19 Eylül 2009

hiçbir yere doğru

zannediyorum
lavabonun deliği tıkalı
yani gitmiyor
akmıyor
o boşluktan
her ne ise akan
ruhumdan aşağıya
taşmak üzere
her şey ve birer birer
birikti

bekliyor şimdi
bir mucizenin gerçekleşmesini
ayakta
gözleri kapalı
ruhunun tabanına
batan karıncaları
görmezden geldi

tıkandı
her şey
bu boşluk yetersiz
anlamak için olan biteni
ve gerçekten sığ bir derinlik
içine doğru aktığı
taşmak istiyor
taşıyamadığı için olmalı

sıkışık
ve büyüyor daima
ve bu boş alan
gerçekten yetersiz

içine doğru yükselen
çukura baktı
ve gördü olan biteni
bu derinlik
gerçekten gereksiz

bekliyor şimdi
olduğu yerde
hiçbir şey yapmadan
yorumlamak gerekmiyor
anlamak istemiyor
kaymakta
bir yıldız gibi
hiçbir yere doğru

ve bu sınırsız boşluk
ona dar geldi
kurtulmak için
bir karadelik inşa etti
kalbinin tam ortasına

ve sonra onu
gizlemek için
gözlerini yumdu

kimse bilsin istemedi
içine doğru çekilen
o büyük ve boş
ve karanlık
hiçliği

bekle şimdi dedi
bekle şimdi
her şey geçecek
geçip gidecek
boşluk yutacak boşluğu

karanlıkta karanlığı
avlayan karanlık

ışık yok
hiçbir şey yok
var olan her şey
hiçbir şey

küller küllere
karışıncaya dek
bekle

19.eylül.2009

2 Eylül 2009

her şey hâlâ aynı

“sanırım gözlerim bozuldu” dedi
“güneşe çıplak gözlerle baktığım için” dedi
“güneşe aldandım” dedi
hiç batmayacağını söyledi bana
hiç gri bulutların ardına saklanmayacağını söyledi
bana hiç zarar vermeyeceğini söyledi
gözlerim kör olmuştu gerçekten dedi
gittiği zamanlarda bile
onu görüyordum karşımda
karanlıkta
yağmurlu havalarda
en kötü zamanlarda bile
farkına varamıyordum
gerçekten düşüşte olduğumun

sonra birden
aslında benim gibi
herkesin onu görebildiğini
ve herkese aynı şeyleri söylediğini fark ettim
herkesi aldatıyordu dedi
herkese yalan söylüyordu

“peki ya sonra” dedim
“buradayım sonrasında
hiçbir şekilde kurtuluşa inanma
herhangi bir şeyin
herhangi bir şekilde
bir gram bile değişmeyeceğine inan
her şey kötü olabilir
ama düş kırıklıkları yerine
gerçek nedenlerden dolayı
kötü hissedersin kendini
hiç olmazsa dedi
kendini aptal gibi hissetmezsin ve
pişmanlık duymazsın böylece dedi
düş kurma
hiçbir şey için düş kurma
buradasın
böylesin
ve bu durumun
herhangi bir zamanda
herhangi bir şekilde
değişme ihtimalini sil kafandan
sigaraya aban
alkole aban
bir hiçin peşinden koşma
bir hiç gibi yaşayıp öl
nefesini boşa harcama
zamanını boşa harcama
ve ölmeyeceksin inan buna
gerçekten ölmeyeceksin ve
gerçek olmayan şeylerin farkında olduğun için
kendini iyi hissedeceksin
mutlu değil
huzurlu değil
iyi sadece
iyi

ve herkes kötü göründüğünü söyleyecek sana
herkes kendini toplamanı söyleyecek
kendine değer vermeni söyleyecek
kulaklarını tıka onlara

değer verilen her şey
istediği değeri yükseltir bir süre sonra
daha fazlasını ister her zaman herkes
peşinden koşmanı ister
onları sevmeni ister
ilgilenmeni ister dedi
sen değerlisin dedi
çöldeki bir kar tanesi kadar değerlisin dedi
daha dört yaşındayken
arkadaşlar arasındaki her konuşmanda kekelediğin zaman başladı
deliliğinin evresi
güldüler
hâlâ gülüyorlar
sen de gülüyorsun kendi kendine
bir odada tek başına otururken gülüyorsun
aklına gelen bir şeye gülüyorsun
başına gelen saçmalıklara gülüyorsun
inandığın her şeye gülüyorsun
ve artık hiçbir şeye inanmadığın için gülüyorsun
hiç bir şeye inanmıyorsun artık
hiç bir şeye sevinmiyorsun
hiç bir şeye ağlamıyorsun
“hissetmiyorum” dedim evet
hiç bir şey hissetmiyorum
ruhumu dondurdular dedim
böylesi daha iyi dedi
böylesi daha iyi dedim
düş yok
gelecek yok
inanç yok
buradayız
ve çıkmak istemiyoruz içimizden
içimize girmenizi de istemiyoruz
ben ve kendim
sessizce bir köşede saatlerce oturup
tek laf etmeyen kendim
gülmeyen
ağlamayan
tepki vermeyen
ama tepki alan
hepsi bu

en çok neyi seversin diyor
en çok kendi kendime konuşmayı severim diyorum
kendi kendime gülmeyi severim diyorum
kendi kendime ağlamayı severim
iyiyim kendimle
iyi geçiniyorum
ve dışarıdan gelecek
her türlü itkiye karşı
paranoyakça yaklaşıyorum

ciddiye almıyorum hiçbirinizi
kendimi de ciddiye almıyorum
hiç bir şeyi ciddiye almıyorum
sigaramı içip bekliyorum sadece
birileri konuşurken bekliyorum
birileri ölürken bekliyorum
birileri yardıma ihtiyacı olduğunu söylerken bekliyorum
ve yardım istemiyorum kimseden
bir yardıma ihtiyacım yok
düzelmeye ihtiyacım yok
psikolojik bir tedaviye
bir kadına
cennete
paraya
sekse veya aşka
tanrıya
hiç bir şeye ihtiyacım yok
yeni bir film izlemek istemiyorum
yeni bir kitap okumak istemiyorum
yeni bir insan tanımak istemiyorum
hayatımın sonuna kadar
bedenimi felç eden işlerde çalışıp
fotokopi kağıtları katlıcam
dağıtmak bile gelmiyor içimden onları
röportaj yapmak içimden gelmiyor
beğenilerinizi dinlemek içimden gelmiyor
burada böylece oturup
mesai sonraları
jori’ye kulak vericem
bana ben bir hiçim diyecek jori
sonra fikir değiştirip ben her şeyim diyecek
hiçliği gör diyecek
işe yaramaz ve boş şarkılar söyleyecek bana
işe yaramaz ve boş şiirler yazmaya devam edicem bende
işe yaramaz ve boş bir adam olmaya
işe yaramaz ve boş fanzinler çıkarmaya
her şey hâlâ aynı kısaca
ve şikayetçi değilim bundan
hiçbir şey için şikayetçi değilim
ve şikayetlerinizi dinlemiyorum artık
evet bu bir şiir değil
evet ben bir gerizekalıyım

ve her ne söylerseniz söyleyin
en baştan onayladım
tepkisiz
heyecansız
hiçbir şey beklemeden
ve hiçbir şeyin peşinden koşmadan
günleri geçirmeye devam edicem
çünkü güneş yok
güneşe ulaşma şansımız yok
hayatta kalma şansımız yok
huzurlu olma şansımız yok
tüm kapılar üzerimize kapandı
ve içerde mahsur kaldık
çıkış yolunu bilmiyoruz
ama bilmek de istemiyoruz
bağırıp çağırmıyoruz da burada
imdat çığlıkları atmıyoruz
kendi kendimize iyi hissediyoruz kendimizi
yalnızken kendimizle
inanmıyoruz bir çıkışa
mutlu olmaya da inanmıyoruz
hiçbir şeye inanmıyoruz ve
arayış içinde yaşamıyoruz
bir tekrarın tekrarının tekrarını yaşıyoruz her gün
ezberledik başımıza gelebilecek her şeyi
şaşırmıyoruz da bu yüzden
olan biten hiçbir şeye
ama ölmüyoruz da
bekliyoruz sadece
hepsi bu
bekliyoruz

ve neyi beklediğimizi soranlara
bilmediğimizi söylüyoruz
“madem her şey bu kadar karanlık
o halde neden intihar etmiyorsun” diyenlere mesela
bekliyorum diyoruz
ve “bir şeylerin değişmesini mi” diye soruyorlar
“o zaman hala umut ediyorsundur” diyorlar
hayır diyoruz
hayır
umutlu değiliz
umutsuz değiliz
bekliyoruz sadece
bu şekilde yaşamayı seviyoruz belki de
sigara içmeyi seviyoruz
votka ile birayı harmanlamayı seviyoruz
gazetelerden kolaj kesmeyi seviyoruz
this empty flow’u seviyoruz
yazmayı seviyoruz
ve inan bana
bir karamsarlık gütmüyoruz hiçbir konuda
beklentin olmazsa diyoruz
karamsar sayılmazsın
depresyonda da değiliz diyoruz
ben ve kendim söylüyor bunları
kendi kendine konuşmayı seviyor
kendi kendine yazmayı da
her şey hâlâ aynı kısaca
bizim tarafımızda da
sizin tarafınızda da
ama biz bu durumdan rahatsız değiliz
siz de bizim adımıza rahatsız olmayı bırakın lütfen


2 eylül 2009