9 Mayıs 2020

degitalizm

2007 sonlarında, zaten inciğine cıncığına kadar bildiğim bir konuda sertifika almak için, kursa yazıldım, havadan bir para girince eve. 

bugün biraz, aşı konusundaki, tutarlı ve bilime, araştırmaya dayalı bir kaç makale ve video ile oyalanırken, araya kaynayan "saçma" komplo teorilerine de denk gelince ki severim komplo, ciddiye alınacak minik bir kısmı dışında çöpe atabiliyorsan geri kalanını, eğlenceli oluyo. ama aklıma o kurstaki öğretmenim geldi bir kaç komplocu eblek zihnin teorisi sonrası.. doğal olarak konu gates'e dayandırılınca ki kendisi işin vizyon yüzü zaten, tıpkı bir çok politikacı ve liderin de vizyon yüzü olduğu, dünyayı yöneten güç denilenlerin de arkasında reptilianların olduğu gibi. şaka şaka, tek gerçek reptilianlar bir müzik grubu olan Reptilians From Andromeda benim için de. ; )

öğretmen ve kurs ne alaka, şu: 

kurs php ile ilgili. o dönem öncesi, yıl boyunca, içine javascript de ajax da gömüp, grafik tasarımını da kendim yapıp hazırladığım taslaklarla iş arıyoz, bulamıyoz. bildiğimiz şeyi bildiğimizi kanıtlamamız için resmi belge isteyen iş görüşmeleri ile muhatabız, gittik kursa.. 

öğretmen feci microsoft fanı çıktı sayılır. tam olarak fanı değil de, tarafı "açık kaynak kodlu" yazılımlar değil. benim tarafım belli. viva linux.

söylediği şu oldu: "bu linux'u kapitalist yazılımcılar çıkardı. hindistan gibi bölgelerdeki yazılımcıları, açık kaynak kodlu yazılımlara yöneltip, onların yazdığı ürettiği veya icad ettiği orjinal fikirleri kodları beleşe çalıp kullanıyorlar" 

bir şey demedim tabii üzerine artık, koca sınıfta, on kişiyiz, yankı yapmasın haklı gerekçelerimiz diye, sustuk es geçtik.. ciddiye almadık, ama diğer her konuda yetenekli ve bir öğretmen olarak anlatım becerisi güçlü idi, hakkını da yemeyek, bildiğimiz şeyi bildiğimizi ispat eden belgeyi aldık yani sonuçta; )) 

kısaca, eğer yeni dünya düzeni ile planlarla ilgili de, şu an günümüzde medyada (ailem izlio bazen denk geliom bu ara tv'de akıl sır ermeyen teoriler çok) ve çok aboneli kanallarda uzman kesilen "milli değerci" teorisyenler de, o benim 12 sene önceki öğretmen gibi, "bilgi" konusunda daha donanımlı olabilirler.. 

ancak, önemli olan eldeki (zihindeki) malzelerle ortaya ne koyduğun, kısaca bakış açının yönünden ziyade görüş açının kaç megapiksel olduğudur. 

zannediyorum o yüzden, yan tezgahımdaki okuma yazma bilmeyen işportacı kardeşim, çok daha iyi görüyor olan biteni.. 

diyceklerim bu kadar efenim. bilgi önemlidir, ama şu aşağıdaki alıntım ile süslersem, kast ettiğim daha net anlaşılıp, bilgi fetişizminin değil, eylem (ki aktivistlik aslı) ve söylem uyumunun daha saygı duyulası olduğunu ifade ettiğim anlaşılır. 

bunu neden yazdığıma gelirsek, bi yerde gene sscb güzellemesine karşı üç cümle kurup yanlış yerlere taşınınca mevzu, kendimi de savunmasız bulunca, yazasım geldi. Tuşder biliyor detayını zaten, ben ölünce anılarımı yazıp parayı vuracak kendisi.. ; )) 

coronaydı, aşıydı, gatesti, windowstu, komplo teorisiydi derken olay soğuk savaş yıllarına kadar uzuyor, kaynakça kaynakçayı link linki getirince karşına vs vs.. biraz da kodlama merakın varsa gates dolaylı başka linkler çıkıyor karşına dönen diğer mevzular hakkında. (android/ios/sosyal medya/bilgilerimizi konumlarınızı verilemizi saklıyorlar paylaşıyorlar "artık" diye, daha önce yokmuş da yeni çıkmış gibi) 

teori/bilim/felsefe/sanat vs vs bağımsız veya kendi ideolojisini/devletini/kültürünü ya da savunduğu hedeyi futbol takımı gibi bir fanatizm ile tutan bir kafadan çıkmıyorsa iyidir elbet ve resmi tarih resmi gündem resmi kurum resmi örgüt resmi medya resmi BELGE ise benim için değersizdir vs vs  bunun yerine yaşanan deneyimlere ve o yaşayış tarzlarının/bölgelerin/canlılığın gördüğü zararlar üzerine deneyimsel ifadeleri kaale alıyor olmak, öncelikli tercihim çünkü.. sonra bunu düzenleyip, meramımı uzun bir metne dökçem.. fanzin için. çala kalemden çıkarıp. tutarlılıklı.. verili merili.. 

ne sscb imiş.. üzerine de ne google/apple imiş başka kafalarda arkadaş, bi kurtulamadık övülmesinden, hiçbir yanlışını dile getiremicez, dövüyolar: )) 

.. 

alıntı değil, kendi cümlen (veya ifaden/düşüncen, deneyimin de denilebilir)

düşüncelerini
sürekli olarak
bir alıntıyla dile getiren insanlar
aslında
hiçbir şey anlatmıyorlardır

çünkü
öğrenilen bilgi
yeni bir fikir oluşturmak yerine
tekrarları geçerli kılmıştır

ve bu durum
annenizin anlattığı
tarife göre
yemek pişiremeyip
misafirlerinize
hazır çorba ikram etmenize
benzer

16.nisan.2009


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder