Entre les lignes 36: des
étoiles et des paillettes
bazen, sadece bazen ama, ya da çoğu pazar diyelim, bazı
günlere, kötü başlarsın. aşağıda ve geride. bir sürü kare akar gözünün önünden,
üçgenler beşgenler çokgenler hatta. genlerinden kaynaklanan inatçılığın
yüzünden kaybettiğin onlarca şeyi göz ardı eder, bir sigara yakarsın. burnunun
dibine gitmekte de üstüne de yoktur. dikine değil dibine.. tekrar her sabaha
öksürerekle uyandığın ve sağlam bir şekilde kustuğun günlere geri dönmüş olmasının
şerefine bir bira içmek istersin. paran yoktur. paran, bazı bedenini patronlara
sattığın ender zamanların hariç hiç olmamıştır. o işten çıkar o işe girersin,
üstelik artık kovulmaya da başlamışsındır. dikiş tutturmak ile çift dikiş
gitmek arasında kalın bir çizgi vardır ve bu çizgi senin hayatında 2007’de
çekilmiştir. sonrasında bir sinir krizi sonucu kestiğin bilekliğini saklarsın, bahsettiğim
çizginin iki sene sonrasına tekabül eder bu. 2009’da ani bir histeri krizinin
yol açtığı zihinsel karışıklık, karanlıkta sakladığın zihninin açığa çıkmasına
neden olur ve bu da insanlar tarafından psikoz olarak nitelenir. çünkü
göremediğimiz ama bu dünyada yaşayan varlıkları görüyor olman halüsinasyon,
yaşadığın galaksi hayal gücü olarak nitelenir. ilaçlarla uyutulmak kapitalizmin
silahlarından biridir, nokta.
eğer modern psikiyatri ve psikanaliz yerine eski uygarlıkların
bitkilerini ve esrarını kullanmış olsaydık, sorunumuz kalmazdı. ikisini
karıştırmak ise, paranoyadan başka bir şey getirmez hayatınıza. ve ne yazık ki
çoğu paranoyanızda haklı çıkmış olmanız, bunların paranoya olmadığı, altıncı
his olduğu anlamına da gelebilir, ama diplomanız olmadığı için, kaale
alınmazsınız. eğer bir felsefe veya sosyoloji lisansı üst lisansı dış lisansı
doktorası konçertosu, çalmış olsaydınız, sakalınızı edinmiş olurdunuz.
bakış açısı farkına tahammülsüzlük günümüz dünyasında var
olan kutupların nedenidir ve bu kutuplar güney kutbu ile kuzey kutbu (eğer
varlarsa bunlar ama yok) arasında zihnen kazdığınız tünel sayesinde attığınız
dünya turu, mıknatanıstan yapılma uçağınız sayesinde, size her şeyi
öğretmiştir. ama öğrenilen her bilgi, yeni bir soruna gebedir. her şeyi çözmeye
çalışan zihninizin seri bağlanmış atmosferi sayesinde oluşan algısal
tekinsizlik, sizin tıpsal yaftalanmalara gebe kalmanızı sağlar. o doktorların
ağzına sıçabilme potansiyelinizi ve onların okuduğundan daha fazla şey okumuş
olduğunuz gerçeğini gizlersiniz içinizde. çünkü biz kez yaptınız ve sizi
kapattılar. on üç gümüş gün kaldınız orada. o yüzden transatlantik adını
verdiğiniz geminizle yaptığınız görsel uçuşunuz, kapalı anlatımlara gebe artık.
yerseniz. daha önce de dediğim gibi, zihinsel dondurmamla başa çıkabilecek bir
küheylan olursa, isterse ordinaryüs olsun, kapım açık, yeterki elinde ki gücü
kullanıp, beni kapatmasın. tek ricam ve son dileğim bu, tüm dünyadan.
delirmeyi, uluslarası düzeyde kardeşlerim ile verdiğim
mücadele olmasaydı, ve eşik kertmem izin verseydi, ben de isterdim.. en azından
anılarımı tahrif edebilmeyi. nokta.
4 mart 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder