uzanıp
yatağa
duvarları
izlemek
telaşsız
yerine
getirmek zorunda bırakıldığın
hiçbir
şey olmadan
sorumluluksuz
sorumsuz
değil ama
sorumluluksuz
sadece
üzerine
yığılan
herhangi
bir şeyin
yaratabileceği
baskıdan
azade
ve
işsiz
ve parasız belki
ama
boş bir dolabı açmaya
ihtiyaç
bile duymayacak kadar
isteksiz
bir mide ve
boş
bir beyinle beraber
bunların
derdinde olmadan
ezan
okununca müziği
kapatma
zorunluluğundan mesela
ya
da işyerinde sana
her
allahın günü
ölümün
de var olduğunu
ve
dirilmenin de
hatırlatan
arkadaşların
varlığından
habersiz
ve
sana artık
saat
geçince biraz biri
uyuman
gerektiğini çünkü
ertesi
gün işe gideceğini
söylemeyen
bir anneyle
babayla
ve
kardeşlerle yaşadığın
o
sonsuz saçma tartışmaların
henüz
başlamadığı
ölümüne
umursamaz
boş
zaman dilimlerin
zamanın
berisinde kaldı moruk
zaman
makinesi icat edilmiş olsaydı bile
ve
isteseydin
çekip
gitmeyi
eski
kötü
daha
kötü bir ruh haline sahip olduğun
eski
kötü ama güzel günlere
gidemezdin
burada
varlığına
çalışmana
ya da konuşmana
ya
da arada sırada
sıkıcı
ve aptal
ve
senin dışında herkesin güldüğü
espriler
yapmana
ihtiyaç
duyan
bir
takım zincirleri
çözerek
karışık
her
şey fazlasıyla karışık
ve
yanmış bir pizzadan
ve
böyle ebleh bir alegori-tmadan
tırlatmadan
ya da
daha
kötü de olabilirdi
eğer
sen on iki saatlik vardiyanın
yarısında
çıkılan yarım saatlik
tek
molanda gelen
pizzayı
yiyebilseydin
sevebilseydin
yani hemen hemen her şeyi
kötü
de olsa bir şeyler
ya
da kötü gitse de genelde
isyan
etme gücünden
mahrum
olduğuna
inandırılmış
olsaydın
güçsüz
olduğuna yani
bir
şeyleri belki bencilce
sadece
kendin için değiştirmeye
uğraşabilecek
kadar
aptal
bir azme
sahip
olmasaydın
her
şey
evet,
daha kötü olabilirdi
kötü
olduğunun
farkına
varmayacak bile olsan da o an
tıpkı
onlar gibi
tıpkı
diğerleri gibi
tıpkı
dünyanın
yaşanabilecek
kadar güzel bir yer olduğuna
aldanan
dünyanın bütün o insanları gibi
her
şey çok daha kötü
olabilirdi
değil
ama
onlar
için değil
sen
sadece
var
olanı göremeyen
imkanları
değerlendirmeyen
haline
şükretmeyen
ve
bir yerlerde
yanlış
giden bir şeyler olduğunu
iddia
edebilen
pis
bir nankörsün
işin
var
ailen
var
nefes
alıp veriyorsun
sakat
değilsin
özürlü
değilsin
üstelik
başka bir çok insanın da
yerinde
olsa soluksuz kayabileceği
askıntılara
sahipsin
yaşamın
tadını çıkar
aynen
böyle
bu
şekilde
kurulabiliyorsa
bir cümle
senin
için
karşındaki
o
ultra
eksantrik
prion
tarafından
filmi
yanlış çekmişler demektir
yanlış
izletmişler
ya
da yanlış bir rol vermişler sana
ya
da sen yanlış oynamışsın bilader
fasulyedendin
çünkü bir zamanlar
gerçekten
fasulyeden olmuştun belki
leylekler
getirmişti seni
oyunlarına
alınmaz
ve
buna da aldırmazdın
elindeki
kirli çubukla
toprağı
eşelerdin durmadan
solucan
çıkarmak için
sonra
bir gün
ruhundan
bir solucan çıkmasın diye
hem
de priapulida türünde bir tanesi
çıkmasın
diye
hiçbir
şeyi değiştiremeyeceğini
ve
böyle gelmiş olanın
böyle de gideceğini
söylediler
uzanıp
yatağa
duvarları
izledin
yine
telaşsız
ve
yerine getirmek zorunda bırakıldığın
şeylerin
duyarsızlığı ile
sikmişim
işi
parayı
ve geleceği
ve
ayakları yere
sağlam
basan bir adam olabilmeyi
diyerek
bir
masal kahramanıyım ben
sihirli
aletini
otuzbir
kez okşayınca
içinden
çıkan periye
arzın
merkezinden geçen
büyük
bir fay hattı olmayı dileyen
ama
masallar gerçek değildir ve
gerçek
olarak öne sürülen
tüm
o kötü olasılıklar
yaşamı
askıya alan
betonarme
bir duvar
örmekten
öteye geçmez
o
yüzden
olabilecek
en kötü şeye
kulaklarını
tıkayıp
yatağa
uzanabiliyorsun hâlâ
işe
gitmek yerine
çalan
telefonu açmadan
anneyi
duymazdan gelip
duvardaki
örümceği göstererek
ondan
olur mu diyorsun
adam
benden
olmaz tamam da
ondan
olduğuna inandırmıştın çocukken
gülümsüyor
istemsiz bir şekilde
gülüyorsun
çevrendeki
tüm o vızıldayan
benzodiazepin
türevi insanlara
yüksek
dozda flumazenil bastığını
hayal
ederek
hâlâ
gülebiliyor olmanın
*
başlık marisse nadler’in bir şarkısının adıdır
8mayıs2013