10 Aralık 2011

ekte bir yazı gönderiyorum, ne düşündüğünü merak ettim

ekte bir yazı gönderiyorum, ne düşündüğünü merak ettim 

pekala pekala… mikrofon kontrol… sesim geliyor mu? mikrofon kontrol. ses. se. se. lanet olsun, başka bir şekilde ulaşmam gerekiyor.  

pekala! bu giriş, bir deneme faslıydı sadece. ama bu denemeyi bile, örneğin bir düğünde, yapamayacak biriyken, şimdiki beni düşünüyorum, ve değişen düzeni, içsel düzenin dışa yansıması ve dışsal düzenlerin artık içerde yıkamadığı yansısı. aynı şeyi söyledim aslında şu an, ama pek azınız bunun farkında, pek azınız yapmaya çalıştığım şeyin farkında. girdap napıyor? girdap napmaya çalışıyor? girdap ne yapmaya çalışıyorsun sen? tekrarlar tekrarlar tekrarlar. kendini tekrar eden bir hayatı rayından çıkarttım dostlar. artık kontrol bende. gölgelerin gücü aşkına, herkesin nesi var böyle? neden herkes her şey yolundaymış gibi davranıyor? yolunda değildi. yolumda değildi. yolunuzdaydı. ve şimdi kontrolden çıkmış bir boğadan farkım yok. kırmızı? hayır sana toslamayacağım küçük dostum. çünkü küçüksün, o yüzden kes sesini de kırmızı bayrağını sallamayı sürdür insanlara karşı. ben seni görmüyorum. ben seni hissetmiyorum bile. ve burada komünizme çattığımı düşünen budalalara bir mesaj vereceğim, ben sadece raydan çıkmış bir trenin öküzleşmesinden bahsediyordum. kırmızı bayrağınız kırmızı olarak kalmaya devam edebilir arkadaşlar, sizlerle bir sorunum yok. hiç kimseyle bir sorunum yok. benle bir sorunu olduğunu düşünenlerle bile bir sorunum yok. evet bir sorunum yokmuş hiçbirinizle gibi hissediyorum. ama var. var olması gerekenler gerektiği kadar var olur. aptal kelime oyunları mı? hiç sanmıyorum… 

deneme deneme. şu an istanbul üzerinizdeyiz ve şehrin üzerinde bir tur atıyoruz. deneme deneme, kaptanınız konuşuyor. deneme deneme, tıkanma’yı okudum ama bu kısım palahniuk’tan arak değil çocuklar, deneme deneme.  

bazen uzun yazabilirim. gerektiği kadar uzun yazabilirim. gerektiği kadar uzatabilirim. aynı şeyleri defalarca tekrar ederek anlamsızlaştırabilirim. bunu denemek ister misin? şimdi sesli olarak perde demeye başla. hiç durmadan yap bunu. perde, perde, perde. devam et. perde, perde. anlamsızlaşıyor olması gerekiyor. kelimeye karşı yabancılaşıyor olmalısın. bir de şunu dene, girdap girdap girdap.. bir de şunu düşün, “hey girdap, bir yazım var, okumak ister misin?”. hayır, istemem ama küstahlık etmek de istemiyorum. ne yapmam gerekiyor söyler misin? yazmayı bırakıp size kulak verebilirim. ama odamda okunmayı bekleyen otuz kitap var ve altı aydır bekliyorlar. o büyük yazarların canları sıkıldı artık beklemekten. ırvine welsh beni bekliyor. henüz hiç okumadım. pavese beni bekliyor. hala okuyamadım. burroughs beklemekte. okumak istiyorum bu allahın belası yazarları anlıyor musunuz? ne demişler merak ediyorum. şimdi günümü, siz değerli yazarlara ayırırsam, o ölmüş yazarların kalbi kırılır, diye hissediyorum. ve aranızdan herhangi biri gerçekten yayınlanmayı hak ediyorsa, onu fark edemeyebilirmişim gibi hissediyorum. o yüzden birkaç ayarlama düşünüyorum. o yüzden bazı tasarılar geliştirdim. o yüzden tasarılarımı yoluna koymak istiyorum. düşünüyordum, geliştirdim, koyacağım. nasıl gidiyor sizce yazı? böyle bir yazı yazmayı düşünmüyordum. bilinçaltı işte. naparsın. rüya görür gibiyim. ben kontrol edemiyorum. parmaklarımı ben kontrol edemiyorum. zihnimi kontrol altında tutamıyorum. buradan kalkmak istesem de kalkamıyorum. yazı beni esir aldı. ilham perisi beni asır aldı. ve uyanırsam hatırlayamayabilirim zihnimde olan biteni. o yüzden devam et diyor içimden bir ses. dünya yok olsa bile kal burada diyor. yaz. lanet olası raydan çıkmış tren zihninde yol alsın. öküzleşmek istemiyorum. ama bazen öküzleşiyorum. yazım neden onaylanmadı? çünkü henüz okumadık küçük dostum. fanzin gönderecek misin? göndermeyi ümit ediyorum dostum. ama param yok. biraz para gönderirsen fotokopi kağıtları olarak sana geri dönüştürüp gönderebilirim o değerli atanızın kafasının resmi olan kağıt parçalarını. tamam belki hak ettiğim kadar kazanmıyorum. tamam belki fotokopici de hak ettiği kadar kazanmıyor. hatta siz de kendi işinizde hak ettiğiniz kadar kazanmıyor olabilirsiniz. küresel bir adalet yok ortada kısaca. her şey birbirine zincirleme bağlanmış durumda kısaca. hak etmiyorsun, hak etmiyorum, hak etmiyorlar. bir şekilde döngüye bağladık işte sistemi. sürekli kendini yeniliyor. yenilemek? bir de yenilmek var arada kalan. arada kalmak istemiyorum. hiç kimsenin arasında kalmak istemem. ama aramızda kalan her şeyi yazacakmışım gibi hissediyorum bazen. başka başka şekillerde.. başka başka yüzlerde canlanan tekrarlar silsilesi. hayır, ben bunu durdurdum. evet, raydan çıktım. devrilmeden gidiyorum. döngü yok. ruhsal kısır döngü yani. yoksa yaşanan her gün, bir süre en azından, bir öncekinin tekrarından ibaret olur. işe git, eve gel. aşık ol, beri gel. falan filan falan filan. şu an başım dönüyor. ve şu an gerçekten zihnim, olan biteni aktarmakta zorluk çekiyor parmaklarıma. dönüyor zaman. dönen bir zaman icat ettik biz. saatlere bakın. dönen zaman. takvimlere bir bakın. dönen zaman. gün içindeki hayatlarınızı gözden geçirin önce. dönen zaman. dönüyor dönüyor dönüyor. durup düşmüyor ama. bir para gibi mesela. kendi etrafında dönen bir para. iki parmağının arasına sıkıştırıyor ve diğer kolundaki diğer parmağınla onu itiyorsun. güçlü bir itiş bu. öyle güçlü ki, ne zaman durabilir bilinmiyor. para dönüyor. döndükçe çoğaldığını düşündürtüyor. dönen para, bir anda, birden çokmuş izlenimi yaratıyor. ve sonra sirkülasyon. taşınan mallar. oradan oraya oradan oraya. dönen zaman. dönen günler. dönen insan. sıkışıp kalmış bir ruh hali. bazen kendimi basit bir iskambil kağıdı gibi hissediyorum. böyle uzun uzun süreçler sonrası devrilme sırası kendisine gelen, sonra birinin onu tekrar ayağa kaldırıp hizaya soktuğu bir iskambil kağıdı. her gün yaşanan şey bu aslında. uyu ve uyan ve uyu ve uyan. yatağa gir. yataktan çık. yat kalk yat kalk. dön dur. döndür bile diyemezsin bu durumda. zaten döndürüyorlar. zaten döndürüyoruz. dön baba dönelim gibi yani. işte aynen bu şekilde. bu noktada farklılaşmak mı istiyorsun sen? kendine yeni bir alan yaratmak? pekala, yarat o halde. ama lütfen lütfen lütfen, bana önce ılımlı yaklaşıp, sonra küfür etme. ya da et işte. kafana göre. evet aynen bu şekilde. seni döndürüp durdukları zamanın dışındaki alanında kafana göre. olabildiğin kadar, göre.. kadar ve göre arasında virgül var. ben koydum onu oraya. bilinçli bir seçim bu. bilinçsiz bir el silemez onu kısaca. yani silmemeli. yani sen de ben seni okumadım diye kendini değersiz hissetme. çünkü gerçekten çok fazla insan yazıyor artık dünya üzerinde. çok fazla insan resim yapıyor bu şekilde. fotoğraf makinesi almana gerek yok bile, fotoğraf çekebilen bir telefon yarayabilir işine. biri kafiyeli cümleler mi dedi? tahmini üç saat düşündüm bunun üzerinde, doğrudur. sonra baktım olmayacak, kafiyeyi bozmaya karar verdim. ilginç fikirler. ilginç fikirlerin iğrençleştiği zaman dilimleri. biri ile konuşmaya başlıyorsun. aklından, onu düzebilirim, diye geçiriyorsun. ama bunu ona söyleyemiyorsun… o halde bunu yazma da tamam mı? ben yazabiliyorum çünkü söyleyebiliyorum. bu noktada istediğin bir öneriyi sunuyorum sana, yapamayacağın hiçbir şeyi yazma. kurgusal düzeyde dahi olsa, hissettirebilmek buna bağlıdır. hissettiğin kadar hissedebilir herkes her şeyini. daha az da hissedebilir tabii. en maksimum hissetme hali, budur işte, eşdeğere yakın senin ile.. senin üzerine çıkamaz hiç kimse. sana gelip “bak şurası şöyle olsaydı ya” diyemez. diyorsa kafasına tencere fırlat. o yüzden benden yazın hakkında bir eleştiri bekleme. ve gerçekten okunmak istiyorsan, yazabildiğin kadar yaz bence. gerçekten haklıysan davanda. ve gerçekten tutarlıysan kendi içinde. tutarlı olana kadar bekle bence. daha sonra ortaya çıkıp “hey ben bir yazarım” de. ben olsam öyle yapardım. ben olsam kendi içinde tutarlı olduğum sürece düzinelerce tutarsız metin yazardım. sonra birinin gelip “eeeh aaam”larına karşı sıkı bir ok fırlatırdım. fırlatırdım ki, bir daha konuşamasın. çünkü herkes her şey hakkında bir fikir sahibi artık. çünkü herkes her şey hakkında bir şey biliyor artık. hey elimizde bir internet var anlıyor musunuz? bunun değerini bilmek gerekiyor bence. bu yüzden kanallarını seç artık. seç ve yola çık. benim bunu on yıl önce yapmış olmam lazım. elimdeki birkaç kanalı deneyip, çıkmaz olanlarını elemiş olmam gerekiyor. şimdi elimde, içinde ilerlediğim son dehlizim kaldı artık. ve bu şey hala tıkanmadı. ve şimdi ben raydan çıktım artık. sen de raydan çıksan iyi edersin artık. ya da zamanı gelince yap bunu bence. zamanı gelince kendi yolunu belirle. “felsefik bir alt metnin yok” diyor insanlar, ben de onlara “fesleğen kokulu bir çiçeğim yok, haklısınız” diyorum. anlayabiliyor musun? deneme deneme. kaptanınız konuşuyor. bu bir bant kaydı. telefonunuz borcunuzdan dolayı kapalıdır.  

deneme deneme. kaptanınız konuşuyor. ne kadar salakça, öyle değil mi? yazmak üzerine tavsiyelerde bulunmak ne kadar da salakça. kaptanmış.. deneme deneme, kaptanınız konuşuyor. ya bu bir bant kaydıysa? hiç bunu düşündünüz mü? ben düşündüm. ilk uçağa bindiğimde, kaptanın şakacı bir tip olup böyle bir panik havası estirebileceğini düşündüm. sonra yerimden kalkmadım ve koşuşup bağrışan insanları izledim. izledim gerçekten. zihnimin içinde en iyi filmler dönüyor oğlum. her saniye yeni bir şey var vizyonumda. ve bunun için kullanmam gereken hiçbir yabancı madde barınmıyor damarlarımda. kanım temizlenmiş mi diye test etmek istiyorum bazen. ha evet, ne diyordum ben. sapıttım iyice. deneme deneme. istediğin gibi yazabilme özgürlüğünü hissedemiyor musun hala?  o halde istediğin gibi yaşama özgürlüğüne asla erişemeyeceksin. yazmak kolaydır çünkü. zor olan yaşamak kısmı bu paragrafta. sonrası kendiliğinden gelir çünkü. günün akmıyorsa, yazı akmıyordur. ve yazı akmıyorsa, bu hiç iyi olmadığının bir tür sinyalini çakar ruhuna. ruhunu kurutup asamazsın. çünkü bu çok klişe bir şeydir. ve klişe olan her şey de zaten denenmiştir. o yüzden ben denenmemiş bir ipi test etmek istiyorum işte. bir cambazım ben. test ediyorum. bir ipin kalite kontrolcüsüyüm ben. ip benim ipim. ben yaratmadım bu tarzı belki. ama bu ip benim ipim. ve düşersem düşerim. yazar olmak idealleri, paradoksal bir makinenin keskin dişli çarkları arasında can çekişmeyi gerektirir çünkü. riske gireceksin moruk. büyük, çok büyük bir riske. ortaya koyduğun şey hayatın olucak yani. okulu bitirsem deme. gerçekten inanıyorsan kendine, es geç okulu. gerçekten kendine inanıyorsan işi es geç. para siktir et gerekirse. gerçekten inanıyorsan kendine, acabaları def et hemen. alternatif bir kurtuluş şansı bırakma kendine. tüm olasılıkları sıfırla. tüm seçenekleri heba et zamanla. ben ettim. ben her şeyin içine eden bir kukuleta olmak istedim. bir yılbaşı günü, üzerine düşen havai fişek parçalarından alev alıp yanmaya başlayan bir kukuleta. kukuleta denizin üzerinde. denizin üzerine düşüp yüzen bir kukuleta üzerine düşen bir havai fişek. sahi, havai fişek yakar mı bir kukuletayı? bunu yap işte kendi içinde. tüm olasılıkları sıfırla önce zihninde. gerçekten inanıyorsan kendine. tek bir şüpheye bile izin verme. ben vermedim. ve şimdi, eğer bu son yazım olursa, geberir giderim herhalde. son yazı? intihar mektubu gibi mi yani? saçmalama salak, diyesim geliyor kendime. ama saçmalamana bile izin veren bir kitlen var olduğu sürece, gerçekten daha iyi yazabildiğin bir sürece eriyorsun kendince. ergime? evet evet ergime. oyun oynuyorum kendim ile.. sizinle oyun oynuyorum her kelimede. bir ileri bir geri. bir ileri bir geri. zihinde silinip giden olasılıklar. bu yazı, tek bir farklı seçimle on farklı şekle bölünebilir. sonra o on farklı şekil, bir farklı kelime daha seçerek, bir on farklı şekil oluşturabilir. doğru kelimeleri seçmeye çalışmak, her şeyin sonunu getirir. üzerinde çok fazla düşünme. tıkır tıkır seslerini düşünme. bir sigara yak. kanalize ol. kanalizasyonist bir akış sonrası ilüzyonist ilan edilmek de var işin içinde. lütfen ve eğer istiyorsan gerçekte; sana önemli bir kelime işte; kanalize… yani yazmaya kanalize. kurtarılmaya değil. geleceğe değil. sonrasına değil. öncesine değil. o ana kanalize. ve inan kendine. herkes, boktan bu, diyebilir. girdap yazdığını önemseyemeyebilir. girdap kendini çok beğenmiş olabilir. girdap burnu tepede, kıçı klozetin üzerindeyken, sıçtığı bokları bile altın sanabilir ama, lütfen lütfen lütfen, onu bile önemseme. öneri için yazı gönderme. eleştiri için yazı gönderme. o yorumlamaya değil hissetmeye kanalize. ve iyi bir özeleştiri için bile, yeterli donanım ve yetiye sahip değilken, haybeye, seni harcamak istememekte. anlıyor olmalısın.. tüm bu kafiye düzeni, yalan dolan düzeni üzerine kurulmuş zorlama bir itkinin, çıkmasını gerektiren süreden, milyonda bir daha az zaman harcanarak üretildi. eğer bana inanıyorsan, son söyleyeceğimin bu olduğunu bil. ve şimdi, evet tamam, tam zamanı, evet şimdi, kaptanınız konuşuyor, deneme deneme, uçağım zihnimin iliklerinden, çıkıp gitmediği sürece, yazmaya devam edebilirim kendi halimde. ama sen lütfen. kaptanınız konuşuyor, deneme deneme. sesim geliyor mu?  

kendini büyük görmek, budalalara mahsustur. 

kendinden emin halde yürümek, dahilerin işi. 

kendinden emin halde yürüyen, deliler gördüm ben, 

ve onlara kim niçin  

deli dedi bilemiyorum ama 

toplumun değersiz yargılarından 

uzaklaştığınız sürece 

özgürleştirilmiş bir zihinle 

evet ancak bu şekilde 

mümkün olabilir bence 

iyi bir yazı 

iyi bir zihin kazısı, 

resim veya müzik veya sinema. veya 

veya veya veya. 

genel olarak yaşam 

özel olarak sanat 

ve içsel algıların 

dış yansılarla bütünleşerek 

sanatı yaşatmasından 

daha önemli hale gelir, 

yaşama sanatı! 

iyi bir çay demlemeyi 

iyi bir yazıya tercih edemem 

ama bir yazıyı yazarken 

iyi bir çay içmek isteyebilirim ben 

ve param yoksa 

ve evim yoksa 

ve kalemim 

ve kağıt 

ve zaman 

yazamayabilirim 

o yüzden lütfen sen 

kendinden emin olmadığın sürece 

tek alternatifin bu gibiymişçesine 

yazmaya kenetlenme 

ve bir gün 

on iki veya 

yirmi yaşına geldiğinde 

tamam diyebildiğin yerde 

geriye kalan tüm olasılıkları linç edip 

bir daha geriye dönme, 

durma yani asla, 

gerçekten asla durma. 

 

deneme deneme. 

şu an kabin basıncımız düşüyor ve 

sizi terk etmiş olan bir 

kaptanınız konuşuyor 

bu bir bant kaydıdır 

telefonunuz bağlanacaktır 

ancak en yakın zamanda 

yeni kontör yüklemeniz gerekmektedir. 

deneme deneme