22 Ekim 2008

var olmanın dayanılmaz gereksizliği üzerine

gecenin dört buçuğu
düsseldorf'a gidecek olan uçağı yüklüyoruz
köln'den sonra
en korkunç ağırlığa sahip bagajlara
sahip olan insanlara
sahip olan kent
konvörün başındayım
ambarda üç tip var
ben aşağıda tek başıma
bagajları konvöre veriyor
boşalan arabayı çekip
dolu bir araba yanaştırıyorum
konvörün yanına
traktörcü, yeni dört araba daha getiriyor
yanaştırıyor ve
arka ambardan bir tip de
yardım için yanıma geliyor
tipin adı ne bilmiyorum

"evli misin sen?" diyor tip
"hayır değilim" diyorum
"neden?" diyor
"henüz sözleşmeli bir işteyken
üstelik bu maaşla niye evleneyim?" diyorum
"allah her çocuğu riski ile beraber verir" diyor
"öyledir herhalde" diyorum
canım konuşmak istemiyor ama
o bunu anlamıyor
"aleti nasıl idare ediyorsun?" diyor
gürültüden anlamıyorum ne dediğini
"neee?" diyorum
"evlilik gerekli" diyor
"aleti nasıl idare ediyorsun?"
"bu yüzden mi evlendin?" demek geçiyor içimden
ama cevap vermiyorum
o sırada susup
uçağa yeni binen yolcuların
bizden yana tarafta oturanlarına bakmak
daha iyi geliyor ruhuma
uçağın camlarından
yolcuların hiçbiri aşağı bakmazken
ve uçağın ambarında canı çıkan üç insanın
onlara
bagajları dolayısıyla
ne küfürler ettiklerinin
farkında değiller elbette
tip de bu kadar çok insanın
neden sürekli hareket halinde olduğunu
düşünmüyor olmalı
ki ben de
1928 yılına ait
ukrayna halk müziğini dinlerken
yazdığım bu şeyin
neye yaradığını düşünmüyorum aslında
yazıyorum işte
insanlar geziyor
insanlar tanışıyor
evleniyor
sevişiyor ve çocuk yapıyorlar
ve dusseldorf nasıl bir yer bilmiyorum
ama ellerinden gelse
bagajlarına evlerini koyacaklarından eminim
amsterdam da öyle
ya da stutgart
manchester iyidir ama
ya da paris
verona
ama almanya
hollanda ya da
irlanda'ya gidiyorsa bir uçak
ve yanında
söylediği her şeye karşılık
içinden bir tekme savurmak geçen
geri zekâlının tekiyle
iş yapıyorsan
bagajlardan daha ağır gelir
her bir soruya karşılık
içinden geleni söylemek
çünkü her iş
işten kovulmak isteyene kadar
takman gereken bir maske
ve gözünü kırpmadan öldürmeyi bile düşlediğin
bir kaç geri zekâlı demektir

ve o gün sabah
yine aynı tip
"gece işe gelirken bir hatun gördüm" diyor
"gecenin bir yarısı telefonla konuşuyordu
bir barın önünde"
"orospudur kesin" diyor bir diğeri
"ya öyle midir?" diyor tip
yeni bir şey keşfeden
çocuk gibi açılıyor gözleri
"laf atmak istedim ama servis geldi" diyor
"atsaydın oğlum bir şey demezdi" diyor
"demezdi di mi?" diyor
aynı şaşkınlıkla

ırkçı değilim
faşişt değilim
ve hiç olmadım ama
günün birinde
günümün içine eden
bu lavuklar yüzünden
katil olabilirim
evet bunu başarabilirim
ve gazetelerin olayı
bir aşk cinayeti olarak
değerlendirmeyeceğini biliyorum ama
benim
kendime has ruhuma
ya da ruhsuzluğuma
tecavüz edenleri de
bir eğitim sorunu olarak
değerlendirmemeleri gerektiğini düşünüyorum

benim
yeni insanlara
yeni tatlara
yeni renklere ve
nüfus artışına ihtiyacım yok
çocuk yapmanın gereksizliği gibi
gereksiz çocukların da
doğmadan ölmesi
gayet makul geliyor


22 ekim 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder