22 Mart 2009

aptallara karşı bir aptal

şimdi ben burada oturmuş
hiç bir şey yapmadan bekliyorum
insanlar gereksiz işlerde çalışmaya devam ederken
ben sıramı savdım
oturdum ve bekliyorum
sıranın tekrar bana gelmesini
uyumayı
uyanmayı
ve işe gitmeyi
ve eve gelmeyi
ve sıranın tekrar bana gelmesini
böylece devam ediyor bu oyun

kimine göre yaşamın
şu anki formuna göre
sürebilmesi için
herkes çalışmak zorunda
çünkü ihtiyaçlarımızı üretmek zorundayız
çünkü paraya ihtiyacımız var
çünkü o parayla
bizim gibi paraya ihtiyacı olanların ürettiği
giysiler yiyecekler canavarlar satın almamız gerekiyor
çünkü o parayla faturalarımızı ödemek zorundayız
çünkü bizim gibi çalışan insanların
bizim satın aldığımız şeylerden gelecek olan paraya ihtiyacı var
yani olay tamamı ile bir ihtiyaç meselesi
karşılıklı yardım ve dayanışma
hep beraber üreticez
hep beraber tüketicez
olay bu kadar basit yani
yaşamaya ihtiyacımız yok
nefes almaya ihtiyacımız yok
şöyle keyfimizce oturup
“evet lan karşımdaki duvarda sonsuzluğu gördüm” diyemeyiz
çünkü sürekli hareket halinde olmamız gerekiyor
bir yere gitmemiz - bir yerden gelmemiz
telefonumuzun çalması
ve çalınan hayatlarımızı umursamamamız gerekiyor
çünkü bir çıkış yolu kalmadığında
içine sokulduğun kafesi görmezden gelirsin
kendini aptal yerine koymak için
ve ben kendimi aptal yerine koymadan nefes alamıyorum
ama bu aptallık rolünden de
hiç hazzetmiyorum
yani her şey normal aslında
normal olmayan benim
her şey aslında sadece bana ters geliyormuş diye düşünüyorum
aslında ben de sizler gibi
“aa evet adam haklı personel eksikliği var” demeliyim
aslında ben de sizler gibi
“ekonomik kriz var adamlar haklı” demeliyim
sonra gözlerimi kapatıp
bana sunulan yaşam şeklini
gayet doğalmış gibi kabul etmeliyim
başka bir yaşam şekli olamazmış gibi yani
sonra işe gidip eve gelmeli
hatta iyice kafeslenmek için evlenip
bir çocuk dünyaya getirmeliyim
pardon 3 çocuk istemiştiniz öyle değil mi?
sonra ne vardı?
emekli olucam da nolucak ki
ben dünyaya çalışmak için geldim
üretmeliyiz ki tüketebilelim
herkesin bir işe ihtiyacı var
herkesin paraya ihtiyacı var
yani olay sadece
yaşamın sürmesi için
günde birkaç saatini satmak
hafta içini satarak
hafta sonunu kazanmak
ben işe gitmeliyim ki misal
siz yolculuk yapabilesiniz
yoksa bagajlarınızı kim taşırdı
mesela bir başkası da
son derece moderen bir restoranda
“buyurun ne alırdınız” demeli
sonra bir başkası
girdiğiniz bir sinemada siz yer göstermeli
birileri bir film çekmeli
biz de işte ne bileyim
zaman geçsin ya da
kız arkadaşımızı götürelim diye
onu sinemaya götürmeliyiz
sonra birileri bu işten para kazanmalı
o kazandıkları para ile uçağa binmeli ki
biz de para kazanalım
yani olay karşılıklı alışveriş
her şey olabilecek
en normal halinde yani
giderek de olağanlaşıyor her şey
yani kabul edilir bir şekle falan giriyor
ve birileri bundan hiç hoşlanmasa da
onların da paraya ihtiyacı var
onlar da çalışmak zorunda
ama emin olun ki
kafaları çok ani atar
ve geleceği düşünmezler
ve siz onlara böyle ukalaca
“geleceksin işe, izin yok” derseniz
bir de bakmışsınız ki
yeni bir işe yerleşmiş
sonra başka yeni bir işe
sonra başka yeni bir iş
yani aslında o da çalışıyor
ama sürekli çalışmaktan kaçıyor
oradan oraya oradan oraya
orta oyunu geldi aklıma
birde orta dünya
birde ortalık orospusu
bunlar öyle rastgele
bir anlık çıkıveren
çağrışımlar sadece
bir anlamı yoksa bile
hoş bir akış sağlıyor
ve açıkçası hepiniz aptalsınız
ve açık olan şu ki ben de aptalım
ve biz bu dünyanın en aptal türü olarak
zeki falan olduğumuzu zannediyoruz
dünyanın tek zeki varlığı biziz
ve zannediyorum ki
örneğin kuşlar
bizden nefret ediyor
sonra balinalar
onlar da bizden nefret etmekte
ayılar bize gülüyor mesela
ve sonra biri
böyle işte ne bileyim
abuk sabuk dizeler yazıp
onları boşluğa fırlatıyor
ve sadece sadece sadece
şöyle bir on sekizinci dünya savaşından sonra
geriye kalan on sekiz bin insanın
çok daha güzel bir dünyada
fazla üremeden yaşayabileceğini düşünüyor
ama bir insanı öldürmek suç olduğu için şimdilik
kalabildiği kadar dışında kalmaya çalışıyor aptallık dehanızın
bu abuk sabuk yaşam anlayışınızın
evden dışarı çıkmak istemiyor mesela
ve eğer bir gün başarırsa
hiç evden çıkmadan
sadece yazarak
ve sizi aptal yerine koyarak
ama harikulade olduğunuzu sandırarak
yazmaya devam edecek
ve gülecek insanlara
ve her ne kadar huzurlu olmasa da
biraz nefes alacak dört duvar arasında
kendiyle baş başa
ve çok küstahça bu
evet evet çok küstahça


22.mart.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder