18 Mayıs 2009

aprobarbital

şimdi burada
hafiften esinti eşliğinde
uzandım ve bekliyorum

yerine getirmek zorunda kaldığım
hiçbir şey yok
yaşama devam etmek için
iş yok
çalışma yok
ve getirisi olmasa da
bir fanzin tasarlıyorum
kafamın içinde

her şey kafamın içinde olup bitmekte
zihnimin duvarlarına çarpıp duran pingpong topları
ve koridorlarımda geziniyorum
gözlerimi kapatıp
sessizce

ilerliyorum
yanıp sönen ışıklar
karanlık odalar
aydınlık odalar
loş odalar
duman altı
havasız
ve sonsuz bir ova sonra
ve sonra bir kuyu
ve sonra gökyüzü
yıldızlar ve kara delikler

geçmiş zamanları düşünüyorum
tüm o lanet olası kötü zamanları
şimdikinden pek farkı olmayan
lanet olası yılları

gelir ve geçer ve sen izlersin sadece
ben bunu neden daha önce düşünemedim ki der
kendini aptal gibi hissedersin
her şey olup bittikten sonra

tek sorun geç kalmaktır sadece
müthiş bir zamanlama hatan vardır
ya çok geç kalırsın
o sihirli sözcükleri söylemekte
ya da erken kafaya çıkar
ve gelen topu ıskalarsın
ki sana doğru da ortalanmamıştır zaten
hiçbir şey senin için yapılmamıştır
sen kendini plana dahil sanırsın
ve sonra anlarsın ki
iflas ettiği söylenen bankada
bir tek sen hesap açmamışsındır
ama yaşanan her şey
tüm bu karanlık ve hengame
bi tek sende var sanırsın

herkes gülüyordur
gördüğün herkes
bir şekilde yaşama devam ediyordur
otobüse biner
ve nefret edersin insanlardan
herkesin nesi var merak edersin
bu enerjiyi nerden buluyorlar dersin
bu kahkaha ve neşenin kaynağı ne dersin
anlam veremezsin
çünkü
sen herkesin yükseldiğini düşünürken
seni herkes düşüyormuşsun gibi hisseder
ve herkes düşerken de
düşüyorsundur onlara göre
çevreye bağımlı bir yaşam sürmüyorsundur oysa
hatta bir yaşam sürdüğün bile söylenemez
dolanıp duruyorsundur sadece
kendi etrafında dolanıp durmak

gündüzleri uyuyup
geceleri yaşadığın için
kimseyle görüşemezsin
çünkü sabahın köründe çalan telefon
sen yatmak üzereyken çalan telefon
sokağa çıkan bir arkadaşındandır
açmazsın
uyursun sadece
herkes yaşarken uyursun
herkes her şeyin farkındayken
ebleh bir şekilde etrafa bakar
ve neler oluyor bile demezsin
halinden memnun
ve halinden memnun olmayan insanlar
seni de dönüştürmek isteyen insanlardır
bir bara götürmek
yeni bir insanla tanıştırmak
bir bira ısmarlamak ya da
konsere davet etmek
isterler

çok fazla şey
ve hiçbir şey arasında
bir seçim yapman gerekir
arasını düşünmezsin asla
çalan telefonu duyar
ve açıp “alo” dersin
"nerdesin oğlum on kere aradım" derken kadın
"duymadım ya ne bileyim" dersin
ki doğruyu söylüyorsundur
ki yalan söylediğini düşünüyordur
ki kızmazsın yine de
hiç kimseye kızgın değilim
hiç kimseye kırgın değilim
öfkeli değilim
neşeli değilim
mutsuz değilim
mutlu değilim
aradayım sadece
herşey’in arasında
bir tarafa gidersem
bir süre sonra
duvara çarpacağımı biliyorum
rotamın terse döneceğini
iniş çıkışlar
gelgitler
ve bazıları “hayat böyle” derken
ben “hiçbir şey değil hayat” diyorum
ve hâlâ zıplamaya devam ediyor
zihnimin içindeki pingpong topları
biri “rotherdam'a gelsene moruk” diyor
ben “bakkala bile gitmeye gücüm yok” diyorum
“saçmalama” diyor bana
“kendini bırakmamalısın”
“ne bırakması lan” diyorum ona
“para yok anlamıyor musun?”
ama gelicek
ve geldiği zaman
biz burada olmayacağız diyorum
hayır rotherdam’da da olmayacağız
çok fazla kötü film şeridimiz var
oraya dair
hayır bristol olmaz
hayır berlin olmaz
hayır istanbul olmaz
hayır ölen dostlarımın
öldüğü yerler olmaz
bir yerin ölüm ve aşk konusunda
bekaretini bozmak istiyorum diyorum
hiç bi insanın ayak basmadığı
bir yere gitmek istediğimi söylüyorum
karşılıklı oturuyoruz
ve ona dönüp
mutlu bir insan acını endike etmez diyorum
aynı eroin gibidir acı diyorum
detoksifikasyonu en zor duygudur acı diyorum
ve mutluluk denilen o şeyin
yan etkilerinden biridir de aynı zamanda diyorum
karşılıklı oturuyoruz
ve hâlâ bana kendimi toparlamam gerektiğini söylüyor
ben iyiyim kızım diyorum ona
kolumdaki ying yang'ı gösterip gülümsüyorum
ara bölgedeyim diyorum
acıdan gebermiyorum
mutluluktan uçmuyorum
ve ancak benim durumumdaki biri
dengeleyebilir beni diyorum
aşk yok, hiçbir şey yok
salonda oturuyoruz
sonra dönüp ben gitmeliyim dedi
ben de tamam git dedim
kapıya bile çıkmadım geçirmek için
geçirmeye bile çalışmadım kaba bir tabirle
o istedi geçirilmeyi
ve ruhumun elek gibi olmasını diledim o an
elek gibi bir şey olmasını istedim
ama geçirgendi
iletken bir maddeden yaratılmıştım
ve iletiyordum
kara kutu misali her şeyi

sonra dönüp
hafiften esen rüzgara karşı uzandım
ve zihnimdeki pingpong toplarının
bir an için durduğunu düşledim
bir an için sadece
hiçbir şey hissetmediğimi
gerçekten hiçbir şey hissetmediğimi
ve emin olduğum tek şey
hiçbir şeyden olamadığımdı
hiçbir şeyden emin olamıyordum
kimseye güvenemiyordum
ve basit cümlelerime
olağanüstü hal uygulaması yapan insanlara
teşekkür etmekten başka
söyleyecek bir şey bulamıyordum
bekliyordum öylece
sıkılmıştım
ve rüzgar kesildi
ve terlemeye başladım
ve daha sonra kendime geldim
ve gözlerimi açtığımda
gördüğüm her şeyi anlatacağıma dair
kendi kendime söz verip
yazmaya başladım

kapı çaldı
açtım
içeri girip bir şeyler sordu
cevap verdim
ve sonra
bana tecavüz edip gitti
hepsi bu
anlattım işte
şimdi tekrar pusuya yatıp
kıçımızdan vurulabiliriz
hiçbir şey görme hiçbir şey duyma
ama konuşmaya devam et
ve dokunmaya
ve koklamaya

belleğimin kaldırabileceğinden
çok daha fazlası sıkıştı zihnimde
takılıp kalıyor monitörüm bu yüzden
aynı görüntülere
aynı seslere
aynı şeylere ve aynı yerlerde
bu bir tuzak, diyor içimden bir ses
bir diğer ses de, ya değilse
sen de şansını deneyip
belleğini şişiriyorsun biraz daha
farklı isimlerdeki
aynı programlar
ve bu ebleh dizelerin
bana tek yararı
sizin
hardiskinizdeki önemli verilerinizi
dvd olarak yedeklemenize benziyor aslında
ve yine de sık sık kullandığınız için
yedeklemenize rağmen silemiyor
ve tekrar tekrar üzerine çift tıklıyorsunuz
yani ben öyle yapıyorum

odamdayım
gözlerimi kapatıp
bekliyorum
ve artık yeni şeyler yaşamaya
ya da hafızamı tazelemeye
gerek görmüyorum
sakin olalım
ve neler olduğu
ya da olabileceği üzerinde
pek fazla düşünmeden
bir sigara yakalım
ve tadını çıkartalım
akıp gitmeye devam eden zamanın



18.mayıs.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder