4 Aralık 2008

baş gargamel


odada volta atıyorum şimdi
bir ileri bir geri
bir geri bir ileri
ne yapacağını bilmez bir şekilde
ve hiç bir şey yapamayacağının bilincinde
senin için uygun görülen asgari ücretle
sorun;
çalışmak zorunda olmak
ve yine de paranın yetmemesi

günde ortalama on iki saat
hafta da beş gün
bazen altı
ve bazen gündüz bazen gece giderek işe
ve her geçen gün biraz daha bıkarak
ve bırakamayacağını bildiğin halde
istifayı düşünmek servisi beklerken
sabahın dördünde
beş iş başı için
kimse yokken dışarıda
herkes uyurken
sinek kaydı yanaklar
yarı uykulu gözler
aç karnına üçüncü sigarayı içerken
ve on beş saat sonra evdeyim derken
beş iş başı
on sekiz paydos
on dokuz ev
bedenen bitik
ruhen bitik
tahammül sınırın çoktan patlamışken
yama dolu ruhunla
soğuktan titreyerek
maaşı hesap ederek
faturaları ve kirayı
ve biriken bakkalı
ve hiçbir şeye ilaç olmayan zamanı
nereye kadar derken
hiçbir yere gitmediğini biliyorken
yerinde bile sayamayıp
aynı odada
aynı tempoda
dakikalarca attığın volta
bir ileri bir geri
bir geri bir ileri

odamdayım şimdi
duvarlarımla baş başa
kesilmeyi bekleyen yüzlerce gazete sayfası
ve yapıştırılmayı bekleyen kolajlar ile
bir sigara sarıp
bir boklar yazıyorum
siz ne derseniz deyin adına
şiir ya da değil
ya da ölümün son hecesi
umurumda bile değil hiçbir şey diyorum
umurumda oysa
uçup giden günler
kayıp giden zaman
ve her geçen gün biraz daha
ayak uydurmakta zorlanan ruhum
hayatta kalma mücadelesi
bir şekilde kalırsın hayatta
iyi veya kötü
günleri yaşarsın
çalışarak ya da dilenerek
direnmekten vazgeçerek patronlara
sorun yaşam şartların değildir oysa
sorun
seninle birlikte yaşamaya çalışan insanların
çalışmana muhtaç olmasıdır
ve öyle ya da böyle
bir vefa borcun vardır onlara
yetmişindeki babana mesela
ve karışıp gitmeden o toprağa

balkondayım şimdi moruk
gecenin bir yarısı
elimde yazmayan bir kalemle
harflerin izini bırakıyorum kâğıtta
bir sigara daha yakıyorum
ve biliyorum yaşamanın
yazmaktan daha zor olduğunu
bir cümle için iki saat düşünerek
best-seller olan adamlara
yazmanın daha zor geldiğini de biliyorum
ve odada volta atıyorum işte
bir ileri bir geri
bir geri bir ileri
sonra duvarlara bakıyorum
sanki bir şey delip içeri girecekmiş gibi
kahrolası atlar
her geçen gün daha kötü koşarken
kuponlar peş peşe yatarken
ve tat almazken artık aşka dair cümlelerden
ağzına yapışan sigara kokusunu umursamazken
duvarlara bakıyorum
ve bir duvar daha görüyorum arkasında
sonra bir duvar daha
sonra bir duvar daha

ve başımızdaki gargamel
 “kriz bizi etkilemez” derken
27 yıldır kriz geçirip
şirinleri göremiyorum


04.aralık.2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder