uzun zaman
oldu. oniki yıl. ya da otuz. sokak edebiyatı’nın fanzin olarak onuncu, csns
yayınları’nın abaküs takvimine göre, bir anlamda ilk bir anlamda son sayısı.
sokak edebiyatı oluşumunun onikinci, bu oluşumu öldürme amacını bir türlü
gerçekleştiremeyen, girdovenk’in otuzuncu senesi.
tayfadaki bir
çokları vardı oralara, bir çokları da varmak üzere.. yani büyüyoruz işte.. her
şey küçülürken, içimizde sıkışıp kalırken bir şeyler, bize büyüdüğümüz
söyleniyor, olgunlaştığımız, ya da adam olmaya hala karar verip vermediğimiz
soruluyor..
pekala, meseleye
şu açıdan baksak; büyümüyor da, eskiyor olabilir miyiz sizce? çünkü bana hiç
değişiyormuşuz gibi gelmiyor dostlar.. bir şeyler değişiyor olabilir dünyada,
size değiştiğini söyleyenler de çıkabilir, değiştiğinizi söyleyenler de. “değiş
tonton“ diye bir şey vardı çok eskiden, hatırlar mısınız bilmem, yaşıtlarım
bilir, sihirli bir sözcük gibi bu, değiş tonton, o geldi aklıma..
sihirli bir sözcük,
değişim, değişmek.. değiş-tokuş var bir de, nasıl da değişiyor kelimenin anlamı
bir anda. değişim denilen şey, sakın bir alışverişten ibaret olmasın? dengeler
sarsılmadan, gerçekleştirilen bir değişim hareketi.. al ordan iki tavuk, ver
bana beş çuval un. yok yok, sen ordan bana sekiz saatini ver aga, karşılığında,
şöyle bi yedi tane 100 kağıt vereyim sana.. her şey değişiyor gibi görünüyor de
mi? ama bir şekil de, stabil kalmayı başaranlar da var hala. ve ısrarla, “her
şey hala aynı” diye diretenler de, bu doğrultu da.. çünkü, her şey hala aynı
dostlar. yüzyıllardır, bin asırdır, hiçbir şey değişmedi, insan hala aynı
insan. ve değişim denilen şey de, tarlada öküzlerden traktörlere geçilmesinden
ibaret, ya da ileride petrolden suya dönülür belki, ya da radyodan internete,
telgraftan telefona..
burada biraz
durup düşünelim öyleyse, bir fanzinin çıkış amacı nedir diye sormuştu bir
zamanlar bana biri, fanzin olarak kalmak olabilir öyle değil mi? öküz de öküz
olarak kalmalıydı bence, önüne sapan bağlayıp tarlada gezdirilmemeliydi.
oniki sene
geçti. iyi veya kötü. bir çok hatalar da yaptık bu süre içinde, başımızdan
büyük işlere de kalkıştık büyük beklentilerle.. sonuç olarak, sokak edebiyatı,
her şeye rağmen, hayatını sürdürüyor. ama iyi ama kötü, bir şekilde,
buralardayız. aradabir kapınızı çalmaya devam edicez.. evde olmasanız iyi olur.
4.ocak.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder