insanlar
geliyorlar
tanışmak
için
tebrik
etmek için
teşekkür
etmek için
insanlar
geliyor
fanzin
istiyorlar
yazı
gönderiyorlar
kitap
gönderiyorlar
soru
soruyor ya da
yardım
istiyorlar
ne
yapacağımı bilemiyorum çoğu zaman
ya
da ne söyleyeceğimi
“eyvallah”
ile yetiniyorum
“sağ
olasın” diyorum
“elimden
geldiğince”
“hayır
okumadım ama okumak isterdim”
“kargoyu
ben öderim”
“röportaj
vermiyorum”
ve
bazen uzuyor muhabbet
bazense
selamdan öteye geçmiyor
ne
söylemem gerekiyor?
onlar
da bilmiyorlar ne söyleyeceklerini
“seni
tanımıyorum galiba” diyorum
“şey”
diyorlar
“şey..
ben.. yazıların için..”
boktan
yazılar
yüzde
doksanınızın yüzüme tükürmesine neden olan yazılar
duygu
sömürüsü yaptığımı düşündürten yazılar
bir
kapitalist olduğumu düşündürten yazılar
kadınlar
için yazdığımı düşündürten
bir
kopya olduğumu
sahte
ya da
geri
zekâlı
“hayır
değilim” bile demiyorum çoğu zaman
ses
çıkarmıyorum
unutuyorum
isimleri
unutuyorum
yüzleri
unutuyorum
adresleri
unutuyorum
sürekli
not tutuyorum yapmam gerekenler için
ekmek
alınacak
elektriği
öde
kargo
gelicek
kargo
gidicek
emin
abi’yi ara
tıraş
ol
uhu
al
sürekli
notlar
hatırlatma
mesajları
yoğun
bir işadamıymışım gibi
telaş
etmeden ama hızlı bir şekilde
yetişmesi
gereken işler sürüsü
nereye
koştuğumu bilmiyorum
önüm
karanlık
sağım
karanlık
solum
karanlık
düşünmüyorum
bile
çoğu
zaman düşünmüyorum
nerdeyim
ve napıyorum
ne
için bunca çaba
çaba
mı gerçekten
azimli
değilim diyorum
hiçbir
şey yapmıyorum diyorum
sadece
kendimle ilgili tüm mesele diyorum
herkes
kendinden bahsediyor zaten diyorum
sabahtan
akşama dek kendini anlatıyor herkes diyorum
dün
başına gelenleri
geçen
hafta başına gelenleri
yıllar
önce başına gelenleri
bir
arkadaşının başına gelenleri
anlatmakla
bitmeyen yaşanmış abideler silsilesi
herkes
bir anısını anlatıyor bir diğerine
herkes
kendinden bahsediyor
her
iş yerinde
her
arkadaş sohbetinde
her
bar taburesinde
sonra
biri geliyor ve
hep
kendini yazıyorsun diyor
hepimizin
yaptığı şey bu diyorum ona
ve
ben hiç konuşmuyorum
iş
yerinde hiç konuşmuyorum
serviste
hiç konuşmuyorum
evde
pek konuşmuyorum
dinlemek
de istemiyorum
ve
tekrar kendime bakıyorum
hangisi
benim diyorum
harikulade
işler çıkardığı söylenen girdap kim diyorum
bu
sizin uydurmanız diyorum
harikuladelik
bir olay yok diyorum
seninle
aynı yerde çalışmak isterdim diyor biri bana
ve
o kadar da popüler olmadığımı söylüyorum ona orada
hiçbir
şeyimi bilmediklerini söylüyorum
kimsenin
hiçbir şeyi bilmediğini söylüyorum
ve
günler peşi sıra dizilerken geçmiş haneme
insanlar
gelmeye devam ederken
hayran
olduğunu söylerken
görüşmek
ve konuşmak isterken
hâlâ
işyerinde ki
o
aptal soğuk sessiz adama
susmasını
emrediyorum
ben
hiçbir şeyden anlamayan
ve
hiç konuşmayan
ama
hızlı çalışan
bir
yükleme elemanıyım
ve
işyerinde kestiğim gazetelerden
evde
kolaj yaparım bayım
getirisi
yok
ama
televizyonunda bir getirisi yok
siz
orada ekrana bakın
ben
köşede işime bakayım
uçak
inince
hep
beraber boşaltırız
yükleriz
sonra da
ve
daha sonra siz anılarınızı anlatırken
ben
kedilerle oynarım
siz
izlediğiniz dizileri anlatırken
seviştiğiniz
kadınları yerden yere vururken
hükümeti
tartışıp dururken
konuştuklarınızı
akabinde unuturken
ben
kedilerle oynarım
27.kasım.2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder