4 Ağustos 2008

ölene dek tek başına

odamdayım
yo hayır kilise sokağındayım

ellerimi başımın altına almışım
tavanı izliyorum
yo hayır, sevgilimle karşılıklı şarap içiyorum

parmaklarımı çakmakla yakmaya çalışıyorum
yo hayır, sevgilimin kollarındaki jilet izlerine bakıyorum

odamda tek başımayım
yo hayır, sevgilime kiraladığım evde tek başımayım

odamda iki sek votkayı peş peşe dikiyorum
yo hayır, okuldan çıkacak olan sevgilime
iyi bir gece hazırlıyorum mutfakta

geleceği düşlüyorum
yo hayır
geçmişin bir düşten ibaret olduğunu düşünüyorum

odamda bir başıma volta atıyorum
yo hayır, sevgilimle istiklalde yürüyorum

kendi ruhumla sevişiyorum
yo hayır, sevgilime harikulade bir gece yaşatıyorum

ruhumun bedenimden ayrıldığı günü hayal ediyorum
yo hayır, sevgililerimin benden ayrıldıkları
birbirine eş anıları hayal ediyorum

odamdayım dedim sana, tek başına

yo hayır
hayır yok
gözünü aç artık
sokağa atılan yaşlı bir av köpeğinden farkın yok
avlamayı bilmiyorsun
avlanılmayı biliyorsun
bütün dünya üstüne abanıyor sanıyorsun
oysa, ayakta bile duramıyorsun

kendini boş ver
onları boş ver
herkes seni boş verdi
ve o yüzden bu şekilde
dört duvar içinde
geçmiş ve gelecek üzerine
kararsız ve beklentisiz bir şekilde
sikik şiirler yazıyorsun
sikikler çünkü
sen de sikiksin

ruhun bekaretini yitirdi
defalarca üstelik
ve her yeni bir sikişte
o ilk seferki heyecan ve zevk kadar kuvvetli olan
acı ve tiksinti ile karşılaştın
hediyen bu senin
acı ve tiksinti
dünyaya duyduğun nefret
yo hayır, kendine duyduğun nefret

sağırsın oysa
ve kör
gerçekleri göremiyor
sana anlatılanla yetiniyorsun
yetiniyordun yıllar önce
ama saf değilsin artık ve
“keşke saf olabilseydim” diyorsun her yeni gelene
ama güvenmiyorum artık hiç kimseye
kendime bile güvenmiyorum
odamın içinde
sürekli hayaletler dolaşıyor
kendini bir bok sanmana neden olan
sonra kendini bok kadar değersiz hissettiren
çiğnenip tükürülmüş gibi
ya da sakat bırakılmış
eksitilmiş
yo hayır eskitilmiş
ekşitilmiş?
o da kabul
ve saflığı çalınmış
bir sülük gibi bile
yapışkan olamayan
öylece bekleyen saatlerce
konuşmayan ve hareket etmeyen
ama içen ve ağzından duman çıkartan
işeyen ve ağlayan bir ejderha

ve bir de, insanı ölümsüz hissettiren
ve yeni bir aşkın kapısını aralamaya çalışan
yeni bir vücut ile tanıştıran
ölümsüz dizeler inşa eden

ama hayır
ölüm var sadece
dizeler ölü zaten
sen de öldüğünü reddeden bir zombi gibisin
ve iğrenç bir orospu çocuğu olmamak için
herkesi itiyorsun başlangıçta

bak, diyorum ona
bu gecenin sabahında
romantik bir uyanış ya da
tatlı bir gülümseme bekleme benden
gülümseyebilirim elbette
ve bu sana çok tatlı da gelebilir ama
sonrası olmamalı, anlıyor musun diyorum
zaten olmayacak diyorum
kırık bir ray üzerinde yürümeye
mecbur etme beni
senin için kırık görünmediğini biliyorum şu an
ama tatlım
ben öyle görüyorum
ve kıracak olan da sensin
yolun yarısında arabayı durdurup
beni aşağı indirerek tek başına gaza basacak olan
ve bu o kadar da önemli olmamalı artık
ya da bir düşe kapılıp
ölümsüz aşk palavraları ile
öldürmeyelim birbirimizi diyorum

ufak ve tatlı bir öpüşme faslı gerçekleşiyor
sonra göğüsler
sonra göbek
sonra daha aşağısı
ayak parmakları
topuklar
sonra yukarı
sonra tekrar aşağı
ileri ve geri
ve sabah doğan güneş

ve bir kahve yapıyor
onu yudumlarken, güzel bir geceydi diyorsun
güzel bir sabah diye karşılık veriyorum
ve harikulade bir vücuda sahip aslında ama beni
bedeninden çok
seviştikten sonra söylediği
sihirli sözcükler etkiliyor
gözlerime çivi çakıp
bir düşü askıya alıyor ve
aşk yok diyorum, kendi kendime
ona dönüyor ve
yanıma gelsene diyorum
sabah sabah
bir kez de mutfakta sevişiyor
ve tekrar uykuya dalıyoruz

öğleden sonra uyanıyorum
ve hiç kimse
bir diğerini ruhen bıçaklamamışken
son veriyoruz bu işkenceye

evden ayrılıp durağa geliyor
ve servisi bekliyorum
servis geliyor
içine giriyor
ve işe gidiyorum

ve heriflerin çoğu
gelip geçen hatunlara bakıp
iç geçiriyorlar
gerek duymuyorum iç geçirmeye
kafamı çevirip bakmaya bile gerek duymuyorum
onlar zaten benim diye düşünüyorum
hepsi gelecek ve aşk dilenecekler
bu şekilde devam ettiği sürece
ve ben de her ne kadar
bir zamanlar başka birilerinden aşk dilenmiş olsam da
seksin aşktan daha gerçek
ve dolambaçsız olduğunu düşüneceğim
ve bağlılık yeminleri edilmeden
gerçekleşen bir düzüşün
her an ihanete
terk edilmeye ya da
bir boktan farksız görünmeye
meyilli gidişattan arınmış bir düzüşün
aşktan daha saf olduğu gerçek
-daha üstün olmasa bile-


bir dakika
bir dakika
odamdayım şu an
sabah mutfak sevişmesi yok
aşık olmadığın biri ile sevişilen tek bir gece yok
gündüz yok
ikindi yok
tek başıma odamdayım sadece
yalan gerçekleri diziyorum bir ipe

yo hayır sevgilimin odasındayım
tekrar mı başlıyoruz?

sevgili yok, düşler yok
yitip giden
ölen ya da öldüren
tüm eski sevgililerimin
kalplerini bantlayıp
dolabıma kitledim
ve o dolabın kapısı sadece
sarhoş ve yalnız gecelerde açılıyor

az önce açıktı ve
içinden dört ağır silahlı kadın çıkıp
barut yerine anı dolu kurşunları
üzerime boşalttılar
ben de bunun üzerine
onlara teşekkür edip
tekrar kapıyı kitlemeleri için
seks isteyen herhangi bir kadına
ödemeli çağrı yaptım ve
bu gece olabilir, dedim
o da bana, her gece olabilir dedi

biliyordum her gece olmayacağını
her gece olabilirdi elbette
her gece de sevişebilirdik
ama onun benimle
ya da benim onunla
ölene dek depdebeli aşk tınısını
birbirimize söyleyeceğimizi sanmıyordum

ve aşkın içinden
tutkulu bir sevişme faslını
cımbızla çekip çıkartarak
geriye kalan her ne varsa
yalan, nefret, küfür, kin, aldatma
orada bırakıp
sek olarak sevişmek istedim
istedim sadece
ve sonra tekrar odamda
iş çıkışı
bir başıma kaldım

pardon bir başıma değil
votka pall mall ve
müzik ile baş başa
bekle şimdi salak dedim kendime
bir kadını ret ettin
bir çok kadını ret edeceksin
ve bu bir intikam değil
çünkü nefret bile etmiyorsun hiç birinden
arada bir sana yeniden aşk kurşunu sıkacaklar
ama aşk silahının kuru sıkı olduğunu biliyorsun artık
sesine aldanmıyorsun
vurulmuş numarasına bile gerek yok üstelik
geçmişte vurulduğunu biliyorlar zaten
ama yeniden aynı yerden yara almayacak kadar
sağlam bir çelik yelek edindiğini de biliyorlar
her şeyi biliyor ama yine de deniyorlar

denemek istemiyorsun artık
deney yok
ve sen de kobay değilsin
yalnızsın sadece
ve yine de kadınlardan oluşan bir ordu
üzerine ateş etmeye devam ediyor
diğerleri o seri katilleri izleyip
“beni de öldür bebek” derken
kalçalara ve göğüslere bakıyor
yanlarındaki arkadaşlarına fantezilerini anlatıyorlar
nasıl da yalarım onu diyerek
serviste, işyerinde, orda burda
sağır olmanı dilemene neden olan
salak erkek muhabbetleri
“öldür beni bebek”

sen ölmek istemiyorsun artık
ve ölmeyeceksin de
ama onların dişleri
daima etinde olacak
sert ve ufak ısırıklar
tırnak izleri
ıslaklık
alkol
sigara
sabah doğan güneş
gece batan güneş
ve hiç kimse bilmeyecek bunu
yani bilmemeli

anlatırsan
ertesi gün gelip sana
“o hatunu bana da ayarlasana” derler
sende onlara güzel bir yumruk geçirip yere sermek istersin
çünkü hiçbir hatun senin gözünde
üzerinden geçip
sonra arkadaşına ikram edebileceğin
bir et parçası değildir

ama bu yüzden değil de
yine de o mucizevi gecelerin
bir başkasının
otuzbir malzemesine dönüşmemesi için
susarsın

ve onlar da seni
başka bir şey sanarlar
ve o başka bir şey
yani ibnelik
onların gözünde,
güçsüz
iğrenç
ve aşağılayıcı bir sıfattır
ki anlatırsan da başka bir açıdan
palavracı görülebilirsin
herkes bir diğerinin başarısını kıskanır ya da
inkar eder

ve bu genellikle
seksi ya da
bir kadının içinden geçmeyi
başarı olarak niteleyenlerin
yaptığı bir şeydir

sonra adamın biri gelir ve sana
saçma birkaç şey fısıldar
ilgilenmezsin
kısa cevaplar verir
bir süre sonra da dinliyormuş gibi yaparsın ve
“sen neden hiç konuşmuyorsun” der adam
sigara içiyor musun der ve paketi masaya koyarsın
“kullanmıyorum” der adam
“alkol?”
“hayır kullanmıyorum”
“hatunları götürmekten bahsediyordun” derim
“bu şekilde olmaz”

sonra bana alkolün günah olduğuna dair
birkaç komik vaaz verir
günahtır günah olmasına
ama aynı nedenden ötürü
zina ya da palavra da günah olmalı
değildir ona göre

herkes yapabildiği kadar
cenneti görür
ben cehennemin en dibinde yanmayı
düşlüyorum sadece

“ne? dün gece bir kadınla mıydın?”
üstünlük değil bu
ya da ayrıcalık
ya da önem arz eden bir olağanüstü hal
hiçbir şey değil.

sonunda
her şey bitince
odana dönüyor ve
şu dolaptaki eli kanlı kadınların
yıllar sonra bile
“beni aldatıyor musun” demelerinden korkuyorsun
ama bunu bile demiyorlar
düşlüyorsun sadece
ve yalnızsın
ve votka bitince
evinin dibindeki
24 saat açık olan markete gidiyor
bir paket sigara
iki şişe şarap
kibrit ve
huzur satın alıyorsun


insanlar talihli olduğumu düşünüyor

evet, bir düşünelim
odamdayım
geçmiş günleri geri getiremeyişimin tasası ile
ama en azından şu an
boşalan tüm bardakları doldurmama
yetecek kadar paraya sahip olduğum için
talihli sayılabilirim

ama iki tane aleti
dört tane dili
on sekiz de kalbi olan
bir uzaylı olmayı ve
on sekiz aşk ile
tek başıma savaşmayı yeğlerdim

düşler bazen öldürücü olabilir
geçmiş günlere duyulan özlem de öyle
o yüzden
var olmayan şeyler üzerine
hesaplanan olasılıkları es geçip
şiiri bitirelim

gece devam ediyor.
ve ölene kadar da
devam edecek

4ağustos2008

sesli hali: https://soundcloud.com/unthatow/odamdayim-okuyan-oncel-inanliizmarit-adam-2013-siir-girdap-zack-unthatow2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder