şiirin ne anlama geldiğini bilmiyordum,
önemsemiyordum da bunu. yazıyordum sadece.. ve hiçbir koşulda, “abi bu bir
şiirdir, ben de şairim” diye diretmedim. ama birileri gelip, “şiir değil bu”
dedi, o kadar çok dediler ki bunu, en sonunda bana da “şiir değil bu”
dedirttiler. evet abi, bunlar şiir değil ve ben de “şiir değil bu” türünde
besteler yapıyorum. türün adı bu, şiir değil bu.
insanları genellikle anlayamamışımdır. bir etiketlenme çabasına girişmişlerdir.
günümüzde şair olmak, yazar olmak, edebiyatçı olmak, birşeylerin çı’sı, çi’si
olmak ve bu etiketlerle anılmak zor olmasa gerek. sonuçta, günümüzde herkes
yazıyor artık. yazmayan kalmadı. ama okuyan yok. okuyucu sayısının, yazar
sayısının altında kaldığı bir dönemde, benim de okumam yok abi. okur yazar
değilim ben. sadece yazıyorum, okumuyorum çoğu şeyi. bu yüzden kendimi
birilerinden aşağıda hissetmem için ellerinden geleni de yaptı birileri bugüne
kadar zaten. “aa nasıl okumazsın x kitabını”. gocunmuyorum, durumu anlatıyorum
sadece.
evet, bunlar genel algı düzeyine göre ya da
edebi performanslar kategorisinde şiir olarak anılmayabilir, ama şu varki, bu
da benim umrumda değil. ne olarak aldığınız, algıladığınız, ne anladığınız ve
nasıl hissettiğiniz sizi ilgilendirir. ben yazdım geçtim sadece, gerisi
hortlaklar kasabasındaki bir gerçek kadar absürt duracak. okumak isterseniz,
memnun olurum elbette, ama sonrasında nolur, “bu olmamış”larınızın ardından
gelecek somurtmaları kendinize saklayın. beğenmeyebilirsiniz, ben de çok matah
bir şey yaptığımı düşünmüyorum zaten. çoğunluğun yazar olma hevesini ben de
paylaşıyorum sadece. evet böyle bir hevesim olduğu aşikar, ama heves olmaktan
öteye geçip realiteye dönüştü mü bilmiyorum. insanların kendi kendilerini
etiketlendirmelerinden, oldurmalarından hazetmiyorum çünkü. mütevazilik de
değil bu yaptığım. hiç de mütevazi değilim çünkü. sanırım değilim. ama yine de,
düşünecek olursak eğer, yazdıklarımın şiir olup olmadığından önce, ne
hissettirdiği ve ne anlattığım ile ilginenilseydi, -ilgilenilmiş olursa- hoşnut
olurum.
burada okuyacaklarınız için ise, benim
tabirim, zırvalamak. zırvalıyorum abi. hemen hemen her şey hakkında yazmaya
istekliyim. bu koşullardan da hoşnutum. kendi kitabını kendi kendine basma
noktasında yani.. yüzünüzde, bazen acı bazen tatlı bir gülümseme
bırakabiliyorsam, bu bana yeter. dediğim gibi, gerisi hayaletler kasabasında
var olma savaşı vermek kadar saçma olucak. hepsi bu. eyvallah…
30 mart 2016.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder