bazen
iyidir
bazen
kötü
genellikle
kötü
ve
sen genellikle
genelde
var olanı düşünmezsin
süregelen
alçalmayı mesela
irtifa
kaybedişini günden güne
tüm
yumruklarının boşa gidişini
seni
bağlayan sicimlerin keskinliğini
akrep
ve yelkovanın arasındaki sefilliğini
ruhsuz
gidiş gelişleri
ruhsal
gelgitleri
her
şeyi görmezden gelirsin
kötü
olan ne varsa
kötüye
doğru gitmekte olan ne varsa
ve
biraz daha dersin
bir
adım daha
bir
gram daha
bu
kez olacak
geri
dönüş yok
ileriye
gidemesen de
denersin
en azından
on
bin yüz on ikinci kez başa sarışının şerefine
dikerken
şişeyi
ruhunu
fondip yapan baykuşları es geçersin
her
şey karanlık ve karanlığı görmek istemiyorsun
karanlıkta
görülebilen tek şey bu ama
ve
bazen iyidir işte
sadece
bazen
çoğu
zaman kötü
bazen
iyi
ve
bu da öyle anlardan biri
bir
odadayım
sigaramı
içiyorum
müzik
çalıyor
sonra
bir sigara daha yakıyorum
sigara
üstüne sigara
kestiğin
kağıtlar
kestikleri
dilin
sonra
yapıştırdığın kağıtlar
bağladıkları
ellerin
sonra
kopyaladığın kağıtlar
salgıladıkları
zehir
sonra
katlarsın kağıtları
ve
biri ışıklarını söndürür ardından
zihninin
ışıklarını
soğuk
gerçekten
soğuk
hiç
bir şey görme
hiç
bir şey duyma
sonra
gerçekten soğuk ve
başından
beri var olan
göz
ardı etmeye çalıştığın
kötücül
gerçeklik
gün
ışığına çıkar
ve
neler olduğunu ya da
neden
tekrar iflas ettiğini
sorup
duran herkese
“böyle
iyiyim” dersin
“böyle
iyi
iyi
olmasa bile
iyiye
gidiyor
iyiye
gidecek”
konuştukların
ve
inandıkların
farklıdır oysa
kapkara
ve
sadece karanlığa odaklanmış
bir
kafanın içinden çıkan
tek
başına kalıp saçmaladığı
salak
dizeleri dışında
geriye
kalan her şey
bir
şeylerin iyiye gittiğine dair
havadislerden
ibarettir
ve
gerçekten iyiye gidiyor olsa bile
fanzin
yüz bin milyon baloncuk satsa bile
“yırttın”
deseler bile
ruhen
yırtamayacağının bilincinde olarak
göz
ardı etmeye devam edersin
kötü
olan
ve
daima kötüye gidecek olan
ne
varsa…
önemi
yoktur çünkü
iyi
veya kötü
bazen
iyi bazen kötü
cennette
bir köşke yeğlerim yok olup gitmeyi
hiçliği
yani
düpedüz
hiçliği
ama
tanrının
bunu
veya herhangi başka bir şeyi
hak
ettiğimi düşünmeyecek kadar
kibirli
olduğunu biliyorum
şeytanın
ondan farkı olmadığını
tüm
insanların hiçbir farkının olmadığını
herhangi
bir şekilde ve hiçbir koşulda
bir
şeylerin fark yaratmayacağını
üstün
insanın var olamayacağını
ying-yang’a
kimsenin aldırmadığını
ve
övünülen her şeyin
utanç
duyulan her şeyden
hiç
bir farkının olmadığını
ve
buradayım işte
ölmüyorum
köpek
gibi yaşarken
köpek
kadar sadık olmasam da kendime
dokuz
canlı olarak
ölümlerden
dönüp
yaşama
yüzümü dönmeden
ve
hiçbir şekilde
iyiyi
veya kötüyü bilmeyip
her
şeyin ötesinde
bir
saniye
bir
saniye daha
sonra
bir dakika
sonra
bir saat
hiçbir
şeyi bilme
hiçbir
şeye inanma
hayır
seni tanımıyorum bayım
ben
buralarda kralım
bu
üç metrekarede
kağıt
parçaları dolu yatağın üzerinde
elimdeki
uhuyu
silah
gibi kullanırım
ve
yeterli miktarda kağıt olduğu sürece
sonsuza
dek f tipinde de yatarım
sorun
değil
pekala
hiç bir şey sorun değil
beyazın
karanlığı ve siyahın aydınlığı
pekala
hiçbir şey sorun değil
buradayım
oyun
oynuyorum
her
şeyi çözüp
kendini
çözememiş
bir
deli misali
sadece
oyun oynuyorum
anlamını
yitiren
her
şeyin canı cehenneme
sıfır
noktasındayım ve
eksinin
veya artının arasında
herhangi
bir fark yaratmayacak kadar kalın olan
mutlak
değer çizgileri var
her
iki yanımda
kalın
duvarlar
kapkalın
duvarlar
her
şey iyi de olsa
kötü
de olsa
bir
şey fark etmeyecek
o
duvarlar
yok
olmadığı sürece
anlamanız
gereken şey bu
şimdi
gidip
cami
duvarına işeyebilirsiniz
benim
için fark etmez
duvar,
duvar olarak kaldıktan sonra
kimin
yaşayıp
kimin
öldüğü
20aralık08
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder