9 Haziran 2004

cüzdanınızın karşılığı



cüzdanınızın karşılığı




"kelime aralarına konulan noktalardan ve bir harf eksiltilerek yazılan küfürlerden nefret ederim" dedim.

"iyi ama bu şekli ile de biz yayınlayamayız, hatta bizim uygun gördüğümüz şekliyle bile devletin izin vereceğini sanmam. toplatırlar mutlaka, çok küfürlü ve politik olarak sert şeyler var."

"ah. evet. sert. beni azdırıyorlar ve sertleşiyorum. bazı destanlar kanla yazılmıştır ya. benimki de üreme sıvısı ile yazılıyor."

"benimle düzgün konuş."

"seninle düzgün konuşayım. devlete göre hâlâ reşit değil miyiz yani?"

"ben işin iç yüzü ile ilgilenmem ve riske de giremem. kabul ediyorsan et, etmiyorsan da defol git. başka yayıncı bul kendine."

"başka yayıncı bulayım kendime. asıl sen basıyorsan bas. ya da başka yazar bul kendine!"

"benimle düzgün konuşmanı söylemiştim."




kapıyı çarpıp dışarı çıktım. nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum. elimde bir çok öykümün çıktıları vardı. değersizdiler belki de. ama tek mülkiyetim onlardı. ve hiç param yoktu. bir bara girip, bir masaya oturdum. bir kadın geldi;




"ne alırdın canım?"

"yapmacık davranmayı keser misin? buradaki hiç kimsenin canın olmadığını biliyorum.. pezevenk, puşt, göt de. ama yapmacık davranma. ve bir bira."

"peki seni adi küstah orospu çocuğu."

"ve ailemi işe karıştırma."




bir bira geldi. karşı masadaki adam oturduğumdan beri beni kesiyordu. hiç param yoktu ve dövülmeye hazır bir bedenim ile oradan buradan kırpılarak yayınlanmasına izin vermeyeceğim bir çok öyküm vardı sadece.




“hey! adi küstah orospu çocuğu bir bira daha içecek” diye bağırdım kadına. herkes bana baktı.. karşı masadaki adam ve herkes. bir bira geldi. içtim. iç cebimden müsveddeleri çıkarıp yakmayı düşündüm. çıkardım. bunu çok sık yaparım. çıkardım. ve biraz durup onları yan cebime koydum. daha sonra da yakmak için çıkartıp başka bir cebime koyacaktım muhtemelen.




“hey! canın bir bira daha içecek.” diye bağırdım kadına




herkes “goool” diye bağırarak ayağa kalktı. televizyona arkam dönüktü. bir bira daha. bir bira. bir...

"bir sıfır mı maç?"

"hayır bir bir oldu."

"güzel" kadın topuklarıma vurdu ve

"dayak yemek istemiyorsan sesini kes, buradaki herkes şu an gol yiyen takımı tutuyor." dedi. dikkatli bir okuyucum olsaydı mantık hatamı es geçmezdi.

"ama gene de güzel. gol bu. gol paraya benzer benim için, renksizdir. hesabı alabilir miyim?"

"tabi"




tuvalete gittim. arkamdan biri daha geldi. genç bir çocuktu. pisuvara iyice sokulmuş, işini görüyordu. benim işim bitince, aleti yuvasına sokup fermuarı çektim ve tipin yanından geçerken boynuna sıkı bir yumruk geçirdim. daha sonra bir tane daha. bir tane de karın boşluğuna. bir tane daha. yere yığıldı. bir kaç kez tekmeledim. eğildim. ceplerini kurcaladım. artık bir cüzdanım vardı. tipi bir tuvaletin içine doğru çektim ve kapıyı kapadım. telaş etmeye gerek yoktu. sahip olduğum tek şey bedenimdi ve dövülmeye hazırdım. hapse girmeye hazırdım. ölmeye hazırdım. bara döndüm. iki bir olmuştu. güzel dedim içimden. masama oturdum. karşı masadaki adama ‘kaç kaç’ dedim.

"iki bir mağlubuz"

"vay orospu çocukları, bi tuvalete gittik, gol yemişiz."




cebimden cüzdanı çıkardım. iyi para vardı. 3 gün idare ederdi beni. hesabı ödedim. dışarı çıkıp, ucuz bir otel aramaya başladım. hiç eşyam yoktu. ve yazdığım öyküleri yayınlatmak istemiyordum aslında. sadece yayıncılara okutuyordum. içleri gidiyordu orospu çocuklarının. bunu gözlerinden anlayabilirdiniz. kelime içine konulan noktalar ya da bir harf eksiltilerek yazılan küfürler umurum değildi. ucuz bir otel buldum ve ucuz otelin en ucuz odasını tutup tavanı izlemeye başladım.




kalemimi çıkartıp bir öykü yazmayı tasarladım. bir adam, bir bara gidiyor, bir adama tuvalette saldırıyor, bayılana kadar dövüyor ve son yazdığı öyküyü adamın cebine koyup cüzdanı alıyordu. cüzdan, öykünün karşılığıydı. ve daha sonra adam bir otel tutuyor ve bu öyküyü yazıyordu. her öykü aynıydı.. adam bir yayıncıya gider. hepsi, ufak farklar içeren ama özünde aynı olan yüzden fazla öyküsünü yayıncıya okutur. yayıncı mırın gırın eder. sonra oradan çıkar. bir bara gider. parası yoktur. tuvalette bir adamı soyar. soyduğu adama en son yazdığı öyküyü bırakır. bir otele gider ve bunu yazar. tüm öykülerdeki tek fark, yayıncı, bardaki kadın ve soyulan adamdır. ve bu öyküyü okuyor iseniz, sanırım siz de soyulanlardan birisiniz, cüzdanınızı kontrol etseniz iyi olur bayım. ve aşağılık adi puşt göt orospu çocuğu herif bir bira daha istiyor




// 09.06.2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder