20 Aralık 2008

duvarlar

bazen iyidir
bazen kötü
genellikle kötü
ve sen genellikle
genelde var olanı düşünmezsin
süregelen alçalmayı mesela
irtifa kaybedişini günden güne
tüm yumruklarının boşa gidişini
seni bağlayan sicimlerin keskinliğini
akrep ve yelkovanın arasındaki sefilliğini
ruhsuz gidiş gelişleri
ruhsal gelgitleri
her şeyi görmezden gelirsin
kötü olan ne varsa
kötüye doğru gitmekte olan ne varsa
ve biraz daha dersin
bir adım daha
bir gram daha
bu kez olacak
geri dönüş yok

ileriye gidemesen de
denersin en azından
on bin yüz on ikinci kez başa sarışının şerefine
dikerken şişeyi
ruhunu fondip yapan baykuşları es geçersin
her şey karanlık ve karanlığı görmek istemiyorsun
karanlıkta görülebilen tek şey bu ama
ve bazen iyidir işte
sadece bazen
çoğu zaman kötü
bazen iyi
ve bu da öyle anlardan biri
bir odadayım
sigaramı içiyorum
müzik çalıyor
sonra bir sigara daha yakıyorum
sigara üstüne sigara

kestiğin kağıtlar
kestikleri dilin
sonra yapıştırdığın kağıtlar
bağladıkları ellerin
sonra kopyaladığın kağıtlar
salgıladıkları zehir
sonra katlarsın kağıtları
ve biri ışıklarını söndürür ardından
zihninin ışıklarını
soğuk
gerçekten soğuk
hiç bir şey görme
hiç bir şey duyma
sonra gerçekten soğuk ve
başından beri var olan
göz ardı etmeye çalıştığın
kötücül gerçeklik
gün ışığına çıkar
ve neler olduğunu ya da
neden tekrar iflas ettiğini
sorup duran herkese
“böyle iyiyim” dersin
“böyle iyi
iyi olmasa bile
iyiye gidiyor
iyiye gidecek”

konuştukların ve
inandıkların farklıdır oysa
kapkara
ve sadece karanlığa odaklanmış
bir kafanın içinden çıkan
tek başına kalıp saçmaladığı
salak dizeleri dışında
geriye kalan her şey
bir şeylerin iyiye gittiğine dair
havadislerden ibarettir
ve gerçekten iyiye gidiyor olsa bile
fanzin yüz bin milyon baloncuk satsa bile
“yırttın” deseler bile
ruhen yırtamayacağının bilincinde olarak
göz ardı etmeye devam edersin
kötü olan
ve daima kötüye gidecek olan
ne varsa…
önemi yoktur çünkü

iyi veya kötü
bazen iyi bazen kötü
cennette bir köşke yeğlerim yok olup gitmeyi
hiçliği yani
düpedüz hiçliği

ama tanrının
bunu veya herhangi başka bir şeyi
hak ettiğimi düşünmeyecek kadar
kibirli olduğunu biliyorum
şeytanın ondan farkı olmadığını
tüm insanların hiçbir farkının olmadığını
herhangi bir şekilde ve hiçbir koşulda
bir şeylerin fark yaratmayacağını
üstün insanın var olamayacağını
ying-yang’a kimsenin aldırmadığını
ve övünülen her şeyin
utanç duyulan her şeyden
hiç bir farkının olmadığını

ve buradayım işte
ölmüyorum
köpek gibi yaşarken
köpek kadar sadık olmasam da kendime
dokuz canlı olarak
ölümlerden dönüp
yaşama yüzümü dönmeden
ve hiçbir şekilde
iyiyi veya kötüyü bilmeyip
her şeyin ötesinde
bir saniye
bir saniye daha
sonra bir dakika
sonra bir saat
hiçbir şeyi bilme
hiçbir şeye inanma

hayır seni tanımıyorum bayım
ben buralarda kralım
bu üç metrekarede
kağıt parçaları dolu yatağın üzerinde
elimdeki uhuyu
silah gibi kullanırım
ve yeterli miktarda kağıt olduğu sürece
sonsuza dek f tipinde de yatarım
sorun değil
pekala hiç bir şey sorun değil
beyazın karanlığı ve siyahın aydınlığı
pekala hiçbir şey sorun değil
buradayım
oyun oynuyorum
her şeyi çözüp
kendini çözememiş
bir deli misali
sadece oyun oynuyorum
anlamını yitiren
her şeyin canı cehenneme
sıfır noktasındayım ve
eksinin veya artının arasında
herhangi bir fark yaratmayacak kadar kalın olan
mutlak değer çizgileri var
her iki yanımda
kalın duvarlar
kapkalın duvarlar
her şey iyi de olsa
kötü de olsa
bir şey fark etmeyecek
o duvarlar
yok olmadığı sürece

anlamanız gereken şey bu
şimdi gidip
cami duvarına işeyebilirsiniz

benim için fark etmez
duvar, duvar olarak kaldıktan sonra
kimin yaşayıp
kimin öldüğü

20aralık08

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder