işte
yine başladı…
düşüşün
hızlandırılışı karşısında
son
kanat çırpış
başa
sardık hayatı
galiba
yeniden
başlıyoruz
yine
yenilmiş olarak
ve
önemsemeyerek bunu
hükmen
mağlup sayılmak
oyunun
kurallarını ret ettiğin için
veya
gördüğün
hilelere alet olmamak için
hiçbir
yere tutunamamak…
uçmak
istemiyorum moruk
tek
derdim ayakta durabilmek
ya
da
durabilmek
sadece
yerin
yedi kat dibinde olsa da olur
durabilmek
sadece
az
önce elimi yaktım ve bunun hiç kimsenin umurunda olmadığını biliyorum, şayet
siz de bana ölüyorum yardım et deseydiniz az önce, hiç düşünmez telefonu
yüzünüze kapardım.. yardım isteyenlerin, gerçekten yardıma ihtiyaçları olduğunu
düşünmüyorum, dikkat çekmeye çalışıyorlar sadece… hepsi bu.. yardım isteyemeyenlerin,
yani en son noktada, mutfakta yemek arasında bıçağı boğazına dayayabilme
ihtimalini düşünürken, ve boğazına kadar borca batmışken, yaşama devam
edebilmek için yeni borçlara ihtiyaç duyup, bunu dahi isteyemeyenlerin,
isterken bile sözcükleri boğazına düğümlenebilenlerin, safındayım galiba….
sözcükler.. ah evet tabi, Jori’de benim safım da olmalı.. ve beklerken,
beklerken, beklerken…
işte
yine başladı dedim size
daha
önce de bahsettim
biliyorum
evet
kendini
tekrar eden işe yaramaz bir yazarım ben
ve
bir üstteki satırı da tekrar etmiş olmalıyım
başka
bir çok öyküde
ve
bu şiirin ya da öykünün yada tanrının bir lütfunün,
lutfünün,
lütfünün, hay aksi, nasıl yazılır bu kelime?
yani
demek istediğim
kısaca
bu
bokun ilk üç satırını da kullandım daha önce
başka
birçok öyküde
evet
tekrarlar…
tekrarları
yaşıyorum… (bu da bir tekrar ifade)
aslında
hepimiz, bir tekrarın içine hapsolmuş durumdayız
sorun
neyi hatırlayıp hatırlamadığımız noktasında kitli kalıyor
sorun
neyi hatırlatıp hatırlatmadığımız noktasında kitli kalıyor
düzeltiyorum
efendim
sorun
falan yok… kitli kalan benim…
saçmaladığımı
düşüneceksiniz
biliyorum
böyle
şiir mi olur, diyenleriniz de olacak aranızda
ama
size söyleyebileceğim tek şey
kocaman
ve büyük harfli DA veDA…
tekrarlar..
dada..
tekrarlar..
da
da da..
lanet
olsun
kekeliyorum
sanıyorsunuz bu seferde
“dur
kalem kağıt vereyim, istersen yaz” diyecek gibi bakıyorsunuz
bana
ilkokulumu hatırlatmayın lütfen
hatta
mümkünse bana
yapmam
gereken hiçbir şeyi hatırlatmayın
ve
kategorize etmeyin lütfen
beni
seni
onu
tüm
izm’leri reddederek yaşamak gerekiyor gibime gelmekte
fazlasıyla…
fazlasıyla
ne?
hiç
gerçekten
ama gerçekten
yine
başladı
düşüş..
üşüşen
karıncalar
karıncalar
sürüsü etrafımda
ruhumu
kemiren karıncalar
ruhumu
kemiren arı kovanları
ruhumu
kemiren yelkovanlar
bak
bu sefer olmaz
tamam
mı?
yeter
artık…
gerçekten
ama gerçekten yeter
yeterli…
ya
sona ermeli bu döngü
ya
da kendi dışına akacak bir delik inşa etmeli kendine
bir
dakika, yanlış ifade etmiş olmalıyım
delik
?
ve
inşa?
bir
çelişki var gibi
var
olmak
gerçekten
var olmak istiyor musunuz?
ben
istemiyorum
hatta
istememek bile istemiyorum
ki
biliyorum
orospu
çocuğu nietzche açtı tüm sorunları başımıza
ve
bir ihtimal
astı
astarı olmayan asılsız bir iddia
bence
tanrı
yani
sadece bence
şeytanın
ta kendisi
ve
bir oyun oynuyor bizimle
iyinin
içinde kötü
kötünün
içinde iyi
her
şeyi kapsayan ve hiçbir şey olan
bugün
kafam karışık bir sandviçe benziyor
ve
tekrar söylüyorum
tekrar
başlıyor
biri
şu çakmağı elimden almalı artık….
kendini
takmaya bir son versen?
evet
takmaya
ya
da gerçekten taksa seni biri
yerin
yedi katın dibinde bir askıya
ve
kimse dokunamasa
ve
yansa
yansan
yansam
sonsuza
dek
9
nisan 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder