30 Mart 2016

şiir değil bu, giriş yazısı..

şiirin ne anlama geldiğini bilmiyordum, önemsemiyordum da bunu. yazıyordum sadece.. ve hiçbir koşulda, “abi bu bir şiirdir, ben de şairim” diye diretmedim. ama birileri gelip, “şiir değil bu” dedi, o kadar çok dediler ki bunu, en sonunda bana da “şiir değil bu” dedirttiler. evet abi, bunlar şiir değil ve ben de “şiir değil bu” türünde besteler yapıyorum. türün adı bu, şiir değil bu.

insanları genellikle anlayamamışımdır.  bir etiketlenme çabasına girişmişlerdir. günümüzde şair olmak, yazar olmak, edebiyatçı olmak, birşeylerin çı’sı, çi’si olmak ve bu etiketlerle anılmak zor olmasa gerek. sonuçta, günümüzde herkes yazıyor artık. yazmayan kalmadı. ama okuyan yok. okuyucu sayısının, yazar sayısının altında kaldığı bir dönemde, benim de okumam yok abi. okur yazar değilim ben. sadece yazıyorum, okumuyorum çoğu şeyi. bu yüzden kendimi birilerinden aşağıda hissetmem için ellerinden geleni de yaptı birileri bugüne kadar zaten. “aa nasıl okumazsın x kitabını”. gocunmuyorum, durumu anlatıyorum sadece.

evet, bunlar genel algı düzeyine göre ya da edebi performanslar kategorisinde şiir olarak anılmayabilir, ama şu varki, bu da benim umrumda değil. ne olarak aldığınız, algıladığınız, ne anladığınız ve nasıl hissettiğiniz sizi ilgilendirir. ben yazdım geçtim sadece, gerisi hortlaklar kasabasındaki bir gerçek kadar absürt duracak. okumak isterseniz, memnun olurum elbette, ama sonrasında nolur, “bu olmamış”larınızın ardından gelecek somurtmaları kendinize saklayın. beğenmeyebilirsiniz, ben de çok matah bir şey yaptığımı düşünmüyorum zaten. çoğunluğun yazar olma hevesini ben de paylaşıyorum sadece. evet böyle bir hevesim olduğu aşikar, ama heves olmaktan öteye geçip realiteye dönüştü mü bilmiyorum. insanların kendi kendilerini etiketlendirmelerinden, oldurmalarından hazetmiyorum çünkü. mütevazilik de değil bu yaptığım. hiç de mütevazi değilim çünkü. sanırım değilim. ama yine de, düşünecek olursak eğer, yazdıklarımın şiir olup olmadığından önce, ne hissettirdiği ve ne anlattığım ile ilginenilseydi, -ilgilenilmiş olursa- hoşnut olurum.

burada okuyacaklarınız için ise, benim tabirim, zırvalamak. zırvalıyorum abi. hemen hemen her şey hakkında yazmaya istekliyim. bu koşullardan da hoşnutum. kendi kitabını kendi kendine basma noktasında yani.. yüzünüzde, bazen acı bazen tatlı bir gülümseme bırakabiliyorsam, bu bana yeter. dediğim gibi, gerisi hayaletler kasabasında var olma savaşı vermek kadar saçma olucak. hepsi bu. eyvallah…

30 mart 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder