4 Mart 2018

Entre les lignes 36: des étoiles et des paillettes

Entre les lignes 36:  des étoiles et des paillettes

bazen, sadece bazen ama, ya da çoğu pazar diyelim, bazı günlere, kötü başlarsın. aşağıda ve geride. bir sürü kare akar gözünün önünden, üçgenler beşgenler çokgenler hatta. genlerinden kaynaklanan inatçılığın yüzünden kaybettiğin onlarca şeyi göz ardı eder, bir sigara yakarsın. burnunun dibine gitmekte de üstüne de yoktur. dikine değil dibine.. tekrar her sabaha öksürerekle uyandığın ve sağlam bir şekilde kustuğun günlere geri dönmüş olmasının şerefine bir bira içmek istersin. paran yoktur. paran, bazı bedenini patronlara sattığın ender zamanların hariç hiç olmamıştır. o işten çıkar o işe girersin, üstelik artık kovulmaya da başlamışsındır. dikiş tutturmak ile çift dikiş gitmek arasında kalın bir çizgi vardır ve bu çizgi senin hayatında 2007’de çekilmiştir. sonrasında bir sinir krizi sonucu kestiğin bilekliğini saklarsın, bahsettiğim çizginin iki sene sonrasına tekabül eder bu. 2009’da ani bir histeri krizinin yol açtığı zihinsel karışıklık, karanlıkta sakladığın zihninin açığa çıkmasına neden olur ve bu da insanlar tarafından psikoz olarak nitelenir. çünkü göremediğimiz ama bu dünyada yaşayan varlıkları görüyor olman halüsinasyon, yaşadığın galaksi hayal gücü olarak nitelenir. ilaçlarla uyutulmak kapitalizmin silahlarından biridir, nokta.

eğer modern psikiyatri ve psikanaliz yerine eski uygarlıkların bitkilerini ve esrarını kullanmış olsaydık, sorunumuz kalmazdı. ikisini karıştırmak ise, paranoyadan başka bir şey getirmez hayatınıza. ve ne yazık ki çoğu paranoyanızda haklı çıkmış olmanız, bunların paranoya olmadığı, altıncı his olduğu anlamına da gelebilir, ama diplomanız olmadığı için, kaale alınmazsınız. eğer bir felsefe veya sosyoloji lisansı üst lisansı dış lisansı doktorası konçertosu, çalmış olsaydınız, sakalınızı edinmiş olurdunuz.

bakış açısı farkına tahammülsüzlük günümüz dünyasında var olan kutupların nedenidir ve bu kutuplar güney kutbu ile kuzey kutbu (eğer varlarsa bunlar ama yok) arasında zihnen kazdığınız tünel sayesinde attığınız dünya turu, mıknatanıstan yapılma uçağınız sayesinde, size her şeyi öğretmiştir. ama öğrenilen her bilgi, yeni bir soruna gebedir. her şeyi çözmeye çalışan zihninizin seri bağlanmış atmosferi sayesinde oluşan algısal tekinsizlik, sizin tıpsal yaftalanmalara gebe kalmanızı sağlar. o doktorların ağzına sıçabilme potansiyelinizi ve onların okuduğundan daha fazla şey okumuş olduğunuz gerçeğini gizlersiniz içinizde. çünkü biz kez yaptınız ve sizi kapattılar. on üç gümüş gün kaldınız orada. o yüzden transatlantik adını verdiğiniz geminizle yaptığınız görsel uçuşunuz, kapalı anlatımlara gebe artık. yerseniz. daha önce de dediğim gibi, zihinsel dondurmamla başa çıkabilecek bir küheylan olursa, isterse ordinaryüs olsun, kapım açık, yeterki elinde ki gücü kullanıp, beni kapatmasın. tek ricam ve son dileğim bu, tüm dünyadan.

delirmeyi, uluslarası düzeyde kardeşlerim ile verdiğim mücadele olmasaydı, ve eşik kertmem izin verseydi, ben de isterdim.. en azından anılarımı tahrif edebilmeyi. nokta. 

4 mart 2018



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder