4 Temmuz 2008

ingiliz hostesler ve türk erkekleri

“boşa uğraşıyorsun” diye fısıldıyor kulağıma
“hiçbir şey değişmeyecek”
“bir şeyleri değiştirmeye çalışmıyorum” diye çığlık atıyorum
ama kimse duymuyor
ve devam ediyor kulağıma fısıldamaya
“hiçbir şey değişmeyecek”
“değişiyor” diye çığlık atıyorum
“ben değiştirmeye çalışmıyorum
bilakis stabil kalmasını istiyorum
her şeyin
herkesin
boşluğa akmasını
en doğal hali ile
yok olmasını ya da
patlayıp dağılmasını
harikulade hiçlik
ama değişiyor
zigzag çiziyor
ortama uyum sağlıyor herkes
hızlandırılmış evrim
insan ruhunda alev aldı”
ses devam ediyor
“boşuna uğraşıyorsun, boşuna”

--

uçağa girdik
temizlemek için
ingilizler
fırst choice
her neyse
temizlik ekibindeydim
8 kişi
8 erkek
hostesler ingiliz
güzeller
ve pek türkçe bilmiyorlar
uçak alabildiğine batık
ve zamanımız az
buraya kadar tamam mı?
devam ediyorum

hostesler gülüp şakalaşıyordu kendi aralarında
kendi dillerinde
kendi kültürlerince
biz ingilizce bilmiyorduk
hiç birimiz ingilizce bilmiyorduk
ve onlar belki de
bizim hakkımızda konuşuyorlardı
olabilir
türk erkekleri
sürekli bakıp duruyorlardı bize
biz de onlara
mini etek
ve azmış durumda olan
sekiz erkek
her neyse
sonra işim bitti
masaları ve koltukları siliyordum ben
görev dağılımı yapılmıştı
kimi kemerleri düzeltiyor
kimi çöpleri topluyor
kimi yastıkları düzenliyor
falan filan
benim işim bitti
kapıdan çıkıyordum
üç hostes kapı ağzında oturmuş
vızır vızır konuşuyorlardı
pardon daha önce
içlerinden biri
yanımdaki arkadaşıma
bir prezervatif vermişti
bazen kola, poğaça, kek veriyorlardı
evet
ama bu kez bir prezervatif vermişti ingiliz hostes
yerde mi bulmuştu bilemiyorum
“al sonra kullanırsın” demişti arkadaşıma
bölük pörçük bir ingilizce bilen arkadaşa
arkadaşım da ona
“onlar bana küçük geliyor” dedi
kahkahalara boğuldu hostes
sonra gidip arkadaşlarının yanına
onların da kahkaha atmasını sağladı

böyleydi bu işler
dünya seksin üzerine dönüyordu
aşk safsataydı
aşkın ortak bir dile ihtiyacı vardı
konuşmaya
tanımaya
tanıdığını sanmaya
aldanmaya
aldatmaya
aldatılmaya
paylaşmaya
paylaşılamamaya
tüm bu zırvalar için aşk gerekiyordu
aşkın dili vardı
seks dilsiz ve sağırdı
dünyanın her yerinde
böyleydi bu işler

ve sonra işim bitti ve
kapıdan çıkarken hostesin tekine baktım
gerçekten baktım
geçip gidene kadar
sakallarımı kesmeyi unutmuştum
ve “nasılda yalarım seni” diye geçirdi hostes içinden
gözlerine baktım derinlemesine
ve geçip gittim
gülümsedi
indim aşağı
umurumda bile değildi
en aşağı indim
temizlik aracının yanına
bekledim
bir türlü inmedi diğer elemanlar
işleri şimdiye bitmiş olmalıydı
bitmiyordu
ağırdan alıyorlar
hostesleri kesiyorlardı
fırsat olsa
7’ye 5 yaparlardı, eminim

gangbang usulü
herkes herkesi arzuluyordu
ve aşk sadece
sikişi kolaylaştırıyordu
her türden sikişi
fiziki ve ruhi
düzenli seks
düzenli acı
düzenli yalan

ve bekledim aşağıda
kapıya çıktı elemanlar
ve yolcular binmeye başlayana kadar aşağı inemediler
erkeklerden nefret ediyordum
kadınlardan nefret ediyordum
bu gidişle
bir uzaylı ile evlenecek
ve karadeliğe gömülecektim
kıyak olurdu
boyut değiştirmek
hiçliğe doğru
emin adımlarla
ama olmuyordu
haklıydı ses fısıldamakta
hiç bir şey değişmiyordu
sadece zigzag çiziyordu
kıvrılıyor
dolanıyor
bulunduğu kabın şeklini alıyor
ve yaşamını sürdürüyordu insanlar

sıvı insanlar vardı
bulunduğu kabın şeklini alan insanlar
birde gaz halindekiler vardı
her yere yayılıp büyüyen
sömüren
sindiren
benzeştiren
yapışan
eriten

ben katıydım
donuktum
soğuk bir buz kütlesiydim ve
sıvı yada gaz haline geçemeyecek
şekil değiştiremeyecek
kaçamayacak ya da ölemeyecek kadar
sıkışıp kalmıştım bir köşede
fark edilmiyordum belki ama
çırpınmıyordum da
her nasılsa işte
geldiği gibi giden
odun gibi

ve sonra
dediğim gibi
uçaktan aşağı indi elemanlar
yeniydim işte
ve hiçbirini tanımıyordum
onlar da beni tanımıyordu tabii
içlerinden biri “seni sevmedim” dedi
“içtenliğin için teşekkür ederim” dedim ona
“ben seni sevdim”

sorun yoktu
rol kesmemişti en azından
samimiydi
kaldı öyle
durdu ve
“bir ibne ya da ispiyoncu olduğunu düşünmüştüm” dedi
“uçaktan aşağı hemen indiğin için”
“her ikisi de değilim” dedim
“ama homofobik de değilim”
“o ne demek” dedi adam
“kökten sünnet edilmiş demek” diye yalan söyledim
ya da doğruydu bu
bilemiyorum

oradaydım sonuç olarak
çalışıyordum
ve mesainin bitmesine
12 uçak
4 saat vardı
ve artık temizlik değil
yükleme ve boşaltma yapacaktım
12’sinden ilk’i alana indi
yine bir ingiliz,
thomas cook
238 yolcu
manchester
eldivenlerimi taktım ve
uçak ambarına daldım

ha bu arada
mesai bitimi eve gidince
hiçbirimiz ingiliz hostesleri düşleyemedik
aletimiz kalkmadı
yorgun bir şekilde yatağa girip
uyuduk ve bu yüzden evli olanlarımızı
eşleri anlayışla karşılamadı

ben biraz bira-votka takılıp
bunları yazdım
ispiyoncuydum evet
haklıydın moruk


4 temmuz 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder