üzerinde düşünüyorum bunların
bize gösterilen olaylar diyorum
kendi kendime
bize gösterilen olaylar
gerçekte olan bitenin
kaçta kaçı?

şimdi ben burada
bir şekilde öldürülmüş olan
ve çoktan unutulan
adamların hayatlarını inceliyorum
tanımıyorum bu adamları
çoğunu tanımıyorum
adını bile bilmiyorum çoğunun
çocukları napıyor bilmiyorum
düşünceleri hâlâ dolaşımda mı bilmiyorum
okuyorum sadece
nasıl öldürüldüklerine bakıyorum
neden öldürüldüklerini tahmin edebiliyorum az çok

çenesini tutmamak
yani aslında cesur olmak
böyle diyelim şu işe
ne dersiniz?
cesur olmak!
silgisiz kalemle yazmak
olabilir değil mi?
ve inatçı olmak bir de
evet evet, inatçı olmak
hemen hemen hepsinin
bir diğer özelliği de
bu işten pek bir şey kazanmamak
tabii diğer tarafta
adil bir yaşam uğruna ölenleri de
kendisine boyun eğmedi diye
şehit saymayacaksa tanrı-nız

gerçekten pisi pisine
tüm bu cinayetler
pis bir şekilde
korkak bir şekilde
kalleş bir şekille
öldürülen insanlar

“e öldün işte salak” demişlerdir arkalarından
“o kadar şey yazdın da noldu?” demişlerdir
“ne değişti, sen öldün de bu uğurda?” demişlerdir
mesela Uğur Mumcu’ya demişlerdir bunu
eminim diyen olmuştur yani
“noldu susmadın da?” demişlerdir
“ne değişti?”

gazete arşivlerine bakıyorum şimdi
internetten gazete arşivlerine bakıyorum
gündemi takip etmeyen biri olarak
on sene geriden takip ediyorum sizi
ve görüyorum ki
değişen hiçbir şey olmamış

adamın biri
“ıssız adam’ı izlemelisin” diyor
ben de ona
“seyirci kalmak istemiyorum olan bitene”
diyorum

yani anlatabiliyor muyum meseleyi?
seyirci kalmaktan söz ediyorum
olan biten her şeye seyirci kalmaktan
ya da üç beş gün eylem yapıp
mesela “hepimiz ermeniyiz” diye bağırıp
sonra evlere dağılmaktan

hayır efendim, hepimiz ermeni falan değiliz aslında
hepimiz vicdanımızı rahatlatmak
ve biraz da çoğunluk içinde güvende kalarak
koro olmanın kamuflajı sayesinde
bağırıp çağırmak istedik
stres attık yani
slogan değil, stres!

sonra da evlere dağılıp
her gün ne yapıyorsak, onu yaptık
patronumuz bize “geri zekalı karı” dedi
biz de içimizden “orospu çocuğu” dedik

böyle yürüdü yani yaşam süreci
çoğumuz için böyle yürüdü
sonra da eve gelip çocuğumuzu sevdik mesela
onu dünyaya getirdiğimiz için gurur duyduk kendimiz ile
ve “senede bir gün” şarkısına nispet yaparcasına
sadece ölüm yıl dönümlerinde andık insanları
Bahriye Üçok’u mesela

“ekspres kargo tarafından ulaştırılan ve gönderici olarak ilmi araştırmalar vakfı'nın göründüğü kitap paketini saat 16.30 sularında kapısının önünde açmaya çalışırken, paketin içine yerleştirilmiş olan bomba patladı”

dehşet verici bir şey olmalı bu
dehşet verici bir şey
ama hayır
bizi dehşete alıştırdılar
artık her akşam bir cinayet izliyoruz televizyonda
her allahın günü
bir cinayet izliyoruz
senaryo gereği ölüyor birileri
işte ne bileyim, parada anlaşamıyor
başka kanalla anlaşıyor
tatile çıkmak istiyor
canı diziden çekilmek istiyor
ve ölüveriyor aniden
biz bunu izleyip gözyaşı döküyoruz
sonra gerçekten biri öldürülünce
hiçbir şey hissedemiyoruz
bunu da dizi-film sanıyoruz
gerçekten öyle sanıyoruz ama

algı düzeyimiz değiştirildi
bilinç düzeyimiz yok edildi
tepki mekanizmalarımız eritildi
artık haberlerde “bir çocuk intihar etti” denilince
rol icabı öldü diye düşünüyoruz
yani elbette direkt böyle düşünmüyoruz ama
birileri bizi buna alıştırıyor

çünkü tepemizdeki tepilesicelerin
aldıkları yeni özel uçak haberinden sonra
yaşamak istediğimiz hayatları izliyoruz
gerçekleri unutup mutlu oluyoruz böylece
bize sürekli yeni kahramanlar üretiyorlar
yeni mutlu aşk hikayeleri
yeni mahalle delikanlıları
modern robin hood’lar

ve ertesi gün işe giderken
yanı başımızda patlayan bir bombayla
kimin öldürüldüğünü merak etmekten çok
hayatta kaldığımız için şükrediyoruz
her şeye şükrediyoruz tanrısını satayım
beterin beteri var diyoruz
hiç olmazsa bir işimiz var diyoruz
hiç olmazsa karnımız doyuyor diyoruz
sonra günün birinde
oğlumuz veya sevgilimiz
bir hiç uğruna öldürülünce doğuda
allah belanı versin pkk diyoruz
allah belanı versin apo diyoruz
kürtleri sınır dışı etmeyi falan düşünüyoruz sonra
sanki tüm yaşananların nedeni
tek bir adammış gibi

başka nedenleri es geçiyoruz
süre giden savaşın kazanç kapısı olduğunu görmüyoruz
bizi kutuplara bölen kutup ayılarını görmüyoruz
sürekli didişiyoruz tanrısını satayım
sürekli özgürlük istiyoruz
sürekli barış
sürekli sağlık
ama anlayamadığımız şey
yaşayacak tek bir hayatımızın olduğu gerçeği
ve onu ertelediğimiz sürece
bizim için ölen insanlar
sizin de dediğiniz gibi
pisi pisine ölmüş olmakta

uğur mumcu mesela
adına dernekler açılan
anma geceleri düzenlenen
uğur mumcu

“karlı sokak'taki evinin önünde, arabasına konan c-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu vahşice ve kalleşçe katledildi.”

bu bana vahşice geliyor
bu bana insanlık dışı geliyor
bu bana oldukça trajik geliyor
yani olayın komik bir tarafı falan yok
saf olarak trajik
ve gerçek
ve olayların gerçek olması
sizi artık rahatsız etmiyor
çünkü televizyondaki
veya gazetedeki dünyanın
bir başka gezegende yaşandığını düşünmek
hoşunuza gidiyor

hayır öyle yapmıyor musunuz?
yani gerçekleri görebiliyor musunuz?
öyleyse neden isyan etmiyorsunuz?
çünkü korkuyorsunuz galiba
içeri alınmaktan korkuyorsunuz
sınır dışı edilmekten korkuyorsunuz
öldürülmekten korkuyorsunuz
ya da ailenizin başına
siz ortadan kaybettirildikten sonra
sinsi felaketler silsilesinin getirileceğinden
ya da size sunulan nimetlerin
satın aldığınız ürünlerin
elinizden alınmasından korkuyorsunuz
yani bir tazminat davasından korkuyorsunuz

ve gün geçtikçe sevmeye başlıyorsunuz
sahip olduğunuz her şeyi
arabanızı seviyorsunuz
evinizi seviyorsunuz
televizyonunuzu seviyorsunuz
bir gün birileri koşulları değiştirirse
bu rahat yaşamı da elinizden alırlar diye korkuyorsunuz

hiçbir şeye sahip olmayanlar da şükrediyor zaten
birilerinden hallice olanlar hallerine şükrediyor
adam asgari ücret alıyor
ve “hiç değilse bir işim var” diyor
hiç değilse bir işim var
evet haklısınız aslında
hiç değilse bir işiniz var
hiç değilse benim de bir işim var
yoksa yazamayabilirdim mesela
yoksa fanzin çıkaramayabilirdim
peki ya siz naapıyorsunuz?
yani kazandığınız parayla napıyorsunuz diyorum?

burada bir devrim düşü kurmuyorum
öyle bir şey olamayacak zaten
isyanlar ve savaşlar artacak
ve sonra mad max gerçek olacak
sonra tarih kaybolacak
sonra tüm bu teknoloji yerle bir olacak
sonra dünya kendini yenilemeye başlar belki
belki de hep bu olmuştur milyonlarca yıldır
belki de sürekli kendi kendine reset atıyordur insanlık
sonra da işte ne bileyim
tanrıyı icat ediyordur
adem ve havva gibi iki ilk insanı icat ediyordur
sonra işte kabil ve habil’i anlatıp
bir şeyleri hak etmiş olmak için
bir şeylerini feda etmen gerek diyordur

doğru olabilir bu
kısmen doğru olabilir
ama bana tamamen yanlış gelen birileri varken tepemde
hatta tepemde birinin olması yanlış gelirken
siz kendi kendinize yeni yeni tepeler inşa ediyorsunuz
sonra da böyle yazılar yazan adamları
ilgili diye gösterilen kurumlara şikayet ediyorsunuz
çünkü, ilgiliniz onlar sizin
ilgiliniz
ilgili kurumlarınız
ama benim başımda bir ilgilim yok ne yazık ki
çoğu ölen adamın başında da bir ilgilisi yoktu
sonra, sahip olamadıkları insanları öldürdüler
sonra düşüncelerine susturucu takamadıkları adamlar öldü
pisi pisine öldü ama
gerçekten pisi pisine öldü

ve ben, şimdi o adamları inceliyorum burada
canım sıkıldı inceliyorum
size ne kardeşim
elimde internet var
devletin yasaklarını delecek kadar bilgim var
sadece kendi ‘kendi’me ait olan bir iradem var
inceliyorum
sonra da dizeler inşa ediyorum
şiir mi bu, bilmiyorum
olmayadabilir şiir
şiir olmasın hatta
girdap koydum ben onların da adını
var mı itirazı olan?
dava kapanmıştır!

krizi bahane eden patronlar
ve yeni bir uçak alan kaçıklar
hayatlarını yaşamaya devam edebilir

ben sevmedim bana sundukları hayatı
o yüzden vır vır konuşuyorum
kara kutu gibi yaşıyorum ben
hayatın kara kutusu
duyduğu sesleri
gördüğü görüntüleri
ve yaşamak zorunda bırakıldığı köleliği
durmadan nakleden bir kara kutu

ki unutmayın ki
düşen uçaktan sonra açığa çıkar
hatanın kulede mi yoksa
kaptanda mı olduğu
ama siz, bunu bile
kılıfınıza uydurabilir
ve daima kazanabilirsiniz

çünkü aptal bir halk
kendilerine aptal diyen insanların
bunu niye söylediklerini düşünmektense
“kalp krizinden öldü” der geçerler
ve şükrederler daima
daima şükrederler
daha kötüleri de var çünkü
ve daha kötüleri gelmeye devam edecek
daha kötüleri
daha da kötüleri
kötülerin kötüleri
ve siz çalışarak özgürleştiğinizi düşünüp
hayatınıza kayanlara teşekkür edeceksiniz
size iş imkanı sağladıkları için

ama çivileri üzerinize çakıp
toprağın altına sakladıklarında sizi
yaşamış olmayacaksınız
öldürülen insanlar kadar

Not: başlık, 2pac’ın “Outlaw” (kanun kaçağı) adlı şarkısındaki bir dizesinden alınmıştır. o dizede, “tek görebildiğim cinayet, cinayet. zihin halim” der ve 7 eylül 1996’da, içinde bulunduğu araba taranmış, bir hafta komada kaldıktan sonra, 13 eylül 1996’da, sizin deyiminizle “bir hiç uğruna” geberip gitmiştir. zihin halini anlatan yüzlerce şarkıyı bize bırakarak…  öldükten sonra fikirleri tamamen çarpıtılıp ilahlaştırılarak... tüm öldürülen veya intihar eden insanlar gibi… çünkü birini ilah yapmak, onu ulaşılmaz, bizi de değersiz yapar… bu bir insan, bir heykel, veya “görünmez canavarlar” olabilir..

16.nisan.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder