gecenin
dört buçuğu
düsseldorf'a
gidecek olan uçağı yüklüyoruz
köln'den
sonra
en
korkunç ağırlığa sahip bagajlara
sahip
olan insanlara
sahip
olan kent
konvörün
başındayım
ambarda
üç tip var
ben
aşağıda tek başıma
bagajları
konvöre veriyor
boşalan
arabayı çekip
dolu
bir araba yanaştırıyorum
konvörün
yanına
traktörcü,
yeni dört araba daha getiriyor
yanaştırıyor
ve
arka
ambardan bir tip de
yardım
için yanıma geliyor
tipin
adı ne bilmiyorum
"evli
misin sen?" diyor tip
"hayır
değilim" diyorum
"neden?"
diyor
"henüz
sözleşmeli bir işteyken
üstelik
bu maaşla niye evleneyim?" diyorum
"allah
her çocuğu riski ile beraber verir" diyor
"öyledir
herhalde" diyorum
canım
konuşmak istemiyor ama
o
bunu anlamıyor
"aleti
nasıl idare ediyorsun?" diyor
gürültüden
anlamıyorum ne dediğini
"neee?"
diyorum
"evlilik
gerekli" diyor
"aleti
nasıl idare ediyorsun?"
"bu
yüzden mi evlendin?" demek geçiyor içimden
ama
cevap vermiyorum
o
sırada susup
uçağa
yeni binen yolcuların
bizden
yana tarafta oturanlarına bakmak
daha
iyi geliyor ruhuma
uçağın
camlarından
yolcuların
hiçbiri aşağı bakmazken
ve
uçağın ambarında canı çıkan üç insanın
onlara
bagajları
dolayısıyla
ne
küfürler ettiklerinin
farkında
değiller elbette
tip
de bu kadar çok insanın
neden
sürekli hareket halinde olduğunu
düşünmüyor
olmalı
ki
ben de
1928
yılına ait
ukrayna
halk müziğini dinlerken
yazdığım
bu şeyin
neye
yaradığını düşünmüyorum aslında
yazıyorum
işte
insanlar
geziyor
insanlar
tanışıyor
evleniyor
sevişiyor
ve çocuk yapıyorlar
ve
dusseldorf nasıl bir yer bilmiyorum
ama
ellerinden gelse
bagajlarına
evlerini koyacaklarından eminim
amsterdam
da öyle
ya
da stutgart
manchester
iyidir ama
ya
da paris
verona
ama
almanya
hollanda
ya da
irlanda'ya
gidiyorsa bir uçak
ve
yanında
söylediği
her şeye karşılık
içinden
bir tekme savurmak geçen
geri
zekâlının tekiyle
iş
yapıyorsan
bagajlardan
daha ağır gelir
her
bir soruya karşılık
içinden
geleni söylemek
çünkü
her iş
işten
kovulmak isteyene kadar
takman
gereken bir maske
ve
gözünü kırpmadan öldürmeyi bile düşlediğin
bir
kaç geri zekâlı demektir
ve
o gün sabah
yine
aynı tip
"gece
işe gelirken bir hatun gördüm" diyor
"gecenin
bir yarısı telefonla konuşuyordu
bir
barın önünde"
"orospudur
kesin" diyor bir diğeri
"ya
öyle midir?" diyor tip
yeni
bir şey keşfeden
çocuk
gibi açılıyor gözleri
"laf
atmak istedim ama servis geldi" diyor
"atsaydın
oğlum bir şey demezdi" diyor
"demezdi
di mi?" diyor
aynı
şaşkınlıkla
ırkçı
değilim
faşişt
değilim
ve
hiç olmadım ama
günün
birinde
günümün
içine eden
bu
lavuklar yüzünden
katil
olabilirim
evet
bunu başarabilirim
ve
gazetelerin olayı
bir
aşk cinayeti olarak
değerlendirmeyeceğini
biliyorum ama
benim
kendime
has ruhuma
ya
da ruhsuzluğuma
tecavüz
edenleri de
bir
eğitim sorunu olarak
değerlendirmemeleri
gerektiğini düşünüyorum
benim
yeni
insanlara
yeni
tatlara
yeni
renklere ve
nüfus
artışına ihtiyacım yok
çocuk
yapmanın gereksizliği gibi
gereksiz
çocukların da
doğmadan
ölmesi
gayet
makul geliyor
22
ekim 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder