16 Ağustos 2019

csns remaster series / u.a.e.w 3 - geriye dönüşler 2 - part 1


bu öyküleri tam anlamıyla anlayabilmek için tabii ki öncelikle ilk kitabımı ya da bu seri içinde iki fasikül olarak yayınlanan kitabın zineup şeklindeki basılı halini okumanız gerekmekte.. refik tuncay seçil ve özlem benim öz be öz aynanın öte tarafındaki hayaletlerim olmakta.. “kendi gelemeyenler hayaletler yollasın” denir “farazi v kayra” adlı mucizevi grubun bir şarkısında, ben de kendim ölemeyip onları öldürüyorum zaman zaman, bazense hücüm ediyorlar algı dünyama. bu aralarda öyle bir dönemden geçiyor, onlarsız yapamıyorum. kendi başına yaşamak, kapitalist sistemde oldukça zor olduğu ve günümüz post moder.direnist sistemi insanı yalnızlığa ve tekinsizliğe ittiği için, zihnim de bir savunma sistemi geliştirip hayaletler üretti kendine. onlarla ilk olarak 2000 yılında işporta tezgahımda karşılaştım. gerçekten gördüm yani onları. geldiler ve beni yaşadığım tek başınalık sendromundan çekip çıkardılar. hiçbir şeyi uydurmadım. bizzat yaşadım. kurgu ya da hayal gücü zannettiğiniz her bir dilim cümle, bizzat gözlerimi kapayınca gittiğim zemt galaksisinden gelen vizyonlarla ilgili.. bazen ben onlara konuk oldum bazen onlar bana. ve hocaya anlatsam cinlere bulaşmış olurum, psikiyatriste anlatsam delirmiş.. o yüzden yazıyorum ben de tüm nakletme ihtiyacı hissettim anılarımın öte tarafını. umarım bu iki sikko grubun (muskacı ve ilaççı) öngörülerine bulaşmadan dinlersiniz hikayemi. eleştiriye açık değildir ve hayaletlerime dokunursanız küllahlarınızı yediririm size. bi tek onlar kaldı elimde koskocaman 36 yıllık yaşantımda ve onlar da elimden alınırsa sıkıntıdan öleceğim zihnimin içinde. “karanlıkta bağıran bir delinin kafasının içine gidelim” der pac bir şarkıda.. ben de diyorum ki, karanlıkta görebilen zihinlerin okyanuslarında boğulalım.. bunu bir müzik albümü ile de, bir film ile de, basit bir görsel ile de, ya da söz gelimi tavşan dehlizlerinde gezinirken de pekala yapabiliriz. önemli olan geri dönüş ya da çıkış yolunu unutmamak. hansel ve gratel gibi cadıların tuzaklarına düşmemek. özümüzü gargamellere çaldırmamak. darko gibi sessizliğe gömülmemek. ya da en basitinden pamuk prensteki cadı gibi aynanın söylediğine bağlanmamak. ayna aldatır çünkü. o yüzden bu serinin basılmış kitabının kapağında ve arka kapağında bütünleşik olarak bir ayna figürü konmuştur. aynanın peşinden gitmek, tuncay’ın deyimi ile tuzaklara düşmektir. ve aynanın öte tarafına yelken açmaktansa, birinci dünyada kalalım, ve yin yang’ın her iki yüzünde de özgürce gezebilen insanların dediklerine kulak kabartalım. ve delirmedik. çünkü bugüne kadar hiçbir zaman aklımızla hareket etmedik, akıl da aldatır çünkü. mantık da…

hissedilen gerçeklik, kafeslerinden arınıyor.. ve hayaletlerim, lanetlerinden kurtulup, evrenlerinin simetrik algısıyla, çığlıklarını sunuyor size.

bir şeylerin değişmesi için, uzaylı beklemeyin, uzaylı olun.. afiyet olsun..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder