“sanırım
gözlerim bozuldu” dedi
“güneşe
çıplak gözlerle baktığım için” dedi
“güneşe
aldandım” dedi
hiç
batmayacağını söyledi bana
hiç
gri bulutların ardına saklanmayacağını söyledi
bana
hiç zarar vermeyeceğini söyledi
gözlerim
kör olmuştu gerçekten dedi
gittiği
zamanlarda bile
onu
görüyordum karşımda
karanlıkta
yağmurlu
havalarda
en
kötü zamanlarda bile
farkına
varamıyordum
gerçekten
düşüşte olduğumun
sonra
birden
aslında
benim gibi
herkesin
onu görebildiğini
ve
herkese aynı şeyleri söylediğini fark ettim
herkesi
aldatıyordu dedi
herkese
yalan söylüyordu
“peki
ya sonra” dedim
“buradayım
sonrasında
hiçbir
şekilde kurtuluşa inanma
herhangi
bir şeyin
herhangi
bir şekilde
bir
gram bile değişmeyeceğine inan
her
şey kötü olabilir
ama
düş kırıklıkları yerine
gerçek
nedenlerden dolayı
kötü
hissedersin kendini
hiç
olmazsa dedi
kendini
aptal gibi hissetmezsin ve
pişmanlık
duymazsın böylece dedi
düş
kurma
hiçbir
şey için düş kurma
buradasın
böylesin
ve
bu durumun
herhangi
bir zamanda
herhangi
bir şekilde
değişme
ihtimalini sil kafandan
sigaraya
aban
alkole
aban
bir
hiçin peşinden koşma
bir
hiç gibi yaşayıp öl
nefesini
boşa harcama
zamanını
boşa harcama
ve
ölmeyeceksin inan buna
gerçekten
ölmeyeceksin ve
gerçek
olmayan şeylerin farkında olduğun için
kendini
iyi hissedeceksin
mutlu
değil
huzurlu
değil
iyi
sadece
iyi
ve
herkes kötü göründüğünü söyleyecek sana
herkes
kendini toplamanı söyleyecek
kendine
değer vermeni söyleyecek
kulaklarını
tıka onlara
değer
verilen her şey
istediği
değeri yükseltir bir süre sonra
daha
fazlasını ister her zaman herkes
peşinden
koşmanı ister
onları
sevmeni ister
ilgilenmeni
ister dedi
sen
değerlisin dedi
çöldeki
bir kar tanesi kadar değerlisin dedi
daha
dört yaşındayken
arkadaşlar
arasındaki her konuşmanda kekelediğin zaman başladı
deliliğinin
evresi
güldüler
hâlâ
gülüyorlar
sen
de gülüyorsun kendi kendine
bir
odada tek başına otururken gülüyorsun
aklına
gelen bir şeye gülüyorsun
başına
gelen saçmalıklara gülüyorsun
inandığın
her şeye gülüyorsun
ve
artık hiçbir şeye inanmadığın için gülüyorsun
hiç
bir şeye inanmıyorsun artık
hiç
bir şeye sevinmiyorsun
hiç
bir şeye ağlamıyorsun
“hissetmiyorum”
dedim evet
hiç
bir şey hissetmiyorum
ruhumu
dondurdular dedim
böylesi
daha iyi dedi
böylesi
daha iyi dedim
düş
yok
gelecek
yok
inanç
yok
buradayız
ve
çıkmak istemiyoruz içimizden
içimize
girmenizi de istemiyoruz
ben
ve kendim
sessizce
bir köşede saatlerce oturup
tek
laf etmeyen kendim
gülmeyen
ağlamayan
tepki
vermeyen
ama
tepki alan
hepsi
bu
en
çok neyi seversin diyor
en
çok kendi kendime konuşmayı severim diyorum
kendi
kendime gülmeyi severim diyorum
kendi
kendime ağlamayı severim
iyiyim
kendimle
iyi
geçiniyorum
ve
dışarıdan gelecek
her
türlü itkiye karşı
paranoyakça
yaklaşıyorum
ciddiye
almıyorum hiçbirinizi
kendimi
de ciddiye almıyorum
hiç
bir şeyi ciddiye almıyorum
sigaramı
içip bekliyorum sadece
birileri
konuşurken bekliyorum
birileri
ölürken bekliyorum
birileri
yardıma ihtiyacı olduğunu söylerken bekliyorum
ve
yardım istemiyorum kimseden
bir
yardıma ihtiyacım yok
düzelmeye
ihtiyacım yok
psikolojik
bir tedaviye
bir
kadına
cennete
paraya
sekse
veya aşka
tanrıya
hiç
bir şeye ihtiyacım yok
yeni
bir film izlemek istemiyorum
yeni
bir kitap okumak istemiyorum
yeni
bir insan tanımak istemiyorum
hayatımın
sonuna kadar
bedenimi
felç eden işlerde çalışıp
fotokopi
kağıtları katlıcam
dağıtmak
bile gelmiyor içimden onları
röportaj
yapmak içimden gelmiyor
beğenilerinizi
dinlemek içimden gelmiyor
burada
böylece oturup
mesai
sonraları
jori’ye
kulak vericem
bana
ben bir hiçim diyecek jori
sonra
fikir değiştirip ben her şeyim diyecek
hiçliği
gör diyecek
işe
yaramaz ve boş şarkılar söyleyecek bana
işe
yaramaz ve boş şiirler yazmaya devam edicem bende
işe
yaramaz ve boş bir adam olmaya
işe
yaramaz ve boş fanzinler çıkarmaya
her
şey hâlâ aynı kısaca
ve
şikayetçi değilim bundan
hiçbir
şey için şikayetçi değilim
ve
şikayetlerinizi dinlemiyorum artık
evet
bu bir şiir değil
evet
ben bir gerizekalıyım
ve
her ne söylerseniz söyleyin
en
baştan onayladım
tepkisiz
heyecansız
hiçbir
şey beklemeden
ve
hiçbir şeyin peşinden koşmadan
günleri
geçirmeye devam edicem
çünkü
güneş yok
güneşe
ulaşma şansımız yok
hayatta
kalma şansımız yok
huzurlu
olma şansımız yok
tüm
kapılar üzerimize kapandı
ve
içerde mahsur kaldık
çıkış
yolunu bilmiyoruz
ama
bilmek de istemiyoruz
bağırıp
çağırmıyoruz da burada
imdat
çığlıkları atmıyoruz
kendi
kendimize iyi hissediyoruz kendimizi
yalnızken
kendimizle
inanmıyoruz
bir çıkışa
mutlu
olmaya da inanmıyoruz
hiçbir
şeye inanmıyoruz ve
arayış
içinde yaşamıyoruz
bir
tekrarın tekrarının tekrarını yaşıyoruz her gün
ezberledik
başımıza gelebilecek her şeyi
şaşırmıyoruz
da bu yüzden
olan
biten hiçbir şeye
ama
ölmüyoruz da
bekliyoruz
sadece
hepsi
bu
bekliyoruz
ve
neyi beklediğimizi soranlara
bilmediğimizi
söylüyoruz
“madem
her şey bu kadar karanlık
o
halde neden intihar etmiyorsun” diyenlere mesela
bekliyorum
diyoruz
ve
“bir şeylerin değişmesini mi” diye soruyorlar
“o
zaman hala umut ediyorsundur” diyorlar
hayır
diyoruz
hayır
umutlu
değiliz
umutsuz
değiliz
bekliyoruz
sadece
bu
şekilde yaşamayı seviyoruz belki de
sigara
içmeyi seviyoruz
votka
ile birayı harmanlamayı seviyoruz
gazetelerden
kolaj kesmeyi seviyoruz
this
empty flow’u seviyoruz
yazmayı
seviyoruz
ve
inan bana
bir
karamsarlık gütmüyoruz hiçbir konuda
beklentin
olmazsa diyoruz
karamsar
sayılmazsın
depresyonda
da değiliz diyoruz
ben
ve kendim söylüyor bunları
kendi
kendine konuşmayı seviyor
kendi
kendine yazmayı da
her
şey hâlâ aynı kısaca
bizim
tarafımızda da
sizin
tarafınızda da
ama
biz bu durumdan rahatsız değiliz
siz
de bizim adımıza rahatsız olmayı bırakın lütfen
2
eylül 2009