23 Şubat 2016

fuckbook, sunuş yazısı...

GİRİŞME YAZISI, SUNUŞUM, ÖNSÖZLÜK,
OLAYI BETİMLEYEMEMEK, OLAY ÇIKARTMAK.

iş bu fanzin, yakın arkadaşlarımın, bazı güzide zonksal medya paylaşımlarının kalıcılaşmasından kağıdılaşmasından öte bir amaç gütmez. 

amacımız, facebook hapishanesinin ve twitter ağacının, seri trafiğinin yol açtığı ölü doğmuş metinleri, sözleri, iç döküşleri, paylaşımları ve bazı özel olmayan fotoğrafları, facebook hapishanesinden kurtarıp, twitter ağacından koparıp, basılı bir yayın haline getirmektir. 

fanzin, basit bir tarzda, kolajsız ve pek fazla sayfa tasarımı gütmeden hazırlanıp, aperiyodik olarak çıkarılacaktır.

bu kadar ciddiyet dolu bir metin yazmaya kendimi zorladığımdan mütevellit acık da kendi tarzıma dönüş yapam. ciddiyet kasar beni abi, yeri ve zamanı dışında ciddi olmadım, olamıyorum. şakalaşmak iyidir hemi de.. 

sonuç olarak, bu fanzinin kuruluş amacı, ülke huzurunu sağlamak, dünya barışına katkı sunmak ve sınırlar arası silahlı müsabakaları önlemek değildir. tek derdimiz, dağdaki bir kaynak suya ya da açık kalmış vanadan boşa akan bir çeşmeye, avucumuzu yaklaştırıp, su boşa gitmesin bare, tası tarağı dolduralım saçları tarayalım gibi bir amme hizmeti sunmaktır.. 

kişiler ve kurumlar hayal ürünü olmasa da, isimlerini tam vermiyoruz, ta ki onlar tam zonsal medya isimlerinin verilmesini isteyene kadar, ne de olsa özel mülkten (zonksal medya profilleri) çalıyoruz içeriği, haber vererek… 

olay budur. bunun dışındaki menfi gayemizi ya da oligarşik yapınlanmamızı sezinleyenlere, üç milyon takipçili twitter hesabı, üç yüz bin beğenili facebook hesabı 7 milyar "tick" li* insta şeyşi hediye edicez.. nede olsa zonksal medya da nitelik değil, sayılar önem arz ediyor

şunu da deyip bitirelim. bir zamanlar bir reklam vardı, sloganı şuydu: sokağa çıksana, hayat sokakta..

ekran başına hapsolmayan tüm arkidişlere selam olsun..

not: bu metin, her sayının kapak içine yapıştırılacaktır..

fanzin, yerel bir fanzindir. başka şehirlerden ulaşmak zor olsa gerek. ama isteyen olursa, toplu fanzin paketlerimizin arasına sıkıştırı veririz.. 


* bilerek "tick" denmiştir..

10 Şubat 2016

kutsal çöp tenekesi

kutsal çöp tenekesi


uyandı. sabahın altısında. sabah ezanı okunurken. ve herkes uyurken.


ve ile cümle başlamaz” dendi ona. azarlar işitti. edebiyatla ilgili edepsizce azarlar. haksızdı herkes. kendi bile. tao dışında haklı olan yoktu. herkesi haklamalıydı bu dünyada, tao. ama yapmazdı.


uyandı demiştim. uyandıktan beş dakika sonra bir sigara sardı. oysa öksürükler içinde, ev halkını komple bir şekilde uyandıracak şekilde öğürtüler eşliğinde uyanmıştı. ve uyandıktan birkaç dakika sonra bir sigara sardı, annesinden yediği azarlar eşliğinde. herkesten azar işitiyordu. haksızdı herkes. kendi bile. herkes haklanmalıydı. melekler buna dahildi. tao hariç dedi içinden. o iyi. en iyimiz o. bizden biri tanrı. içimizden çıktı. onu biz yücelttik. herkesin tanrısı kendisine mahsustur. herkesin tanrısı kendine meşhurdur.


uyandı demiştim. uyanan bendim. öksürük ve öğürtü karışımı acı bir tiksinti ile başlamıştım güne. her sabah olduğu gibi. annesi namazı da kılmıştı uyanmışken. sevap kazanmış olabilir miydim, annemi öksürüğümle namaza kaldırdığım için. olabilirdim. olabilirdi. her şey olasılık dahilinde iken yaşamak zordu. olasılıkları teke indirmek imkansızdı. olasılığı tek olan tek şey tao’nun varlığıydı ve çoğu arkadaşları hiçbir yüce güce inanmazdı. oysa tao çok güzeldi, keşke görebilselerdi. tanısalardı çok severlerdi.


uyandım ve öğürdüm ve öksürdüm. kusmadım bu kez. herkes benim harikulade olduğumu düşünüyordu. umutlu ve mutlu. değildim oysa. değildi. çok iyi rol kesiyordu. doktora hiç depresyona girmediğimi ve karamsar olmadığımı söylerken, herkesten gizlediğim bir gerçeği ele vermeme gayreti içindeydim: psikoz zamanlarım haricinde, depresyonda ve karamsarlıkta yüzdüğümü. tamamen karanlıklar içinde..


tao’ya dua edilmezdi. dua, kendin için, kendi ‘kendine’, kendi ‘içine’ yazılan bir dilekçeydi. kendini iteklemek için umut ışığı yakan bir dilekçe. tao’nun insanlığa yazdığı dilekçe, “iyi insanlar olun” şeklinde olsa idi, kimse kulak asmazdı. yin ve yang arasında ki çatışma kıyaktı. bu ikisi arasına giren her şeyi alnından mıhlamaya söz vermiştim oysa.


uyandı. cehennemin sol köşesinde. sol kroşe yemişçesine gırtlağına, öğürdü ve öksürdü. dün kusmuştu. bugün değil. arada bir kusardı ve buna rağmen arkadaşları ona iyi göründüğünü söyler dururdu. kilo almışsın derlerdi. ilaçlardı aldıran kilo. hala az yemek yer, çok su içer, ve sigaraya abanırdı, en kısa zamanda nefes almasına izin vermesin diye.


ve’den önce virgül konmazdı. bir küfür patlattı içinden, tüm edebi olduğunu iddia edip, o’na ahlaksızca hakaretler yağdıran eleştirmenlerine. allah’a küfürler yağdırdığı zamanlar geldi aklına. af dilenmedi. üzüldü sadece. artık allah ile arkadaştı ve o’nun adı 20 yıldır tao idi.


uyandı. gerçekten. zihinsel anlamda 20 yıl önce, 14 yaşındayken, uyanmış ve dünyayı farklı görmeye başlamıştı. bunun adı, psikiyatristlere göre, deliliğe kapı açan bir perdeydi. delirmemişti. asıl delilik, normallik algısına çekilme peşinde koşup, bu uğurda çeşitli doktorlarla veya uzak doğu kimyasıyla yelpazelenmekti. tao da doğudan çıkmıştı. bir çin belası idi. konfüçyüs belası ile, ama gerçek anlamda belası ile, beraber yaşayan bir evliyaya aitti tanımı ve kitabı. belki de “yol ve erdem” kitabı da gökten zeplinle inmişti. bilemezdik. eskiydi çok zaman, o zamanlar. ama tao güzeldi, kusmak kötü. üstelik nerdeyse, hemen hemen her sabah.


ardından bir sigara yaktı. önce özenle sardı onu. özenle içti. ve tekrar uyumak için uzanıp, öğlene doğru kalktı. arkadaşı ile buluştu, izban durağında. izban, izmirdeki hızlı şehir içi trenin ismi idi. alsancak’ta indiler. kulaklığını taktı. yürümeye başladı arkadaşı ve arkadaşının sevgilisi ile. kulaklığında ise kendi sevgililerinden biri vardı. yıllardır kadın vokalistlerle platonik aşklar yaşıyordu. bilmiyorlardı onlarla arasında olan özel çekim kuvvetini. başkaca boyutlarda, simetrik evrenlerde yaşadıkları, çok özel aşkları. sadece sesten ibaret evrenlerin paradigması..


arkasından polis geliyor imiş onun. onun kulaklığında sevgilisi. korna çalmış polis. bilerek duymazdan gelmiş. motoru sürterek geçerken iki polis amca, ters ters bakmışlar buna. o da ters ters bakmış ama. yiyosa alsınlar içeri. öyle diyormuş. öyle diyormuşum herkeslere. alamazlar. baş edemezler. ilk aldıklarında anladılar baş edemeyeceklerini, artık dokunmuyorlar. hani o, eski sevgilisini -bu kez platonik bir vokalist olmayanı- göz altına aldıkları gün, ağzında sigara ile artis artis girmiş ya, girmişim ya, kantar polis karakoluna, o günden beri özgüveni de yerine gelmiş, yerime gelmiş, arkadaşın, benim.


dünya zihninize, sigara kalbime. duman’dır sevgiden öte içime işleyen ahenk. tüm öksürüklerin ve kusmaların ağzına edeyim. yaşamak güzel moruk. güzel olmayan, kapitalizm. nokta!


10.şubat.2016 – 06:55



9. Kitabımı yazmaya başladım moruk

beyler bayanlar, sayın sanatçılar, çok bi elit olduğu halde aynı zamanda da içinden sürekli ölü doğanlar fışkırtan pelit üst düzey undergroundçı camia. bohem hayatı benimseyip sürekli sanatsal üretim yapan ama babylon hakkında muhalif olan tek satır laf etmeyen, edemeyen ülkemizin önemli ve saygın yazarları. vs vs


9. kitabımı yazmaya başladım.

Adı: Geriye Dönüşler 2: zackevolution

ilk kitabım olan, Geriye Dönüşler'in devamı niteliğinde olan bu kitap, bir roman, izmarit adam.... sabırsızlıkla bekle bakalım, ama arada beni bir ara la, görüşek, özledim seni. (esçûmento: öhöm öhöm, özel mesajlarını telefonundan at lan girdo manyağı)

ne diyorduk nigga. kitap bir roman ve ZEMT galaksisi hakkında sırlarımı deşifre edecek.. ilk bölümü şurde: http://unthatow.blogspot.com.tr/2016/01/7-kitap-geriye-gonusler-2-zackevolution.html

bu arada tamamlanmış ve bitmiş ve basılmayı bekleyen ve vs vs diğer altı kitabım bu yıl sonuna kadar solucan fanzin aracılığıyla, aşkın'ın sponsorluğunda, basılıyor... gerçi basılsa nolur ki? ilk kitabı bastık da noldu? toplam da on kişi almadı. o onun da beşini ben istanbul fanzin fest. te elden alıp izmirde kardeşlerime dağıttım... neyse moruk. olay bu işte. roman geliyor. diğer beş kitap bu yıl sonuna kadar solucan fanzin aracılığıyla bandrolsüz bir şekilde underground olarak basılıyor... zaten ilk kitap basıldı. nesse. bu roman, ilk kitabım olan: "useless and empty words 1: geriye dönüşler"in devamı moruk.

he bir de, diğer kitaplar bu yıl sonuna kadar, solucan fanzin aracılığıyla basılıyor ama alan olmaz onları da.. oysa ben iyi bir iş yaptığımdan adım kadar eminim!!! 

Romanımızın girişine link verdik. okuyanların alttakileri düşünmesi muhtemel:

anti girdap timi: bilek kesenler filmiden araklamış piç romanın konusunu.

esçûmento: lan yavşak, o film bir öyküden çıktı. okudunmu sen onu? Etgar Keret yazdı.  tanrı olmak isteyen otobüs şöförü kitabın adı. bilek kesenler kitaptaki son öykü.

anti girdap timi: yok okumadım. filmi olan şeylerin kitabını niye okuyayım, film 2 saat. kitaba bi başlasan 10 günde biter. zaman önemli. hız çağındayız artık. hem akiba ve mülksüzlerden de çalmış içeriği.

esçûmento: hadi be. sen o kitapları da okudun yani? bravo. şaşırdım bak şimdi.

anti girdap timi: yok onları okumadım, okuyan bir arkadaşım, kitapları vermişti. bir ay süründü ben de. sonra geri istedi falan derken bir gün kafede buluştuk, madem okumuyorsun içeriğini anlatayım dedi.

esçûmento: siktirgit piç. önce bir şeyler üret. ondan sonra elalemin neyden neyi arakladığına karış.


5 Şubat 2016

s.e no:25 giriş yazısı


evet efendim. Bu fanzine ilk giriş yazısını yazdığımız günden bu yana, 10 ay geçmiş. o günden bugüne fanzin çıkmamış ama iç alemimizde çırpınma ve debelenmeden kurtulmuşuz nihayet. şu an tarih 5 şubat 2016 ve fanzin hazır. bitti ula sonunda. hem iç keşmekeşim hem de fanzinimiz.

evet efendim, bu fanzin, zokak zedebiyati tayfasının kolektif olarak çıkardığı bir unsur ama her birimiz, hem tekil kulvarlarda hem de toplu hendeklerde savaşa devam ediyoruz. 3. dünya savaşı çıkalı nerdeyse 60 yıl oldu. bu savaş kelimesel ve sanatsal bir savaş. bu savaş; popüler kültürle, illuminati ile (ister gerçekliğine inanın, ister inanmayın, bizde de KILLuminati var.) ve dünyanın üst kademe beyefendileri ile; bizim gibi altkültürel, underground işlere ve yapılanlamalara sadık olanlar arasında geçiyor. bir nevi onlar da biz de beyin yıkama peşindeyiz. bu savaş, 2 yıl önce hız kazanıp, 2016 ile birlikte iyice kızıştı. uluslarası altkültürel ve underground camiayı yakından takip etmeyenler, girdo’nun hayal dünyasında yaşadığına inanmaya devam eder, sovyet rusya öncesi üretilen kuramları veya bir şeylerin post-post’unu tartışmaya devam edebilir. bizler, ne yapmamız gerektiğini tartışmıyor, sırada, bir sonraki adımda, ne yapacağımız üzerine kafa yorarak yol alıyoruz. ister inanın ister inanmayın ama alaadin’in perili lambasını da bulduk ve ilham pelerinlerimizi kuşandık.

evet efendim, zokak zebelliyatı oluşumu ve dolayısı ile csns yayımları, hakkımız yayıncılık, akıncılar yayıncılık ve paslı deneke okçuları olarak, bunların da bir üst kurulu olan !zm!ryer6 distro ve çatı yapılanmamız unpz ile; düzensizlik örgütleyici bir faktör ve fanzin fabrikası olarak, yola daha çevik kuvvet şeklinde çıktık; bu ‘ara suni teneffüs’ süremiz olan 2 yıldan sonra. bazen her underground inşaatçı ve yapı yıkıcı gibi bizler de ara verip, dinleniyor, sorup sorguluyor, zihin ölçümüzü ve çeperimizi ve dördüncü gözümü genişletiyor, sonra yola veya daha doğrusu yoldan çıkmaya ve çıkarmaya devam ediyoruz.

bundan kelli fanzinimiz, 2 sene önce ve bugüne kadar, ‘ara kavşak’ dinlemenleri hariç yaptığımız gibi, doğuz haftada bir çıkacaktır. bu süre, kadınların 9 ay 15 gününe eş değer bir süreçtir. çünkü her fanzin, bizlerin doğadan ve evrenden, okyanuslardan peydahladığı birer çocuktur ve işlerimizin atıl ebeveyni TAO’dur.

birinci sezon olan birinci günümüzü, sokak edebiyatı fanzini olarak bitirdik. her sezon 24 sayı (bölüm) dır. her sayı bir saattir. 24 sayı 24 saate tekabül eder. zaman izafidir. ilk günümüz olan ilk sezonumuz 2005 ekim’de başlamış, 2014 eylül’de bitmiştir. kıyametimiz kopmuştur. 2 sene 3 ay arafta tatil yapmışızdır. 2. günümüz olan 2. sezonumuz, 2015 yılı aralık ayında başlamış bulunmaktadır. iş bu fanzin, 25. sayımız, csns yayımlarının 150 kusuruncu fanzini, ve 2. sezonumuz olan 2. günümüzün ilk sayısı ve saatidir.
kazağımız mübarek ola, gazabımızdan sakınıla..
unpz souljah’ları adına
girdolap zackeva 4 undertowenk..
4=for


not: souljah > soulda > soldia > soldier (nigga argosu, bronx kökenli)