19 Temmuz 2008

eurydice

düşününce
matah bir bok gibi gelmiyor insana
fanzinler, yazılar, yazarlar
yine de “orda biri var mı?” demek istiyorsun
yıllarca dedin bunu
çoğu kez sesinin
boşlukta yankılanışını duydun sadece
ve uçurumdan aşağı kaydı ayağın
istem dışı bir intihar?
belki de

bir alt katta bir şey tuttu seni
ya da sen bir şeye tutundun
ve yeniden başladın
tekrar inşa
onarım değil ama
yeni baştan inşa
ve sonra
“orda biri var mı?”

bazen vardı, bazen yok
gidenler oldu
kalanlar oldu
kalanlar kalmaya devam edecek mi belirsiz
senin kalıp kalmayacağın da öyle
ama şimdi
şu noktada ve bir kez daha
“orda beni duyan biri var mı?” diyorsun
“ses verin!”
çıt yok

bir sigara yakalım
üstteki dizeyi ersoy albayrak’dan çaldım
“bir sigara yakalım”
hayır ona gönderme yapmıyorum
sadece, çaldığımı itiraf ediyorum
biri testimi kırmadan önce yani
kendimi dövüyorum
kimse bi bok anlamadı burada
ama önemi yok
devam
ne için?
niye?

“do it killself”, önemli bir şiir aslında
açıktı her şey onda
ama bir yenisini daha yazıyor olmak
yeni bir itiş kakışın daha
tetiğe basmak üzere olduğunu gösterir

düşününce
yani gerçekten
matah bir bok gibi gelmiyor insana
fanzinler, yazılar, yazarlar
ama her şeye rağmen bazen
bir şey olsun istiyorsun
okunmak ya da yazılmak değil mesele
sabahın köründe mesela
tam şu an
burada otururken
tek başına
olabildiğince tek başına
otururken
tek başına olmamak istiyorsun
belki gerçekte öyle olmasan bile
içeride de öyle hissetmemek

polis adamın birine ehliyet sormuş
adam da “verdiniz mi ki istiyorsunuz” demiş
“beş kez girdim sınava vermediniz”
“alamadın”
“hayır! siz vermediniz”

aynen böyle aslında
durum bundan ibaret dostlar
yürümekte zorlanırken
ruhen değil, gerçekten zorlanırken
topallarken
sol kasığın bıçaklanmışçasına ağrırken
kaldırdığın onca kilo yük yüzünden
“belki fıtık bu” demek yerine
“bir şey yoktur” deyip yola devam ediyorsun
ve buna rağmen
bir kez daha
sabahın beşinde
intiharla burun buruna gelip
“orada biri var mı?” diyorsun
“siktir git adi orospu çocuğu” bile demiyor kimse
çıt yok

beth bana şarkı söylüyor
ben size şiir yazıyorum
ne beth beni tanıyor
ne de ben sizi
zincirleme kimsesizlik tamlaması

hiç kimse olan bitenin farkında değil
ve ölecek bir gün beth
tüm kadın kahramanlarım ölecek
ben ve odipal ruhum
yeni anneler arayacak kendisine
sevgili değil
çocuk değil
bakıma muhtaç bir fareyim sadece
ve dün gece iki fare yakalandı
aynı evde iki fare
kaynar su
ben yapamazdım
ama yaptılar
aynı evde iki fare diyorum
eş?
kim bilir
iki ölü eş
güzel olmalı
aynı yerde aynı zehirle

ve yazamayacak kadar sarhoşken
bir kez daha
on yıl sonrasını düşünüyorum
on yıl önce olduğu gibi
kar üstünde ölücem diyordum o zamanlar
on yıl önce
on yedimde
“27’de kar üstünde ölücem”
ölmedim
izlanda uzaktı
izmir’e kar yağmazdı
mantıksız bahaneler uydurup inandım
ve ölmedim

sürekli olarak erteliyoruz ölümü
37’de de kar üstünde ölmücem
47’de de
daima
10 yıl sonra
ve daima
“orada biri var mı” derken
bir alt kata düşüp
en baştan başlamak
bu iş böyle
ve böyle gider
ama daima gider

ve belki de bu yüzden, iyi bir aldatmaca
do it yourself
başarısızlığını gizlemek
kaybetmişliğini
yitirilmişliğini
bir dakika
bir yanlışlık var
sen yitirilmiş değilsin girdap
yitirmişsin
gerçek olan bu
iki zıt yöne giden şeyden
daha değersiz olanı
diğerini kaybetmiştir
mantık buna hükmeder
güçlü olan
iten
düşüren
ya da silen
yitirmemiştir
kazanmamıştır da evet
ama yitirmemiştir de
güçler dengesi

ve en başa dönersek
gerçekten matah bir bok değilim
biliyorum
ama yine de insan
üzerindeki sinekleri kovup
güneşe gülümsemek isteyebiliyor zaman zaman
ama güneş yok
sadece aldatmaca var

ve bundan şikayet edemeyecek kadar sarhoş olup
ölümü ertelemekten başka
yapılası hiçbir şey yok
on yıl sonra moruk
aynı şekilde
on yıl geçtiğinde
kaç on yıl olduğunu boş ver
on yıl

sen arkana bakma yeter
eurydice peşinden gelecek
anlaşma böyle
ardına bakma
eurydice peşinden gelecek
karanlıktan çıkacaksın
ve parlayan güneşin
büyük bir süratle erittiği karın üzerinde yatacak
karla beraber eriyecek
su olacak
ve akacaksın
akış
hepsi bu

19.temmuz.2008



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder