son
söz
son
söz
aslında
bu fanzini sonlandırmak istemezdim. içim acıyor gerçekten. çünkü,
yola çıkarken, 16 haziran 2000 yılında, websitemin adını “sokak
edebiyatı” koymuştum ve bu ismi, “street punk” isimli bir
şeyden uyarlanmış idim. bu ismi de, punk’la tanıştıktan
sonra, yani 1996’da kodum kendi zırvalarımın üst başlığı
olarak. sonra 2000 yılı 16 haziranında internet kafeden websitemi
açtım. yazılarımı yayınlamak için. o zamanlar ne yeraltı
edebiyatı diye bir uydurma terim dönüyordu ortada, ne de doğru
düzgün edebiyat fanzini vardı. hatta doğru düzgün fanzin olduğu
bile söylenemez. sosyal medya mı? bloglar bile yoktu lan daha.
internetten bir mp3 indirmek için bir saat beklerdik. whatsup
yerine irc ve icq vardı misal. güzel zamanlar mıydı? nostalji
sevmem ben. ama evet güzel zamanlardı. şimdi ki zamanlar da güzel.
benim için. içinde bulunulan her anın tadından faydalanmak gerek.
“anı yaşa” safsakaramelinden bahsetmiyorum. elbette geçmişe
göre kötü zamanlar yaşıyoruz ve giderek de kötüleşmekte.
sadece ülkeye (ülkemize değil!) bir baş gargamel ve avanesi
dadandığı için değil, tüm dünya daha da kötüye gitmekte.
yerel
bak, global düşün / global bak yerel düşün.
ama
güzel şeyler de var be abi. mesela hala soulseek adlı gezegenim
kapatılmadı. 18 yıl oldu la. eroinim soulseek benim.
sonuç
olarak, bu fanzinimizin ilk sayısının kapağındaki gibi, kendini
alkole ve depresyona vurmanın manası yoktu ve bilinçli bir ironi
için almıştım ilk sayının kapağına onu. her sayının
kapağını bilinçli aldım. arkadaşlarım yapmış olsa bile
bazılarını, eğer o an, içinde bulunduğum anın ve dünyanın
benim mikroskopumdan görünen halinin ve ekibin iç doğasının
ruhsal menfezlerine uyum sağlamasaydı almazdım.
depresyon,
gelir insana. sorun değil. ama orada kalmak insanın kendi
tercihidir. bundan da adım gibi eminim. e noldu abi? bir kısmımız
için hayat bok gibi, bir kısmımız evli mutlu çocuklu, bir
kısmımız çok çalışıyor hem de çok (yalan) bir kısmımız da
akademicurcunai veya beyazlı yakalı kariyerik peşine düştü,
yani büyüdük. büyüdükçe, bireysel arzular şelalasinde yıkanma
faslı başladı kimimiz için. kimimiz de o şelalin aktığı
nehri boşverip, nehrin döküldüğü denizde boğulmaya yeltenmekle
uğraşıyor. ölmezsiniz, bi bok olmaz.. yaşama dair arzularınız
da asla sona ermez.
girdo
aynı nehirin kenarında piknik yapıp, balıkları izlemekle meşgül.
çünkü efenim, gelecek kaygısı, zihinsel aygıtlarımızı ve
duyu organlarımızı köreltir ve “daha iyi” “daha rahat”
bir yaşam sevdası, depresyonların da, anksiyetenin de, sinir
krizlerinin de temel sebebidir..
var
mısın iddiasına?
zemt
galaksisinden sevgilerle
yeni
ve bireysel işlerde, görüşmek dileğiyle.
hala
yazılarınızı yayınlayabilirim, ancak toplu tek dosya
onu
da doğru düzgün atarsanız.
izalable
vendi meriênte
esrîquvanzâ / esrîquvanzê
esrîquvanzâ / esrîquvanzê
zebelliyat no #30 / arka kapaktan önceki son sayfa..
La Espiridion Del Pueblo yayıncılık hizmetleri, keder içinde sundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder