4 Eylül 2019

Zebelliyat/sokak edebiyatı: Kiriş Yazıları (special sayı)

sokak edebiyatı veya diğer adı ile S.E, 24-28 sayıları arası ile zokak zebelliyatı ve 29 ila 30. sayıları Zebelliyat adı ile yayınlanıp, hakkın rahmetine kavuşan, bu esnada da, bu otuz sayıdan önce 4 sayılık triplex adı ile bir öncül/asıl/asal sayısı olup, 2000-2014 arası da, bir e-zine olarak işleyen bir fanzinin, "KİRİŞ YAZILARI" adı ile special sayısını yayınlayacağım. otuzuncu sayının final sayısı olmasından mütevellit bu elzem oldu. yaklaşık 20 yıllık bir yolculuğun hikayesi olan ve giriş sunum yazıları ile bazı iç sıkıntılara gebe serzeniş metinlerini barındıran... işte o special sayının giriş yazısı.. kapak da gün içinde, ben evden çıkmadan bitmezse, gecikirse de, gece yarısına gelir, yazı şu:

elinizde tuttuğunuz bu fanzin, basılı neşriyat olarak 16 yılın, eğer öncesinde var olan internet yayıncılığını da referans alırsak, 19 yılık bir yolculuğun hikayesi ile ilgili. tüm bu süreç boyunca yayınlanan bazı duyuru metinleri, giriş/sunuş yazıları, serzenişler, zırvalamalar ve dahası peş ediş ile yola devam etmek arasındaki ince çizgide, bir cambaz gibi bazen sağdaki bazen soldaki boşluğa yalpayarak ama daima o ipin üzerinde kalma çabası ile ilintili. o ip de, ne arkadaşların “yola devam hacı” önermesini sallamak ne de kendi içinde kapana kısılıp, “buraya kadar aga, başka bir yola sapalım” iç sessizliğine kapı açmamak gibi iki ruh ve duygu durumu arasından geçiyordu. çünkü, bir yol üzerinde yürümektense, 15 yılı aşkın süredir “yoldan çıkmaya ve çıkarmaya devam” mottosunu ağzımızda gevelemiştik, ben kendim ve hayaletlerimle birlikte..

“sokak edebiyatı” ya da diğer adı ile “s.e” veya sonradan aldığı isim ile “zokak zebelliyat”ı ve son iki sayısında da “zebelliyat” adı ile basılan fanzinin de, aslında 4 sayılık bir hayatı olan triplex (2003) adlı fanzin öncülü olmuştu. bu ilk 4 sayının sonrasınd,a 2005 yılında, 2000-2014 yılı arası aktif olan kendi web sitesinin/e-zine’nin adını alarak ve 1. sayıdan başlayarak, “sokak edebiyatı” adı ile çıkmaya başlamış, bu süreçte “sucuk ekmek” gibi tek sayılık farklı isimleri de olmuştu. asla sabit bir ismi ya da isminin kapakta sabit bir fontu sayfalarının sabit stabil bir tasarımı olmadı, bunu eleştiren o kadar çok kişi oldu ki, anlatamam, onlara da neden böyle yaptığımı anlatamadım o ayrı. baştan anlatasım da yok zaten. sıkıldım.

öncül / test yayını olarak 4 sayı, asıl / asal sayı olarak da 30 sayı yapan, dahası bir zamanlar, zonksal medyanın bağımlısının olunulmadığı ve henüz “ayna çağına”1 girmediğimiz dönemlerde, günlük bin hiti olup, haftada en az 25 yazının gönderildiği, bunların ise sadece 7-8 tanesinin yayınlandığı, -çünkü belli bir yayın anlayışı güden- bir e-zine’nin, eğer bir başkası bu işi daha doğrusu yükü benden sonra devam ettirmeye girişmezse, tabuta girdiği andan, doğum anına kadar, (tersten mi söyledim?) olan yolculuğunun bir resmini sunar zannediyorum, hiçbir tasarım kaygısı güdülmeden, dümdüz bir şekilde hazırlanan bu yayın.

evet efendim, sizin yazı göndermenizi artık talep etmiyorum. bir sürü başka fanzin var, onlar uğraşsın biraz da sizin “abi yazı göndercem” vaadinizden sonra, ben tasarımı (el işi yapmama bile mani olan) bitirmeye yakınken gönderme tribinizle, hatta basıldıktan sonra “ama yazı göndercektim” serzenişinizle, ama sanmıyorum uğraşacaklarını. ben dost, hatır gönül ilişkisine ses etmedim. hatta en güzeli de, bazı arkadaşların, yazıyı gönderip, bazen word üzerinden, bazense kağıt üzerinde el ilen sayfanın tasarımını bitirmişken ben, editleyip o edit dediğiniz nanede eklemeleri çıkarmaları yoğun olarak yapıp göndermeniz oluyordu. içimden ettiğim küfürlerden sıkıldım. toplayın yazılarınızı bir fanzin yapın bence, kişisel olsun. kolay iş. hiçbir şey bilmenize gerek yok, word yeterli, onu da geç, çıktı alın a5 olarak, elde yapın, en basiti. vaktiniz mi yok? benim de yok..

bundan sonra CSNS yayımları, bireysel yayıncılık ve bireysel kendi başlarına yayınlarını yayınlayabilen insanların işleri ile ilgilenecektir. onları basıcaktır. yayına hazırlaması da, o bireysel işler ile ilgili olacaktır. toplu tek bir kişiye ait dosya gönderin, basılmasını istiyorsanız, onu da bana gönderdikten sonra, göndereceğiniz editlenmiş hali kabul edilmeyecek. son kontrolünüzün son kontrolünü yapıp öyle iletin, misal ömür özçetin, misal efe tuşder, daima böyle çalışıyor. kendi ürettiği işe saygısı olmayan insan, üretmeye çalışan insanları yayınlamaya çalışan insanı yorarmış. 20 yıl sonra öğrenmedim bunu, 15 sene önce anladım, ama enerjim gücüm anlayışım vardı, bu öldürülüğü için, bırakıyorum bu kolektif olarak hazırlandığı sanılan ama sadece yazı gönderip basım/dağıtım kısmında bile ortadan kaybolmacı ruhu kaybetmeyen, anti-kolektif yayından.. bitti. öldü. birkaç kez vurulup ölüp taklidi yapmıştı, sonunda bunu başardı. başardım. başardık. yeni başka yayınlarda, görüşmek üzere, hoşçakalın.. (girdap)





----





2 yorum:

  1. merhaba, ay defteri adında bir derleme hazırlıyorum, içinde aşk ile ilgili bir bölüm de var, sokakedebiyatı.net'te okuduğum bir adı olması gerekmiyor yazısını da kullanmak istiyorum, çok güzel bir yazı, izin verirsen kullanabilir miyim, kitabın yarısı alıntılardan oluşuyor, bu yüzden gelirinin yarısını kaosçocukparkı kollektifinde yeni edebiyatı desteklemek için sanatsal ve toplumsal faaliyetlerde kullanmayı düşünüyoruz. güzel yazıydı eline sağlık, kitap yayınlanırsa sana ulaştırmaya çalışacağım..
    köksal erdenoğlu

    YanıtlaSil
  2. ilgilenmiyorum bu tip projelerle. eyvallah, kolay gelsin.

    YanıtlaSil