23 Kasım 2004

erkekler tuvaleti

erkekler tuvaleti

sevgilimle barda oturuyorduk. bir mini etek vardı onda ve göğüslerini oldukça ele veren bir body. hiçbir şey yapmıyorduk, içmek dışında... konuşmuyorduk bile. hayır, küs değildik birbirimize ama durmadan konuşuyor da değildik. sustuğumuz zamanlar da oluyordu.

karşıdaki masada tek başına içen bir eleman sürekli yanımdaki hatuna bakıyordu ve ben sadece bekliyordum, hiçbir şey yapmadan, buna gerek de yoktu zaten. bir süre sonra, karşıdaki adam masama yaklaştı, bir makas aldı yanımdaki hatundan ve “n’aber fıstık?” dedi, bunu söylerken bana pis pis sırıtıyordu ve bardaki herkes bunu görüyordu. hiçbir şey yapmadan bekliyorduk. adam daha sonra tuvalete gitti. yanımdaki hatun da öyle ve bir arkadaşım yanıma gelerek

“neden bunu yapmasına izin veriyorsun?” dedi bana.

“neyi?” dedim.

“herif, kızına resmen asılıyor” dedi.

“hey, hey” dedim, “laflarına dikkat et, o bana ait değil, benim kızım ya da kadınım değil o”.

“öyle mi?” dedi, “ama buradan bakınca hiç de öyle görünmüyor, sevgili gibisiniz”.

“elbette öyleyiz” dedim, “ama o bana ait değil, ben de ona. sahibi değilim yani onun. istediği her şeyi yapabilir, onu kısıtlayamam ama sevmediğim bir davranışı varsa, bunu kendisine söyler ve bitiririm işi. değiştirmeye çalışmıyorum. istediğim ruh özünde yoksa sonradan eklenmesi bir boka yaramaz”.

“ama” dedi, “sen beni anlamıyorsun, adam resmen kıza asılıyor ve kız da bundan rahatsız oluyor, hiçbir şey yapmayacak mısın?”

“o kendini koruyabilir” dedim, “bu benden önce de böyleydi, şimdi de böyle. onu severek zayıflatıyor değilim. hatırlıyorsun geçen seneki kavgayı. hem bir de şu var, ben onun heriften hoşlanıp benden vazgeçmeyeceğini nereden bileyim? belki de o adama aşık oldu ve benim onu sahiplenmem her şeyi altüst edecek. hem kendini savunamazsa bana söyler. hatta söylemesine gerek kalmaz, ben bunu anlarım zaten ve devreye girerim. konuşmadan anlaşabiliyoruz, endişelenme”.

iki dakika sonra sevgilim yanıma oturdu.

    “nasılsın?” dedim, “oldukça iyi” dedi, “ama pisuvara yazık oldu”.

bir iki dakika daha geçti. pezevenk çocuğu yüzü dağılmış bir şekilde bardan çıkıyordu. üstelik başı öne eğik. erkekler tuvaletinde bir kadından dayak yemiş ve bunu tuvaletteki diğer tüm erkekler izlemişti. böyle bir şeydi işte. her an terk edilebilirdim yine de paranoya yapmıyordum. en ufak bir belirsizlik yoktu, o benimleydi ve bunu kanıtlamak için erkekler tuvaletinde olmam gerekmiyordu.

23.10.2004 - 01:05 ]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder