sabah
sekiz
otuz
iş
başı
ramazanın
ilk günü
tipin
teki
oruç
tutmaktan bahsediyor
“allah’ın
emri bu” diyor
“tutmak
zorundasın”
cevap
vermiyorum
boş
konuşuyor çünkü
başka
biri aynı kelimeleri
aynı
sırada söyleseydi
belki
de boş konuşuyor olmazdı
ama
insanları iyi tanıyorum
bazı
cümleler
bazı
insanlara büyük gelir
ve
diğer bazı insanlar, bunu fark etmeyip
baş
tacı yapar o büyük konuşkanları
politikanın
şifresi budur
öğlen
iki
otuz
istanbul
uçağı
türk
hava yolları
uçağın
içindeyiz
aynı
tip
oruç
tutan tip
“başım
ağrıyor” diyor
“ağrı
kesici içsem orucum bozulur mu?”
ortaya
söylüyor bunu
yüksek
sesle
“üzerine
su içmezsen bozulmaz bilader” diyorum gülerek
“harbi
mi?” diyor tip ve
herkes
gülüyor söylediğime
öğlen
üç
otuz
alman
uçağı
lufthansa
uçağın
içindeyiz
alman
hostes, ingilizce bir şeyler söylüyor
ben
de anladığım kadarıyla cevaplıyorum
basit
cümleler olduğu için anlıyorum
“open
the door” gibi mesela
“senin
ingilizcen var mıydı ya?” diyor aynı tip
“sana
karşı yok” diyorum
aval
aval yüzüme bakıyor
o’ndan
nefret ediyorum
birinden
nefret ettiğimi söylüyorsam
tek
nedeni samimiyetsiz oluşu ve
boş
konuşmasıdır
başka
hiçbir neden bence
nefreti
haklı kılmaz
tamamen
size zıt düşünse bile karşınızdaki
akşamüstü
dört
otuz
çalılıklar
sigara
içiyorum
yanımda
aynı tip oturuyor
yanıma
gelip oturan kendisi
sonra
da bana, “başka yerde sigara iç” diyor
“oruç
tutana saygım var ama
karşıma
oturan sensin” diyorum
“burası
izmir moruk
rize
değil!”
akşamüstü
altı
otuz
merkez
az
önce uçak altından çıktık
tonlarca
kargo yüklendi
dinleniyoruz
aynı
tip
“bir
daha oruç tutarsam siksinler beni” diyor
“bu
işte çalışılırken oruç tutulmaz amına koyyim” diyor
içimden
lambamın
cinine sesleniyorum;
“ya
şu adamı dilsiz yap
ya
da beni sağır”
“tatildeyim
moruk” diyor cin
“eyvallah”
diyorum
akşam
sekiz
otuz
paydos
serviste
cep telefonuma
bir
şiir yazıyorum
pardon
ama aslında
bu
bir şiir değil
bu
bir sihir
ve
yıllar önce lambamın cininden
tatile
çıkmasını istemiştim
“ben
hallederim moruk
sen
keyfine bak”
01.eylül.2008
– 20:55-serviste
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder