9 Kasım 2012

telepatik alarm

ufak umutlarla yaşıyoruz
ufak umutların, büyük yankısı ile

birde uyanıyorum ve babam
“bak bakalım” diyor
“yakalamış mıyız”
neyi diye sormuyorum ben ama
siz okurken içinizden
sormuşsunuzdur belki
kendinize
neyi olduğunu
“babayı almak” diye bir deyim vardır
bilir misiniz?

“bakalım” diyorum babama
“şans topu muydu adı”
“hayır” diyor “süper loto”
süper bir de
süper süper süper
star olamadık ama
kendi düşlerimizde
kediler gibi dört ayak üstüne
düşeriz bazen
yılmadan veririz mücadelemizi
zaman zaman yılsak da
genel anlamda yılmayız
budur bizi intihardan alıkoyan
gerçekte ne olacağını
önceden biliyor olmak değil
olmayacak düşlere
tövbe diyememek
istemli bir şekilde

oysa hayal dünyamızda
evhama kapılıp gidişimizdir çoğu zaman
her şeyden vazgeçişimizin nedenleri

birde uyanıyorum
birden
telefon çalmadı
annem seslenmedi
kediler ciyaklamadı
uyandım ve
içeri geçtiğimde babam
o malum periyodik sorularından biri ile
karşıladı beni

günlerini bir türlü
ezberleyememiştim şu
bizi bir düşten
kurtaracak olan rakamların
çekildiği masalların

şans topu
süper loto
arada iddaa
at yarışı
kasatura
banka soygunu
kiralık katil olmak
emekli ikramiyesi
işten atılma tazminatı
zengin bir hatunu kafalamak
yeni bir iş
yeni bir roman
ya da çoğu zaman
boş bir cüzdan
eşlik eder
devinimsiz biteviyeliğimize

birde uyandım ve rüyamda
sevgilimi gördüğümü anımsadım bi an
pardon
eski
sev
gi
limi
eski sevgili mi?
böyle de yazılabilir tabii
gerçekte olup bitenin
henüz bitmemiş olan algısına
yapılan yolculuk

uyandım ve rüyamda eski sevgilimi gördüm
siz nasıl okuyorsunuz bilmiyorum şu an
bu harfleri ama ben bazen
bir çırpıda
bazen hecelerle dilimleyerek
ya da dilimler halinde kekeleyerek
servis ettiğimi
hayal ediyorum
parçalara bölemediğim
bi linç altımı

“sabah da görmüştün” dedi annem
rüyamda ne gördüğümü
ona anlatınca
hı hı, dedim
sabah da
sabahta ya da

numaralara baktım
hayır lotonun süperinin numaraları değil
telefonuma gelen mesajın numaraları
bazı şeyler numaradan olmak zorunda bu arada
telefonuma gelen mesajın numaraları
istemdışı bir şekilde ya da
tam o an o dakika
sesi kısıkken intihar metotlarımdan birinin
nasıl olur da uyandığım dakikada
beni dürtmüş olabilir diye
sofistik bir felsefeye
sizi gebe bırakmak istemem ama
bir sigara yakacaksanız eğer
ateşiniz benden olsun isterim
asla başaramasam da
ateşimi çıkartan
sayıklamalarımdan
bir iş göremez raporu almayı

çalışamıyorum abi
bulaşık bile
yıkayamıyorum bu aralar
bu arada trt geldi
bizi çekip gittiler
çekilir dert değilim oysa
ve konturum yok
ve param var
keşmekeş değil bu
telefon çalınca vakitli vakitsiz
açamayayım diye ya da
geri dönemeyeyim diye
bozdu tuşlarını
her ihtiyacımı anında karşılayan
fanzin tanrısı
var öyle bir tanrı
ve peygamberleri
son bulmuyor bir türlü
gerçekten bizi
bizim bilmediğimiz anlarda
birbirimize yaklaştırıyor
var öyle bir tanrı
inanıyorsam vardır yani
düş değil bu
serap sadece

telefon çaldı ve ben uyuyordum
ben uyanmışım ve telefon çalmış
sesi kısık daima
benim çünkü
benim olan her şeyin
sesi kısıktır bu arada
namütemadiyen açarım
eski sevgililerimin
ağzındaki bandı


sonra işte efendim
her iki numarasal fiyaskodan da
büyük bir piyango düşü ile
sağ çıkamayan babam ve ben
ayrı odalarda
gerçeği aradık

interneti açtım
fanzin tanrısı
bu yalnız gecede
imdadıma
başka bir peygamberini
gönderdi

radyodan
Aşkın gevelerken
kayda alınması gereken
-kayıt değil-
anekdoktrinlerini
telefonu duvarla
öpüştürmekten vazgeçip
-radyomuzun sesi sayesinde-
kelimeleri şiir haline
sokamayan bilincimi
size naklettim
hepsi bu

şimdi
süper lotodan
daha süper bir ikramiye için
bir hafta daha düşteyiz, ailecek
devretmiş gene
orospu çocuğu

başkalarına devreden
bir şeyler de olacaktır daima
bu hayatta
eski sevgililer ya da
…lili lili lililer

kayda değer şeyleri
kaybetmeme uğraşındaki bizlerse
ucuz silik kağıt parçalarındaki mürekkeplerden
yansıyan güneşin ışıltısını
merceğimize tutup
yakmaya çalışırız
üstümüzde can çekişen
kara parçasını

aşağıda bir hayat var
yaşam mücadelesi vermiyoruz
sistemde nefes almaya da çalışmıyoruz
herhangi bir şeyin protestosunun
ya da eylemsel didaktiratların
çığırtkanlığı peşinde de değiliz
bir şeylerin değişeceği günlerin hayalini değil
ölene dek değişmeyeceğimizin hayalini kuruyoruz
halinden memnun
yön duygusundan azade

sistemde ufak bir delik açıp
oradan nefes almayı ya da
ses çıkarmayı
sağlayan bir fırsat gibi
görünüyorsa gözünüze
fotokopik zilzuratlar
lütfen acilen
elinizdeki telsizin
akortlarını tamir edin

çünkü fanzin denilen yanıcı madde
bizim nefes alabilmemizi değil
başkalarının da suni teneffüse gereksinimi olmadığını
anlatmaya yarar
ve bunu
sessizlik içinde yaparız
limon satar gibi
değil

ve isteseydik
bandrol de alırdık ama
o zaman
bin yıllardır teneffüste olduğumuzun bilincini
çalmaya devam edemezdik
derslerine gireceğimiz için
bizi özgürleştirmeye çalışan
tutsakların


bu arada
baba doğru harfleri hâlâ bulamadım

-şiir içinde şiir-
sevgili gargamel
bu şirinin maliyeti
12 sigara
ve bir kahvedir
kadeve olarak
üç sigara verebilirim
ama pardon siz
sigarayı bıraktırmayı dert edinmiştiniz
iyi kazanıyor olmalısınız
bu savaşın
bedelinden
kaçaklar dahil
yoksa dükkan yerine
torbacıdan alırdık
bu bizi öldüreceği söylenen
yaşam destek ünitesini

not: “şiir değil bu” türünde bestelenmiştir


9kasım2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder