9 Ağustos 2008

şiiri öldüren bir ses

şiiri öldüren bir ses

eskiden deli diye bağırırlardı arkamdan
8 sene önceydi bu
halüsinasyondan bir hatunla birlikte yaşıyordum o sıralar
fanzinler yapıyor
ama dağıtmıyordum
elimde görüp isteyene veriyordum sadece
ve sunmuyordum hiçbir şeyi
ne kendimi ne fanzinleri ne de başka bir şey
kendimden bile bahsetmiyordum
o on sekiz yaşının verdiği heyecanla yazılmış
salak şiirlerimde

bir sitem vardı ve adını
“sokak edebiyatı” koymuştum
yeraltı edebiyatı denen zırvadan
zerre haberim yokken
ismi buydu ve
bir blog tarzında inşa edilmişti
kişisel zırvalar

sonra
yıllar geçti ve değişen bişi olmadı
yıllar geçti
çoğalan tek şey
deli diye bağıranların sayısı iken
araya birkaç tane de
“delirmek istiyorum” diyenler eklendi

deliydim deli olmasına
hayatım boyunca çalışmayacak olmanın
düşünü kurabilicek kadar deli

üç kuruş geri döndürmeyen
takı tezgahları ile
günümü geçirip
sadece alkol parası kafi diyecektim

yani öyle sanıyordum
öyle süreceğini ya da
iki birayla sarhoş oluyor
ve kızıyordum kendime
daha sık içmelisin evlat diyordum
ve daha sıkı
iki birayla sarhoş olmanın
maddi açıdan
çok daha sağlıklı olacağını bilmezken

ki işin aslı
hiç bir şey bilmiyordum
öğrenme safhasındaydım daha çok
öğreniyordum
ve öğrendikçe yazıyor
yenileri yazdıkça
eskileri yok ediyordum
sonra
yıllar geçti ve
artık yazılan şeyler
yok edilmeye bile değer görülmeyen bir
nesne haline geldi

kendimi bile
yok etmeye ya da
var olma savaşı vermeye
değer görmüyordum

yıllar geçti ve
aşk işe yaramamaya başladı
yazmak işe yaramamaya başladı
bira işe yaramamaya başladı
votka ya da
daha sert bir şeye
ihtiyacımız var artık

yıllar geçti
ışık hızıyla yol olan zaman
ve alkol parası yeter diyen
o küçük şapşal genç
hiçbir çıkış yolunun kalmadığını biliyor artık

faturalar ağzına sıçarken
son ödeme tarihleri
elektrik
su
kira
fidye
gecikme faizleri
ve giymek için alınan bir bez parçası bile yok
buna gerek de yok
ya da şaşalı bir yemek faslı

ve yaşamak zor
ve çalışmak yerine
bok yemeyi tercih eden
o küçük şapşal genci düşünüyorum
sekiz sene önce
nerden geldiği belli olmayan parayla
üç beş meşe
üç beş şişe
üç beş hap

güzeldi sanırım
ve gelecek güzel olucak diyorduk hep birlikte

güzel bir hatun olabilir
bir erkeğe geleceği güzel gösteren
bilemiyorum ama
onunla nerdeyse birlikte yaşıyor ve
sevgili olmadığımızı iddia ediyorduk

her gelen güneşi
birlikte selamlasak da
hayır sevgili değiliz
ama aşığız köpek gibi

ve sonra bir gün sabah
odada uyandığımda
yan odadan gelen sesleri duydum
sevgilim olan hatun
sevgilim olmayan hatun
köpek gibi aşık olduğum hatun
abisinin sevgilisi ile sevişiyordu
yani lezbiyen faktoring
biseksüel mecralar

ve benim kusmam gerekiyordu
yaşanan olaydan değil hayır
aldatılmıyordum
aldatıldığımı düşünmüyordum

nedeni onun
bir kadınla sevişmesi değil
bir erkek de olabilirdi üstündeki
aldatılmış sayılmazdım
aldatmak daha çok
kelimelerle vuku bulan bir eylemdi
fiziksel dokunuşlarla değil

ve her neyse
bulantı
kusmak
sabahın körü
nedeni aşırı alkol
cigara ve hap

camdan aşağı mı kussam
ya da iki kadının seviştikleri odadan geçilen banyoya mı?

bilemedim
kaldım öylece
bekledim
bekledim
bekledim
bulantı geçti
iyi hissediyordum kendimi
yeniden iyi

sonra hatunlardan biri
aşık olmadığım
yani diğeri
adı seçildi hatunun
odaya girdi ve uyandın mı dedi
uyandırdınız dedim
güldü sadece
elindeki birayı uzatırken

sonra yıllar geçti
yıllar geçti ve
ben o çemberden çıkamadım

“hep aynı şeyleri yazıyorsun girdo”

çünkü zihnim
dönüp dolaşıp
aynı yere geliyor
artık ölü olan bir kadının
cehennemden gelen çığlıkları

“alo”
“girdap yardım et ölüyorum”

evden koşarak çıkar
ve evine gelirdim
hayır ölmüyordu
birkaç yerini kesmişti ve halıda oturuyordu öylece
yeşil bir halı
halı saha gibi yeşil
üzerinde kan lekeleri olan

orada öylece oturur ve
“geldin mi” derdi
“seni özlemiştim
denemek ister misin?”
jileti mi derdim?
“hayır bu yeni bir şey
çok güçlü
abimden çaldım
doktorlar kullanıyormuş
adı neşe kökünden geliyor sanırım”

neşterle yaptığı
acı nakli ameliyatına son verir ve
kolunu sarardım

sonra
dediğim gibi
yıllar geçti
“ben ölüyorum” diyecek kimse kalmadı etrafta
ya da “ben ölüyorum” dediğimde
koşup gelicek biri
bekliyorum öylece
odada oturmuş
çalan müzik eşliğinde
sigara içip bekliyorum


9.ağustos.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder