"ben toplumdışı değilim, toplum benim dışımda"
"eğer uyarıcılara bir kez
bulaşmışsan" diyor gökçe, "günün birinde bıraksan dahi, hiç bir zaman
tekrar başlamayacağından emin olamazsın, ama eroin farklı" diyor,
"bütün arkadaşların eroin yüzünden ölmüş olsa bile, bu yüzden hayatta
sahip olduğun herşeyi, maddi ve manevi herşeyini kaybetmiş dahi olsan, ondan
kurtulamazsın, pişman olmuş olsan bile, tekrar pişman olacağını bilsen bile,
tekrar tekrar geri dönmek zorunda kaldığın, gizli bir mağaran gibidir o senin,
ferah, geniş, sınırsız, özgür. evet, özgür. özgür, çünkü efendin teke inmiştir,
düşüncelerin teke inmiştir, yaşama amacın teke inmiştir, bir sonraki vuruş.
sürekli bunu düşünür hale gelirsin, kendine geldiğinde, tekrar hastalanana
kadar, tek amacın, bir kaç gram bulmaktır, hepsi bu kadar basit, hayat bu kadar
basit, bedenini önemsemezsin, ahlakı önemsemezsin, örf ve adetleri, ailevi
değerleri, geçmişini, geleceğini, herşeyin silinir gider, yaşama yükün
hafiflemiştir, nasıl olsa bir kaç sene içinde ölüceksindir, bunu bilirsin,
herhangi bir hastalığa yakalanmasan dahi, kendi işini bitirirsin, aynen tuncay
gibi, sıranın bana geldiğini düşünüyorum".
bu hatun, 3 yıldır eroin kullanıyor ve
izmir'de yaşıyor, kendisiyle 2005 yılında tanıştım ve bu sözleri de o zaman
sarf etti, yani o zaman, yani 2005 yılında, 3 yıldır eroin bağımlısı olduğunu
söylüyordu.
"bu aslında" diyor gökçe,
"porno bağımlısı olmaktan farksız, kardeşim tam bir porno bağımlısı, her
gün yeni bir kaç sahne seyredip attırmak zorunda hissediyor kendisini, o sırada
beyninin salgıladığı hormonlara bağımlı aslında, bunu o bilmiyor, ve halinden
memnun görünüyor, kendisini bana göre şanslı hissediyor, sonuçta porno, eroine
göre, daha kolay sürdürülebilir bir bağımlılık, buna rağmen toplumsal ve ahlaki
açıdan değerlendirdiğimiz de, eroin daha masum görünüyor".
ben o zaman, yani aramızda bu konuşmanın
geçtiği gün, 3 yıllık aradan sonra, amfetaminle öpüşmüştüm, aslına bakarsanız,
o gün için aldığım, saf amfetamin değildi, metamfetamin de değildi, metilendioksiamfetamin
bile değildi, parametoksimetamfetamin de değildi, şu bizim şişkoların, iştahını
kesmesi için reçetelerine yazdırdıkları, mefenoreks içeren bir haptı.
mefenoreks, amfetamin ve türevleri ile aynı etkiyi gösterir, sadece, etki
süresi diğerlerine göre oldukça kısadır.
aslına bakarsanız, dexedrin veya ritalin’i
tercih ederdim, yani şu an gökçe adında yarattığım sallama karakter yerine, bi
kaç dexedrin'im olsa, fena olmazdı. en azından etki sonrası, tekrar bir kaç
tane daha yutma şansım olabilirdi. sahte mutluluk sonrası oluşan ruhsal
çöküntü, gerçek mutluluk sonrası oluşan ruhsal çöküntüden bin kat daha iyidir.
yeri gelmişken, asıl sözünü etmek istediğim
şey şu; bazı duyguların, gerektiğinden yoğun hissedilmesi sonucunda,
psikotrop'ların yarattığı algı değişikliğini yaratabileceği gerçeği, yani eğer
siz birine ayaklarınız yerden kesilecek şekilde aşık olduysanız, ya da zafer
sarhoşuysanız, hayatınızda ki herşey yolunda gidiyorsa, veya diyelim ki ters
giden hiçbir şey olmadığını düşünüyorsanız, çok ama çok çok çok mutluysanız,
-bunun nedeni aşk, başarı, para, herhangi bir şey olabilir- bu mutluluk hali,
sizde, psikotrop’ların yarattığı etkiyi yaratabilir, yani demem o ki,
zihninizde bir algı değişikliği vuku bulabilir, yani sonuç olarak kim mutlu
olmak istemez ki? yani sonuç olarak, hepimizin biraz mutluluk halüsinasyonuna
ihtiyacı var, öyle değil mi? yani sonuç olarak, aynı amfetamin alımı sonucu,
beyinde gerektiğinden fazla salgılanan noradrenalin'in yarattığı
halüsinasyonlardan farkı yok diyorum, dünyevi olan herhangi bir aşırı
mutluluğun, yani demem o ki, ister madde alımı ile, ister yaşanan olaylar
sonrası meydana gelsin, gerektiğinden fazla salgılanan endorfin, yani opioit
reseptörleri, zihinde bir tür algı değişikliği yaratabilir, bunun sonucunda
siz, gerçekte olan bitenin farkına varamayabilirsiniz, ve farkına vardığınızda,
yani ister kullandığınız madde, ister size mutluluk veren olay, insan, eşya,
para, başarı, vs vs'nin etkisi geçmiş olsun, sonuç daima aynıdır, siz gerçeğe
geri dönmüş, ve eskiden içinde bulunduğunuz o gerçekliği kabullenemediğiniz
için, ruhsal bir çöküntü içersine girmişsinizdir. yani aslında, sizin
"uyuşturucu" benim "algı değişikliği yaratan maddeler"
demeyi tercih ettiğim tüm o psikotropların, normal insan hayatında var olan,
hissedilen, heyecanlardan, duygulardan, hislerden, hiç bir farkı yoktur.
Depresyon, bu yüzden ortaya çıkar, gerçeği kabullenemediğimiz için, normal
koşullarda, normal düzeyde salgılanan dopamin, enkefalin, noradrenalin,
testosteron, endorfin, adrenalin vs vs, tüm vücut içi salgıları ve beyin
aminleri, normalden fazla salgılandığında, gerçek dünyayla algılarımız arasında
bir fark oluşur, ve dediğim gibi, bu algı değişikliği, yani bir nevi hafif
ölçekli ve geçici psikoz durumu, ister herhangi bir uyarıcı veya onirojen ile,
yani; kokain, amfetamin, efedrin, izoprenalin, klobenzoreks, fentolamin,
mefenoreks, prenilamin, benzidamin, ketamin, lsd, psilosibin, meskalin vs vs
ile oluşsun, isterseniz hayatınızdaki herhangi bir değişiklik sonrası aşırı
mutluluk ile beyninizde normalden fazla seviye de salgılattığınız noradrenalin
ile, veya adını bile bilmediğim bir sürü beyin içi fonksiyonlar ile, ve tabii
ki opioit reseptorleri sayesinde, zihninizde, yani algı düzeyinizde, bir
yanılsama meydana gelebilir, bunun sonucunda, yani herşey tamamladıktan sonra,
mesela boşandıktan sonra, ya da şirketiniz iflas ettikten sonra, ya da anneniz
öldüğünde, kısacası size mutluluk veren şey bir an da ortadan kaybolduğunda ya
da anlamını yitirdikten sonra, ruhsal çöküntü ve depresyon kaçınılmazdır.
“o nedenle” diyor gökçe, benim eroin
bağımlısı karakterim, "eroin kesinlikle dünyanın en iyi ve en boktan buluşu".
"ama" diyor, "aşk, dünyada ki
her şeyden daha tehlikeli ve dengeli alınmadığı, yani siz, ayaklarınız yerden
kesilecek şekilde, kendi özünüzde ve karakterinizde değişiklikler yaratıcak
şekilde yoğun bir aşk hissediyorsanız, kesinlikle bir tür psikoza
girmişsinizdir, ve bu psikoz, eroin veya lsd'den daha tehlikelidir.”
"bir insanın bağımlısı olmak"
diyor, "bir maddenin bağımlısı olmaktan çok daha tehlikeli bir şey, sonuç
olarak o maddeyi, eğer paran varsa, ya da bedenin para ediyorsa, ya da
hırsızlık yapabilecek durumdaysan, ya da başka başka başka yollardan, o maddeye
ulaşma şansın varsa, kriz geçirsen bile-krizi geçirebilirsin, tekrar tekrar
aynı şey, damar, şırınga, damar, şırınga",
"bir insanın bağımlısı olmak" diyor
tekrar, "kesinlikle, bir maddenin bağımlısı olmaktan çok daha tehlikeli
bir şey, sonuç olarak, insanlar ölümsüz değil, hatta daha da ötede, insanlar
güvenilir değil, sizi herhangi bir zamanda terk edebilir, veya aldatabilir,
veya hissedilen duygular bir taraf için anlamını kaybedebilir, böyle bir
durumda yaşadığımız ruhsal çöküntü ve depresyon halini giderebilecek insana
ulaşma şansınız olmadığı için, daha doğrusu, o insan artık sizi sevmediği için,
intihar bile edebilirsiniz, ben sadece madde bağımlısıyım diyor, benden daha
kötü durumda olan insanlar var dünya üzerinde; tek başlarına yaşayamayan
insanlar… insan bağımlısı olan insanlar… bu, aşk veya arkadaş ihtiyacı olabilir,
tek başlarına var olamayan insanlar",
"bu" diyor, "insan bağımlılığı
yani, çok zararlı. üstelik, bir süre sonra, biraz da popülerleşirseniz, yani
herkes sizi sevmeye ve saygı göstermeye başlarsa, yaptığınız işi övmeye
başlarsa, yani hayatta başarılı olursanız, örneğin son yılların en iyi pop
şarkıcısı olursanız, ve bunun sonucunda, zihninizde ve algı dünyanızda, aynı
psikodisleptikler'in yarattığı algı değişikliği meydana gelirse."
burada susuyor ve ona uzattığım listeyi
alıyor eline, herhangi bir eczaneden, reçetesiz veya normal bir reçete ile
satın alabileceğiniz bir sürü hap ve şurubun adı, ve yanlarında kullanım
şekilleri yazıyor, dozajlar, ve evet bu noktada yazıyı yarıda bırakıp, bana bir
mesaj atabilirsiniz, size de böyle bir liste vermemi isteyebilirsiniz, daha
önce isteyenler oldu çünkü, ama hiç kimsenin, en azından madde alımı ile,
algısının değişmesini gerekli görmüyorum, ya da hiç kimsenin, girdiği
depresyondan bir öksürük şurubundan, günde yarım şişe içip sedasyona girerek
çıkacağını sanmıyorum, yani demem o ki, uyuşturucu kötüdür, bunu artık herkes
kabul ediyor, ne kadar çok alkol içtiği ile övünüp, bunu da marifet sayan denyo
türleri dışında tabii, ama gerçeklerden kaçmak için değil de biraz eğlence için
alınan lsd, sizi üç beş günlüğüne alis harikalar diyarına gönderebilir, ama
şey, pardon, lsd sizi ilk kullanım sonrası o diyardan geri getiremeye de bilir,
daha hafif bir şey olarak, içersinde amfetaminin herhangi bir türevi olan,
herhangi bir hapı kullanabilirsiniz, ama şey pardon, bu kez de, amfetamin ve
türevlerinin yarattığı mutluluk halüsinasyonlarına ve dünyayı toz pembe görmeye
bağımlı olabilir, ve bunu hep yapmak isteyebilirsiniz. Aynı, sürekli birine
aşık olma ihtiyacı hisseden, aşk bağımlısı olan, veya porno bağımlısı olan,
veya seks bağımlısı olan, veya işkolik olan, veya servet bağımlısı olan, veya
kariyer bağımlısı olan, veya aile bağımlısı olan, veya tanrı ve din bağımlısı
olan, veya milli duygularının, şanlı tarihinin, anne babasının veya
çocuklarının bağımlısı olan insanlar gibi.
sözünü ettiğim şey, söz konusu tehlikenin,
uyuşturucudan değil, yalnızlığı kanıksayacak kadar yalnızlığa itilmiş
olmayışımızdan ya da artık mutsuzluğu önemsemeyecek kadar mutsuzluk çekmemiş
olmamızdan kaynakladığı, yani demem o ki, herşeyin iyi olması iyi bir şey
değildir ama herşeyin kötü olması kötü bir şeydir. önemli olan, dengede
kalmaktır. bu denge hali, iki iyi bir kötü, olabileceği gibi, hep kötü bir iyi
de olabilir, bu oran kişiden kişiye değişebilir, ama gerçeklik algımızı, yani crispin
sartwell'in sözünü ettiği gerçeklik algımızı kaybedersek, sonuçta bir hayal
dünyasında gerçekten delirmiş bir şekilde, sahte sorunlarla mutsuz olabilir
veya sahte güzelliklerle avunabiliriz. o yüzden alkol, kendini unutmak için
içildiğinde, ertesi günü katlanılmaz kılabilir, yani gerçeğe dönüş hali
esnasında, yani akşamdan kalmalık durumlarda, yani amfetamin kişi de bir ruhsal
çöküntü meydana getirir diye bağıran o gerizekalı psiko-tiyatrocuların, en
azından uyuşturucu kullanan insanlar ve uyuşturucu maddeler hakkında yaşamsal
bazda, benim sahip olduğum kadar bilgi sahibi olması gerekir, bu nedenle, bir
cankinin en yakın dostu, bir başka cankidir, ve bir cankinin en yakın düşmanı
da bir başka cankidir, neden bahsettiğimi anlayabiliyor musun dominik? gönderdiğin
öykü, hiç sigara içmemiş olan bir yeşilaycının, sigaranın zararları hakkında
bir öykü yazmasına benziyor, komik geliyor bana yani, herşey fazlasıyla komik
geliyor, gönderdiğim 8 sayfalık bir yazıyı, gönderdikten bir dakika sonra
"beğendim" diyenler de komik geliyor şu lunaparkım haline gelen
facebook'ta. Yani, kişi okumadığı bir şeyi nasıl beğenebilir, kişi sekiz
sayfayı bir dakikada nasıl okuyabilir. kişi, kişilik sahibi olmadan nasıl aşık
olabilir? hadi oldu diyelim, ve aşk bitti, sonrasında girdiği depresyon veya
psikoz türevlerinin herhangi biri için, ona niye sadece; lityum, diazepam,
benperidol, zopiklon, trifluoperazin, kloral ve tek tek saymaya devam edersem
öykünün sıkıcı bir hale dönüşebileceği maddelerden birini içeren sikik bir hap
verilir? sonrası sedasyon, sonrası kas gevşemesi, hipnotik etkiler, uyuşma, şu,
bu, vs, sonra kişi normale dönüp, hala tek başına var olamadığı için, tekrar
bir depresyona girer ve tekrar o sömürgeci ilaç şirketlerini zengin edicek
reçetelere muhtaç kalır. Çünkü kapitalizm uyuşturucu karşıtı değil, özgürlük
karşıtı bir ideolojidir, nokta!
ben ölmeden önce, lsd alıp, heotoskopi (kendi
halüsinasyonunu görmek) yaşamak istiyorsam, bundan size ne? çalışmadan yaşayıp,
bir şekilde hayatımı sürdürebiliyorsam, bundan size ne? uyuşturucu zararlıdır,
evet doğru, uyuşturucu zararlıdır, ama gerçeklik algımızı kaybetmemize yol açan
medya, uyuşturucudan daha zararlıdır, televizyon dizileri, sigaradan daha
zararlıdır,
tıpta artık hiç bir kullanım alanı kalmayan
bir sürü madde hala üretilmeye devam ediyor, onları da saymamı ister misiniz?
iyice boka batmak istiyor mu tıp dünyası?
şunu tekrar etmekte fayda görüyorum,
uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerin tümü, aslında, ruhsal veya fiziksel
hastalıkları çözümlemek için üretilmişlerdir, ve dahası ruhsal veya fiziksel
tüm hastalıkların tek nedeni de kapitalizmdir, bu ilaçları hala üretmeye devam
eden şirketlerde kapitalisttir, o halde kendini kötü hisseden herhangi bir
insanın, eroin yerine reçetesiz alabileceği sik gibi bir ilaca bile bağımlı
olması olasıdır, hatta ona depresyona girdiği söylendiği için reçete ile
verilen bir ilaca bağımlı yapılması da olasıdır. o halde biz hangi sik için
tartışıyoruz şimdi?
gökçe, tüm bunlardan sonra bana döndü ve,
"kardeşim bir porno bağımlısı olduğunu zannediyor ama aslında sadece
beynindeki salgıların bağımlısı" dedi, "onu kurtarmak istiyorum,
asosyal kişilik bozukluğu demiş geçen gün doktoru",
asosyal kişilik bozukluğu, bunu askerde bana
da söylediler, bende bu sayede 15 ay boyunca, haftada bir gün, psikolojik
tedavi görme bahanesi ile, eğitimlerden sıyırdım, çünkü gerçekten ama
gerçekten, asosyal olmak benim kendi tercihim, ki bunu kabul etmiyorlar, ki
şunu kabul etmek zorundayız, bir insan, toplumdışı olabilir, toplum onu
dışlamıştır, toplumda kendine bir yer edinememiş, dışlanmış ve itilmiştir, ama
şunu da kanıksamak gerekiyor, benim gibi düşünen herhangi bir insanın
"toplumdışı" olarak nitelendirilmesi, bana tamamen fiyasko bir
tanımlama gibi geliyor, çünkü gerçekte, toplumu, toplumun yarattığı yaşam
tarzını, insanları, insanların tutarsız ve çıkarcı dünyasını dışladığım,
ittiğim, ve toplum içinde kendime bir yer edinmek istemediği için, toplumun
dışında kalmış olmuyorum, toplumu ben dışlamış oluyorum, yani toplum benim
dışımda, ben toplumun değil.
o halde sorun tekrar, uyuşturucuya geliyor.
bu ülkede çok fazla insan, uyuşturucu üzerine çok fazla şey yazıp çiziyor
gibime geliyor, ve daha trainspotting'i bile dün bitirmiş biri olarak, uyuşturucudan ölen insanlara
karşı saygılı olunulması gerektiğini düşünüyorum ben. çünkü bir insan, istediği
kadar uyarıcılara, sedatiflere, onirojenlere, halusünajonlere, bulaşırsa
bulaşsın, onu tüm bu ebegümecinden, sınırın ötesine, yani eroine doğru geçiren,
temel bir neden var diye düşünüyorum, işte o temel nedeni çözmediğiniz şekilde,
çözemediğiniz değil çözmediğiniz şekilde diyorum, çünkü çözülemeyecek bir
mesele değil, ve çözmediğiniz şekilde, hiç bir şekilde, kendi kendinize
ürettiğiniz hiç bir sorunu çözemeyecek ve bu işin içinden çıkamayacaksınız. ve
bu işin içinden çıkamayan çoğunluk yüzünden, bazı şeylerin farkında olduğunu
sanan bizim gibi gerizekalılar da, sefil bir hayat sürmeye mahkum kalıcak,
yaşadıkları hayattan şikayet etmiyor olsalar bile. tek şikayet ettikleri şey,
gerizekalı yaşam tarzınız. ve onu da değiştirmeye güçleri yok. kendileri de
değişmek istemedikleri için, sefil bir hayat sürüyorlar. ya da en sonunda,
mücadele etme güçleri tükeniyor ve intihar ediyorlar. ya da uyuşturucuya
başlıyorlar. ya da ya da ya da, bu kadarı yeterli. lafın sonu. sizin boktan
dünyanızdan nefret edip, kendi içlerinde, bir rüyalar alemine dalmayı, bilinçli
bir şekilde tercih ediyorlar diye, geri zekalı olmuyor o insanlar.ya da etki
sonrası oluşan ruhsal çöküntü, sizin dediğiniz gibi amfetamin ya da başka bir
siktiri boktan maddeden kaynaklanmıyor, gerçek dünyaya, sizin o gerizekalı
dünyanıza geri döndükleri için meydana geliyor, o ruhsal çöküntü.
"dünyaya, huzursuz olduğum için, suçlu
hissettiğimi söyle" 2pac.
17mayıs2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder