16 Nisan 2009

kendimi beğenmiş

belki fazla küstah
ya da burnu büyümüş olarak
değerlendirileceğim
bu
şiir olarak
kabul görmeyen dizeleri
yazdıktan sonra

ama yazmak zorundayım
yazmak zorundayım çünkü
kendimi
fazlasıyla mahcup hissetmeye başladım

sizin o uzun
ve anlamlı
ve okunmaya değer olan
ama okumaya fırsat bulamadığım için
cevap bile yazmadığım
postalarınızdan

ki fazlasıyla
iyi niyetli bakıyorum meseleye şu an
ama aslında gerçek olan
bu işin biraz da
anlamsız olduğu

çünkü 
söz konusu sevgi veya nefreti
hakkedecek olan bir adamın
var olmadığı gerçeğini
kanıksamamız
her iki taraf için de
rahatlatıcı olacaktır

ben bunun farkındayım
yani
sizce kayda değer dahi olsa
işe yarar bir şeyler yapmadığımın
ben sadece
kendi ruhumu kutsuyorum burada
gördüğünüz üzere
kendi üzerime yazıp çizmek dışında
başka hiçbir şey yapmıyorum

ve bir de bunun üzerine
sizin benim üzerime karaladığınız
övgü veya kin dolu
kelimelerinizi çekmeye
hiç ama hiç gücüm yok

başka bir varlığa karşı duyulan
hayranlık duygusunun
nerden kaynakladığını bilmiyorum henüz
ama ben hayran olduğum
hiç bir koca ayağa
uzunluğu en az bir sayfa olan
mektuplar ya da
e-postalar atmıyorum
ya da onlara
sırf laf olsun diye
merhaba demek gibi
alışkanlarım da yok
ya da ya da ya da
daha da kötüsü
tutup ambjörnsen'e
aramızdaki diyaloğa güvenerek
"abi yarın ilk uçakla almanya'dayım"
demezdim
eğer almanya'ya
gidecek olsaydım

anlatabiliyorum umarım
ve umarım anlayabiliyorsunuz
ve umarım benim
kendini beğenmiş bir
domuz olduğumu düşünüp
nefret etmezsiniz
ki gerçekten ama gerçekten
nefret etmeye bile başlasanız
bu değişiminiz ve
içsel tavrınızla ilgili bile
bir üzüntü hissetmezdim

ki işin doğrusu da
bu olmalı bence
yani gerçek çevrenizde bile
var olmayan insanların
size karşı olan tepkilerine göre
bir duygusal değişim
veya üzüntü içinde
olmamak

anlatabiliyor muyum?

7 sayfalık posta da nerden çıktı john?
benim o kadar vaktim yok
benim sana o kadar uzun cevap yazabilecek kadar
hassas ve düşünceli
bir ruhum da yok



kendini bana anlatma
bunun yerine oturup
bir şeyler karala mesela
ve onu da bana gönderme lütfen
okuyamam
yani gerçekten okuyamam
çünkü
çünkü ben kitap bile okumuyorum pek fazla
senin yorumun bu

gözlerim hassastır
egom şişmiştir
ve kendim dışında
hiç kimsenin yazdığına
değer vermem

bunu diyorsun bana sonra da
ben de senin söylediğini tekrar ediyorum işte

yazdığına karşılık
hemen akabinde
hiç bir cevap yazmadım diye
ki sana cevap yazmak için e-postamı açtığım sırada
okuyabileceğim kadar kısa olan
bir nefret mektubu döşediğini görüyorum

neden?
çünkü insan bağımlılığı
ve kendini
kendinden daha üst gördüğün
bir başka insana sunma
ve değer görmeyi bekleme
ve sonucunda
kendini başka biri üzerinden olumlama
ilk anda
tamamen fiyasko ile sonuçlanmayacak dahi olsa
sonucunda bir özgüven yitiminin
açığa çıkmasına sebebiyet verecektir
ki işin başında da
o özgüven oluşmadığı için hissedilir
karşı taraf tarafından olumlanma ihtiyacı

umarım anlatabiliyorumdur
ve umarım kızmıyorsundur
insan insanın kurdu olmadan önce
kendi kendinin kurdu olur
bunu unutma
ve başına gelen hiçbir şeyden dolayı
tanrıyı
anneni
sevgilini
veya arkadaşlarını suçlama
her şey senin elinde
sistemin izin verdiği ölçüde
ve imkanlar dahilinde
bir çok ihtimalden birini seçip
kendi yolunda ilerleyebilirsin
veya benim gibi
tamamen kaybetmeyi göze alıp
her şeye karşı durabilirsin
seçim senin seçimin
ve sonucu da sen belirleyeceksin
sonucunda nasıl hissedeceğin de
sadece sana bağlı

hissettiğin duygular
başına gelen olaylardan ve
çevrendeki insanlardan çok
sende var olan
özgüven ve
bilinç ile ilgilidir
krishnamurti, bu sıralamayı
deneyim - bilgi – bellek - düşünce – hareket
olarak sıralar
ben bu sıranın sonuna
duyguyu ekliyorum
ve bu evrede
hissedilen acının
gerçek nedenlerden mi
yoksa
kendini olumlatma ihtiyacını doğuran
yanlış yalnızlıktan mı
kaynaklanlandığı
açığa çıkar

yanlış yalnızlık diye
sözünü ettiğim şey
tam olarak yalnızlığı kanıksamaktan
duyulan korku ile ilgilidir
ve bu korku
yaşamı zorlaştıran
ve hareket alanını kısıtlayan
ve içten gelen itkileri saklamamıza yol açan
bir korkudur
sonrasında
bir öğretmen
yol gösterici
veya ideolojiye
bağlı kalıp yaşamayı
tercih edebilirsiniz



oysa
geçmiş geçmiştir ve
gelecek henüz gelmemiştir
an dışında var olan
hiç bir gerçek
tam olarak gerçek değildir
ve anlık duygular dışında
geriye kalabilecek tek şey, acıdır
ve bu acıyı hissetmek yerine
bir arayış veya
kaçış içine girdiğimiz takdirde
doğal sonuç
bir başkasında
kendimizi aramamıza yol açar
ve hiç bir insan
bir diğer insanın aynası durumunda değildir
hepimiz farklı
ve bir o kadar da dengiz

ve denkliğimizi bozanlarla savaşmak yerine
küçük meseleler üzerine
birbirimizle savaşıyoruz

evet evet evet
senin için bir dâhiyim thomas
kabul ediyorum bunu
dâhi ben
teşekkür ediyorum bu yüzden sana
ama neden
sadece teşekkür edebildiğim için
yani nezaketen değil de
içimden geldiği için
bir teşekkür ettiğimde
ağzıma sıçıyorsun bilmiyorum
hayır biliyorum bunu
bunu bilmeyen sensin
düşüncenin farkında değilsin
düşüncenin nasıl oluştuğunu bilmiyorsun
bilincinin nasıl işlediğini
nasıl hareket ettiğini
ve neden acı çektiğini bilmiyorsun
bunu sana öğretemem
hiç kimseye hiçbir şey öğretemem

çünkü deneyimler sonucu oluşan
bilgi ve bilinç ve algı ve duygu
öğretilebilir şeyler değildir

o yüzden lütfen ama lütfen
sen ve senin gibi insanlar
önce sevip sonra nefret eden insanlar
önce övüp sonra küfür eden insanlar
her iki durum için de
bir üzüntü veya sevinç hissetmediğim için
beni suçlamasınlar

ben ruhumu bıçaklayanlarla bile
bir kavgaya tutuşmuyorum
size karşı ne yapabilirim?

asıl sorunum
büyük başlarla benim
büyük başların vurdumduymazlığı ve
doğal yaşamı felç eden
otoriter ve bencil
düşünceleri ile
epidemik bir mikrop gibi
bulaştırıyorlar bu hastalıklarını
en sıradan adama kadar

onlarla savaşmayı yeğlerim
sizin gibi mesnetsiz ve
yüreksiz cengaverlerle
kişisel bir savaşa girmektense

ama bu uzun ve
bir o kadarda sıkıcı şiiri
yazmak zorunda kaldığım için
kendimi rahatsız hissediyorum
yani gerçekten rahatsız
bencil
düşüncesiz
kaba

ve insan bazen
bazı durumlarda
ve bazı insanlara karşı
kendini veya
çevresindeki bir şeyi
korumak adına
küstahlaşabilir
ve küstahlık
hakkedenlere karşı kullanıldığı takdirde
işe yarar bir
duvar örer

ve o duvarın arkasında da
yine aynı saçma hayatı
tüm sıkıcılığıyla
yaşamaya
devam edersiniz
yerinizde saydığınızın
bilincinde olarak
başka şansınız yoktur
tanımadığınız
hatta yüzünü bile görmediğiniz insanların
hakkınızda düşündükleri için
veya hakkınızda hiçbir şey düşünmedikleri için
oturup kederlenmek
gerçekten ama gerçekten
tam bir saçmalıktır
ve bu saçmalık
kendi ruhunuzu
ıskalamanıza
ve kendi kendinize yarattığınız
sahte bir üzüntüden dolayı
acı çekmenize yol açar

ve bu sahte acının nedeni
gerçek acıdan ve
içinde bulunduğunuz boşluktan
kaçma çabasıdır
ve genel durumun tersine
bu gibi durumlarda
kaçanı kovalayan bir
başka kaçak
takibe maruz kalmaz

16 nisan 2009




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder