başlangıç.
her şeyin sona erdiğini söyledi tuncay. kulağıma fısıldadı
bunu. usulca. sessizlik içinde yürütmeliyiz dedi, işlerimizi sessizlik içinde
yürütmeliyiz.
yanıbaşıma oturup konuşmuyordu. görüntü yoktu, koku yoktu,
bana dokunmuyordu. ses vardı sadece. görünmez kahramanımdı kendisi. zor
zamanlarda açığa çıkan bir enerji gibi. kendi içimden konuşuyordum kendisi ile.
bir ses sadece, vızıldayıp duran. yıllar içinde farklı iç seslere gebe
kalmıştım. doğmuyorlardı da. gerçeğe intikal etmediler hiçbir zaman. yıllar
önce dağılıp gitmiş bir müzik grubunu dinlemek gibiydi. bu bir band kaydı. ama
her çalışında farklı şarkıları duyduğun bir kaset gibi. sürekli sürekli
sürekli, beni itekleyen seçil.
sarı ve dalgalıydı saçları seçilin. gözleri çökmüştü yıllar
içinde. aşırı uyuşturucu tüketimi sanmıştım. ama hayır, uyuşturucu
kullanmıyordu artık. doktoru gibi
yaşayan refik’le görüşmüyorlardı artık. benimle görüşüyordu her biri,
ama birbirlerini benimle beraber görmüyorlardı. geriye dönüşler’in adı, ileriye
ayrılışlar olarak değişmişti.
this empty flow açtım sabah sabah. ve yazmaya başladım.
devlet eliyle uyuşturucu kullanıyordum hem üstelik artık. akineton kafası
güzeldi. üzerine bir bardak çayla iyi gidiyordu akineton. açıyordu kafamı. ya da kendi üzerine
kapatıyordu. seçil geldi ve…
seçil geldi ve, elimden hızlıca alıverdi bilgisayarı. biraz
da ben yazayım dedim. kendi üzerine yazıp durmaktan vaz geç dedi. kimseye
hiçbir şey anlatmak zorunda değilsin dedi. ve tam bu sırada girdi araya jori,
şarkıdan arkadaşım jori, veya şarktan… yeterince doğuya giderseniz, en sonunda
garba varırsınız.
jori garbın şarkıcısı dedi seçil. yolu uzattım dedim ona. ve
tam bu sırada tekrar araya girdi jori, see nothing, i see nothing. diyerek.
bekliyordum. hiçbir şey yapmak zorunda değilsin dedi seçil.
otur oturduğun yerde. relax adamım. ve tam bu sırada geldi iç sessizliğim: her
şey sona erdi. ölüsün sen dedim tuncay’a. hayır adamım dedi. her şey sona erdi
ve baştan başlaması için çok erken. araftasın. ara bölgedesin. bekle. her şeyin
seni düzmesine izin verme. düzen dedi, yani eski düzenin, geçmişinde olan biten
her şeyin, seni yeterince düzmesi ile, anısal anı tahribatının şiddedini
yeterince artırınca, geri gelecek. bekle şimdi. hiçbir şey yapmadan. seçil
haklı dedi, senin dışında herkesin haklı olduğunu düşündüğün bir zaman dilimi
yap kendine ve onu atlat. ancak bu şekilde, döngüsel bir deformdan kurtulup,
eski gerçeğine varabilirsin. gittiler sonra. gelirler gene. geriye gelirler.
geriye dönerler. geriye dönüşlerler… evet dönüşlerler.
jori’ye kulak verdim tekrar. tekrar etmeye devam ediyordu,
şarkılarını, son oniki yıldır yaptıkları gibi. Distress [version 0.2] başladı
ardından. ruhuma elektroşok uyguluyorlarmış gibi hissettim. hiç olmazsa bir şey
hissediyorsun dedi sanki özlem. beni öldürdüğünden beri dedi, yalnızsın. o
yüzden lütfen sesini kes, gömdüğün yerde rahat uyuyayım. bir daha çağırma
bizi..
sustum. öylece. artık gelmeyeceklerini söylerken, görünmez
kahramanlarım.