ölümsüz
günler geride kaldı artık
sonsuza
dek hatırlanacak olan o
dünyanın
etrafında döndüğümüz günler
herkes
bizim etrafımızda dönerken
kafamız
dönerken
cigaraları
dönerken
her
gün düşsel anlamda köşeyi dönerken hatta
yırtacağımızı
sandığımız günler
çalışmak
yok
uyumak
var sadece
takı
tezgahı açar ve alkol paranı karşılarsın
sigortanın
önemi yok
kiranın
önemi yok
"faturaların
canı cehenneme" dediğimiz günler
bir
gün
düş
kurmayı bırakıp
gerçek
anlamda köşeyi dönüyor
ve
çıkmaz sokağa girdiğini fark ediyorsun
birbirinin
aynı olan koridorlar silsilesi
ışık
bir yanıp bir sönüyor
güneş
gelip gidiyor
ay
gelip gidiyor
para
gelip gidiyor
sen
de işe gidip geliyorsun
her
geçen gün
bir
öncekinin aynı
hiçbir
şey kalmıyor aklında
tek
bir kare görüntü yok düne dair
unutmaman
gereken tek şey
ertesi
gün kaçta iş başı yapacağın
geriye
kalan her şey
ertelenmiş
gün
boyunca kafanda dolanan tek düşününce
eve
gidip uyumak oluyor
eve
gidip uyumak
eve
gidip uyumak
bir
an önce
bugün
bitsin
bu
hafta bitsin
bu
ay bitsin
bu
sene bitsin
beklentisiz
bir şekilde
zamanın
geçmesini beklemek
hadi
bir sigara yakalım
beş
dakika daha öldürelim
bugün
iş
yerinde
"sigara
içmek öldürür" dedi adam
ve
ben de ona
zamanı
öldürür, demek istiyorlar, dedim
ve
iyidir zamanı öldürmek
kazanacak
bir şeyimiz kalmadı
kaybedecek
bir şeyimiz de olmadı
ilerleyen
dakikalarda
skorda
herhangi bir değişiklik beklenmiyor
hayat
maiden koşusundan farksız ve
27
sene önce yüksek ganyan verdiğimi biliyorum
ama
jokeyini öldürmek isteyen bir atım ben
o
yüzden üzerime bahis oynamak yerine
gidip
bir iş arayın kendinize
yazarlık
ölene
kadar boktan işlerde çalışmayı gerektirir çünkü
ve
ancak öldükten 50 yıl sonra
hâlâ
adınız anılıyorsa,
yazar
olmuşsunuz demektir
ki
bunun da size
bir
yararı olmaz
o
yüzden Tolgur
"yazılarımı
onayla ya da bu işi bana bırak" demektense
10
sene önceme geri dönüp
ardımda
bıraktığım ekmek kırıntılarını takip et
yok
etmeden masaldaki kuşlar gibi
yoksa
cadı evleri, her ikimizin de ağzına sıçabilir
yayınevleri
mi demeliydim acaba?
hansel
ve gretel
hikâyeyi
biliyorsun
ama
yine de tekrar ediyorum
kazanmak
istiyorsan
üzerime
bahis oynama
ben
zaten kaybettim
bir
jokey durmadan kırbaçlıyor olsa da
daha
hızlı koşayım diye
birbirinden
farksız mesai saatleri
birbirinden
farksız günler
birbirinden
farksız insanlar
birbirinden
farksız satırlar
aşağıya
doğru akmakta
zaman
pardon
sizinle tanışabilir miyiz?
son
yazın kıyaktı
boktan
yazıyorsun
yazılarımı
onayla
izmir'e
gelip seni becericem
kendini
ne sanıyorsun
seninle
sevişmek istiyorum
birlikte
yaşayalım
hiç
arkadaşım yok
fanzin
gönder
sana
daha iyi bir iş buldum
sana
gönderdiğim kitabı okudun mu?
dün
seni aradım, açmadın
bir
saniye
bir
saniye
sessizlik
bir
sigara yakmam gerekiyor
ölmek
için
on
sene sonra görüşürüz
19
mayıs 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder