17 Mayıs 2009

"ben toplumdışı değilim, toplum benim dışımda"

"ben toplumdışı değilim, toplum benim dışımda"

"eğer uyarıcılara bir kez bulaşmışsan" diyor gökçe, "günün birinde bıraksan dahi, hiç bir zaman tekrar başlamayacağından emin olamazsın, ama eroin farklı" diyor, "bütün arkadaşların eroin yüzünden ölmüş olsa bile, bu yüzden hayatta sahip olduğun herşeyi, maddi ve manevi herşeyini kaybetmiş dahi olsan, ondan kurtulamazsın, pişman olmuş olsan bile, tekrar pişman olacağını bilsen bile, tekrar tekrar geri dönmek zorunda kaldığın, gizli bir mağaran gibidir o senin, ferah, geniş, sınırsız, özgür. evet, özgür. özgür, çünkü efendin teke inmiştir, düşüncelerin teke inmiştir, yaşama amacın teke inmiştir, bir sonraki vuruş. sürekli bunu düşünür hale gelirsin, kendine geldiğinde, tekrar hastalanana kadar, tek amacın, bir kaç gram bulmaktır, hepsi bu kadar basit, hayat bu kadar basit, bedenini önemsemezsin, ahlakı önemsemezsin, örf ve adetleri, ailevi değerleri, geçmişini, geleceğini, herşeyin silinir gider, yaşama yükün hafiflemiştir, nasıl olsa bir kaç sene içinde ölüceksindir, bunu bilirsin, herhangi bir hastalığa yakalanmasan dahi, kendi işini bitirirsin, aynen tuncay gibi, sıranın bana geldiğini düşünüyorum".

bu hatun, 3 yıldır eroin kullanıyor ve izmir'de yaşıyor, kendisiyle 2005 yılında tanıştım ve bu sözleri de o zaman sarf etti, yani o zaman, yani 2005 yılında, 3 yıldır eroin bağımlısı olduğunu söylüyordu.

"bu aslında" diyor gökçe, "porno bağımlısı olmaktan farksız, kardeşim tam bir porno bağımlısı, her gün yeni bir kaç sahne seyredip attırmak zorunda hissediyor kendisini, o sırada beyninin salgıladığı hormonlara bağımlı aslında, bunu o bilmiyor, ve halinden memnun görünüyor, kendisini bana göre şanslı hissediyor, sonuçta porno, eroine göre, daha kolay sürdürülebilir bir bağımlılık, buna rağmen toplumsal ve ahlaki açıdan değerlendirdiğimiz de, eroin daha masum görünüyor".

ben o zaman, yani aramızda bu konuşmanın geçtiği gün, 3 yıllık aradan sonra, amfetaminle öpüşmüştüm, aslına bakarsanız, o gün için aldığım, saf amfetamin değildi, metamfetamin de değildi, metilendioksiamfetamin bile değildi, parametoksimetamfetamin de değildi, şu bizim şişkoların, iştahını kesmesi için reçetelerine yazdırdıkları, mefenoreks içeren bir haptı. mefenoreks, amfetamin ve türevleri ile aynı etkiyi gösterir, sadece, etki süresi diğerlerine göre oldukça kısadır.

aslına bakarsanız, dexedrin veya ritalin’i tercih ederdim, yani şu an gökçe adında yarattığım sallama karakter yerine, bi kaç dexedrin'im olsa, fena olmazdı. en azından etki sonrası, tekrar bir kaç tane daha yutma şansım olabilirdi. sahte mutluluk sonrası oluşan ruhsal çöküntü, gerçek mutluluk sonrası oluşan ruhsal çöküntüden bin kat daha iyidir.

yeri gelmişken, asıl sözünü etmek istediğim şey şu; bazı duyguların, gerektiğinden yoğun hissedilmesi sonucunda, psikotrop'ların yarattığı algı değişikliğini yaratabileceği gerçeği, yani eğer siz birine ayaklarınız yerden kesilecek şekilde aşık olduysanız, ya da zafer sarhoşuysanız, hayatınızda ki herşey yolunda gidiyorsa, veya diyelim ki ters giden hiçbir şey olmadığını düşünüyorsanız, çok ama çok çok çok mutluysanız, -bunun nedeni aşk, başarı, para, herhangi bir şey olabilir- bu mutluluk hali, sizde, psikotrop’ların yarattığı etkiyi yaratabilir, yani demem o ki, zihninizde bir algı değişikliği vuku bulabilir, yani sonuç olarak kim mutlu olmak istemez ki? yani sonuç olarak, hepimizin biraz mutluluk halüsinasyonuna ihtiyacı var, öyle değil mi? yani sonuç olarak, aynı amfetamin alımı sonucu, beyinde gerektiğinden fazla salgılanan noradrenalin'in yarattığı halüsinasyonlardan farkı yok diyorum, dünyevi olan herhangi bir aşırı mutluluğun, yani demem o ki, ister madde alımı ile, ister yaşanan olaylar sonrası meydana gelsin, gerektiğinden fazla salgılanan endorfin, yani opioit reseptörleri, zihinde bir tür algı değişikliği yaratabilir, bunun sonucunda siz, gerçekte olan bitenin farkına varamayabilirsiniz, ve farkına vardığınızda, yani ister kullandığınız madde, ister size mutluluk veren olay, insan, eşya, para, başarı, vs vs'nin etkisi geçmiş olsun, sonuç daima aynıdır, siz gerçeğe geri dönmüş, ve eskiden içinde bulunduğunuz o gerçekliği kabullenemediğiniz için, ruhsal bir çöküntü içersine girmişsinizdir. yani aslında, sizin "uyuşturucu" benim "algı değişikliği yaratan maddeler" demeyi tercih ettiğim tüm o psikotropların, normal insan hayatında var olan, hissedilen, heyecanlardan, duygulardan, hislerden, hiç bir farkı yoktur. Depresyon, bu yüzden ortaya çıkar, gerçeği kabullenemediğimiz için, normal koşullarda, normal düzeyde salgılanan dopamin, enkefalin, noradrenalin, testosteron, endorfin, adrenalin vs vs, tüm vücut içi salgıları ve beyin aminleri, normalden fazla salgılandığında, gerçek dünyayla algılarımız arasında bir fark oluşur, ve dediğim gibi, bu algı değişikliği, yani bir nevi hafif ölçekli ve geçici psikoz durumu, ister herhangi bir uyarıcı veya onirojen ile, yani; kokain, amfetamin, efedrin, izoprenalin, klobenzoreks, fentolamin, mefenoreks, prenilamin, benzidamin, ketamin, lsd, psilosibin, meskalin vs vs ile oluşsun, isterseniz hayatınızdaki herhangi bir değişiklik sonrası aşırı mutluluk ile beyninizde normalden fazla seviye de salgılattığınız noradrenalin ile, veya adını bile bilmediğim bir sürü beyin içi fonksiyonlar ile, ve tabii ki opioit reseptorleri sayesinde, zihninizde, yani algı düzeyinizde, bir yanılsama meydana gelebilir, bunun sonucunda, yani herşey tamamladıktan sonra, mesela boşandıktan sonra, ya da şirketiniz iflas ettikten sonra, ya da anneniz öldüğünde, kısacası size mutluluk veren şey bir an da ortadan kaybolduğunda ya da anlamını yitirdikten sonra, ruhsal çöküntü ve depresyon kaçınılmazdır.

“o nedenle” diyor gökçe, benim eroin bağımlısı karakterim, "eroin kesinlikle dünyanın en iyi ve en boktan buluşu".

"ama" diyor, "aşk, dünyada ki her şeyden daha tehlikeli ve dengeli alınmadığı, yani siz, ayaklarınız yerden kesilecek şekilde, kendi özünüzde ve karakterinizde değişiklikler yaratıcak şekilde yoğun bir aşk hissediyorsanız, kesinlikle bir tür psikoza girmişsinizdir, ve bu psikoz, eroin veya lsd'den daha tehlikelidir.”

"bir insanın bağımlısı olmak" diyor, "bir maddenin bağımlısı olmaktan çok daha tehlikeli bir şey, sonuç olarak o maddeyi, eğer paran varsa, ya da bedenin para ediyorsa, ya da hırsızlık yapabilecek durumdaysan, ya da başka başka başka yollardan, o maddeye ulaşma şansın varsa, kriz geçirsen bile-krizi geçirebilirsin, tekrar tekrar aynı şey, damar, şırınga, damar, şırınga",

"bir insanın bağımlısı olmak" diyor tekrar, "kesinlikle, bir maddenin bağımlısı olmaktan çok daha tehlikeli bir şey, sonuç olarak, insanlar ölümsüz değil, hatta daha da ötede, insanlar güvenilir değil, sizi herhangi bir zamanda terk edebilir, veya aldatabilir, veya hissedilen duygular bir taraf için anlamını kaybedebilir, böyle bir durumda yaşadığımız ruhsal çöküntü ve depresyon halini giderebilecek insana ulaşma şansınız olmadığı için, daha doğrusu, o insan artık sizi sevmediği için, intihar bile edebilirsiniz, ben sadece madde bağımlısıyım diyor, benden daha kötü durumda olan insanlar var dünya üzerinde; tek başlarına yaşayamayan insanlar… insan bağımlısı olan insanlar… bu, aşk veya arkadaş ihtiyacı olabilir, tek başlarına var olamayan insanlar",

"bu" diyor, "insan bağımlılığı yani, çok zararlı. üstelik, bir süre sonra, biraz da popülerleşirseniz, yani herkes sizi sevmeye ve saygı göstermeye başlarsa, yaptığınız işi övmeye başlarsa, yani hayatta başarılı olursanız, örneğin son yılların en iyi pop şarkıcısı olursanız, ve bunun sonucunda, zihninizde ve algı dünyanızda, aynı psikodisleptikler'in yarattığı algı değişikliği meydana gelirse."
burada susuyor ve ona uzattığım listeyi alıyor eline, herhangi bir eczaneden, reçetesiz veya normal bir reçete ile satın alabileceğiniz bir sürü hap ve şurubun adı, ve yanlarında kullanım şekilleri yazıyor, dozajlar, ve evet bu noktada yazıyı yarıda bırakıp, bana bir mesaj atabilirsiniz, size de böyle bir liste vermemi isteyebilirsiniz, daha önce isteyenler oldu çünkü, ama hiç kimsenin, en azından madde alımı ile, algısının değişmesini gerekli görmüyorum, ya da hiç kimsenin, girdiği depresyondan bir öksürük şurubundan, günde yarım şişe içip sedasyona girerek çıkacağını sanmıyorum, yani demem o ki, uyuşturucu kötüdür, bunu artık herkes kabul ediyor, ne kadar çok alkol içtiği ile övünüp, bunu da marifet sayan denyo türleri dışında tabii, ama gerçeklerden kaçmak için değil de biraz eğlence için alınan lsd, sizi üç beş günlüğüne alis harikalar diyarına gönderebilir, ama şey, pardon, lsd sizi ilk kullanım sonrası o diyardan geri getiremeye de bilir, daha hafif bir şey olarak, içersinde amfetaminin herhangi bir türevi olan, herhangi bir hapı kullanabilirsiniz, ama şey pardon, bu kez de, amfetamin ve türevlerinin yarattığı mutluluk halüsinasyonlarına ve dünyayı toz pembe görmeye bağımlı olabilir, ve bunu hep yapmak isteyebilirsiniz. Aynı, sürekli birine aşık olma ihtiyacı hisseden, aşk bağımlısı olan, veya porno bağımlısı olan, veya seks bağımlısı olan, veya işkolik olan, veya servet bağımlısı olan, veya kariyer bağımlısı olan, veya aile bağımlısı olan, veya tanrı ve din bağımlısı olan, veya milli duygularının, şanlı tarihinin, anne babasının veya çocuklarının bağımlısı olan insanlar gibi.

sözünü ettiğim şey, söz konusu tehlikenin, uyuşturucudan değil, yalnızlığı kanıksayacak kadar yalnızlığa itilmiş olmayışımızdan ya da artık mutsuzluğu önemsemeyecek kadar mutsuzluk çekmemiş olmamızdan kaynakladığı, yani demem o ki, herşeyin iyi olması iyi bir şey değildir ama herşeyin kötü olması kötü bir şeydir. önemli olan, dengede kalmaktır. bu denge hali, iki iyi bir kötü, olabileceği gibi, hep kötü bir iyi de olabilir, bu oran kişiden kişiye değişebilir, ama gerçeklik algımızı, yani crispin sartwell'in sözünü ettiği gerçeklik algımızı kaybedersek, sonuçta bir hayal dünyasında gerçekten delirmiş bir şekilde, sahte sorunlarla mutsuz olabilir veya sahte güzelliklerle avunabiliriz. o yüzden alkol, kendini unutmak için içildiğinde, ertesi günü katlanılmaz kılabilir, yani gerçeğe dönüş hali esnasında, yani akşamdan kalmalık durumlarda, yani amfetamin kişi de bir ruhsal çöküntü meydana getirir diye bağıran o gerizekalı psiko-tiyatrocuların, en azından uyuşturucu kullanan insanlar ve uyuşturucu maddeler hakkında yaşamsal bazda, benim sahip olduğum kadar bilgi sahibi olması gerekir, bu nedenle, bir cankinin en yakın dostu, bir başka cankidir, ve bir cankinin en yakın düşmanı da bir başka cankidir, neden bahsettiğimi anlayabiliyor musun dominik? gönderdiğin öykü, hiç sigara içmemiş olan bir yeşilaycının, sigaranın zararları hakkında bir öykü yazmasına benziyor, komik geliyor bana yani, herşey fazlasıyla komik geliyor, gönderdiğim 8 sayfalık bir yazıyı, gönderdikten bir dakika sonra "beğendim" diyenler de komik geliyor şu lunaparkım haline gelen facebook'ta. Yani, kişi okumadığı bir şeyi nasıl beğenebilir, kişi sekiz sayfayı bir dakikada nasıl okuyabilir. kişi, kişilik sahibi olmadan nasıl aşık olabilir? hadi oldu diyelim, ve aşk bitti, sonrasında girdiği depresyon veya psikoz türevlerinin herhangi biri için, ona niye sadece; lityum, diazepam, benperidol, zopiklon, trifluoperazin, kloral ve tek tek saymaya devam edersem öykünün sıkıcı bir hale dönüşebileceği maddelerden birini içeren sikik bir hap verilir? sonrası sedasyon, sonrası kas gevşemesi, hipnotik etkiler, uyuşma, şu, bu, vs, sonra kişi normale dönüp, hala tek başına var olamadığı için, tekrar bir depresyona girer ve tekrar o sömürgeci ilaç şirketlerini zengin edicek reçetelere muhtaç kalır. Çünkü kapitalizm uyuşturucu karşıtı değil, özgürlük karşıtı bir ideolojidir, nokta!

ben ölmeden önce, lsd alıp, heotoskopi (kendi halüsinasyonunu görmek) yaşamak istiyorsam, bundan size ne? çalışmadan yaşayıp, bir şekilde hayatımı sürdürebiliyorsam, bundan size ne? uyuşturucu zararlıdır, evet doğru, uyuşturucu zararlıdır, ama gerçeklik algımızı kaybetmemize yol açan medya, uyuşturucudan daha zararlıdır, televizyon dizileri, sigaradan daha zararlıdır,

tıpta artık hiç bir kullanım alanı kalmayan bir sürü madde hala üretilmeye devam ediyor, onları da saymamı ister misiniz? iyice boka batmak istiyor mu tıp dünyası?

şunu tekrar etmekte fayda görüyorum, uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerin tümü, aslında, ruhsal veya fiziksel hastalıkları çözümlemek için üretilmişlerdir, ve dahası ruhsal veya fiziksel tüm hastalıkların tek nedeni de kapitalizmdir, bu ilaçları hala üretmeye devam eden şirketlerde kapitalisttir, o halde kendini kötü hisseden herhangi bir insanın, eroin yerine reçetesiz alabileceği sik gibi bir ilaca bile bağımlı olması olasıdır, hatta ona depresyona girdiği söylendiği için reçete ile verilen bir ilaca bağımlı yapılması da olasıdır. o halde biz hangi sik için tartışıyoruz şimdi?

gökçe, tüm bunlardan sonra bana döndü ve, "kardeşim bir porno bağımlısı olduğunu zannediyor ama aslında sadece beynindeki salgıların bağımlısı" dedi, "onu kurtarmak istiyorum, asosyal kişilik bozukluğu demiş geçen gün doktoru",

asosyal kişilik bozukluğu, bunu askerde bana da söylediler, bende bu sayede 15 ay boyunca, haftada bir gün, psikolojik tedavi görme bahanesi ile, eğitimlerden sıyırdım, çünkü gerçekten ama gerçekten, asosyal olmak benim kendi tercihim, ki bunu kabul etmiyorlar, ki şunu kabul etmek zorundayız, bir insan, toplumdışı olabilir, toplum onu dışlamıştır, toplumda kendine bir yer edinememiş, dışlanmış ve itilmiştir, ama şunu da kanıksamak gerekiyor, benim gibi düşünen herhangi bir insanın "toplumdışı" olarak nitelendirilmesi, bana tamamen fiyasko bir tanımlama gibi geliyor, çünkü gerçekte, toplumu, toplumun yarattığı yaşam tarzını, insanları, insanların tutarsız ve çıkarcı dünyasını dışladığım, ittiğim, ve toplum içinde kendime bir yer edinmek istemediği için, toplumun dışında kalmış olmuyorum, toplumu ben dışlamış oluyorum, yani toplum benim dışımda, ben toplumun değil.

o halde sorun tekrar, uyuşturucuya geliyor. bu ülkede çok fazla insan, uyuşturucu üzerine çok fazla şey yazıp çiziyor gibime geliyor, ve daha trainspotting'i bile dün bitirmiş  biri olarak, uyuşturucudan ölen insanlara karşı saygılı olunulması gerektiğini düşünüyorum ben. çünkü bir insan, istediği kadar uyarıcılara, sedatiflere, onirojenlere, halusünajonlere, bulaşırsa bulaşsın, onu tüm bu ebegümecinden, sınırın ötesine, yani eroine doğru geçiren, temel bir neden var diye düşünüyorum, işte o temel nedeni çözmediğiniz şekilde, çözemediğiniz değil çözmediğiniz şekilde diyorum, çünkü çözülemeyecek bir mesele değil, ve çözmediğiniz şekilde, hiç bir şekilde, kendi kendinize ürettiğiniz hiç bir sorunu çözemeyecek ve bu işin içinden çıkamayacaksınız. ve bu işin içinden çıkamayan çoğunluk yüzünden, bazı şeylerin farkında olduğunu sanan bizim gibi gerizekalılar da, sefil bir hayat sürmeye mahkum kalıcak, yaşadıkları hayattan şikayet etmiyor olsalar bile. tek şikayet ettikleri şey, gerizekalı yaşam tarzınız. ve onu da değiştirmeye güçleri yok. kendileri de değişmek istemedikleri için, sefil bir hayat sürüyorlar. ya da en sonunda, mücadele etme güçleri tükeniyor ve intihar ediyorlar. ya da uyuşturucuya başlıyorlar. ya da ya da ya da, bu kadarı yeterli. lafın sonu. sizin boktan dünyanızdan nefret edip, kendi içlerinde, bir rüyalar alemine dalmayı, bilinçli bir şekilde tercih ediyorlar diye, geri zekalı olmuyor o insanlar.ya da etki sonrası oluşan ruhsal çöküntü, sizin dediğiniz gibi amfetamin ya da başka bir siktiri boktan maddeden kaynaklanmıyor, gerçek dünyaya, sizin o gerizekalı dünyanıza geri döndükleri için meydana geliyor, o ruhsal çöküntü.

"dünyaya, huzursuz olduğum için, suçlu hissettiğimi söyle" 2pac.


17mayıs2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder