beş sekiz onüç
artık
yazamıyorum. eskiden harikulade öyküler yazabiliyorken,, en azından kendime
göre.. başkalarına göreyse,, hâlâ harikuladeyken.. artık anlatamıyorum..
her
şeyin fazlasıyla karışık olduğunu söylemiş miydim? ve artık çözmek
istemediğimi. artık her şeyin artık
olduğunu. artıklaştığını.. belirteç anlamında ‘artık’.. bütünüyle tutarlı
bütünsüzler sözlüğü..
açıklamalardan
sıkıldım. her şeyi yanlış bile anlayamamaktan da.. anlayamıyorum. anlatamıyorum
da. yani bu, ‘anlatsam da anlamazsın’ gibi bir şey değil moruk, anlatsanız da anlasam gibi bir şey..
neler olduğunu bilen birine fazlasıyla ihtiyacım var. bilmediğim bir dilde de
konuşabilir hatta, sorun değil.. konuşmasa da olur.. odanın içinde gezinecek
birine ihtiyacım var. insan olması gerekmiyor.. sivrisinek bile olur amına
koyyim. yakarca olmaz ama, görünmüyorlar onlar. görebileceğim bir devinime
ihtiyaç duyuyorum. vantilatör dışında hareket eden hiçbir şey yok.. böceklerimi
öldürdüler.. bu evde böcek bile yok amına koyim. eski evimizde vardı. eski
evimizde bir hayat vardı. içerde ve dışarda. aşağıda ve yukarıda.
bir
şeylerin kötü gittiğini fark edince düzeltmeye çalışır oysa insan de mi? ters
giden bir şeyleri yoluna sokmaya çalışır.. öyle de mi lan? yola gelmiyorum.
kimseyi de yoldan çıkartamadım. istedim ama bunu.. hayatımı düzene sokmam için
çabalarken birileri, düzensizliğimle bütünleşecek birileri olmadı sanki.
bir
sigarayı söndürürken başka bir sigarayı yakıyorum. annem kızınca ben de
kızıyorum ama, anlamıyor o. hiç anlamadı. bazen anlarmış gibi yaptı sadece,
anlayabilmek için çabaladı bazen.. ben hiç anlatmadım. yanlış anlatıldım daha
çok. denedim ama. sustum. herkes aynı şeyleri söyledi. çok sigara içiyormuşum..
evet çok sigara içiyorum derdim içimden.. her şey içimden.. çok sigara içiyormuşum..
ölmüyorum ama.. kalbim tekliyor sadece. ama ölücem. bi gün öyle bi ölücem ki..
a
forest’de ne anlatır robert biliyor musunuz? robert de mi kim? bi arkadaşım.
kendisinin arkadaşım olduğundan haberi yok ama. jori de arkadaşım, onun da
haberi yok. benim hayatımda birileri var, ben onların hayatında değilim. bi gün
öyle bi ölücem ki, intihar mı cinayet mi karar veremicekler, otopsi de yüksek
dozda sigara yazıcak. olabilir mi? neden olmasın…
benim
herhangi bir şeye, hatta her şeye, gülümseyerek “neden olmasın” diyebilecek
birine ihtiyacım var. geleceğe değil, bana inanan birine. kaygılardan ve
umutsuzluktan uzak.. hiçbir şey için de umut etmeyen birine.. cin bile olabilir
amına koyyim.. şeytanım sana söylüyorum,
tanrım sen anla. görünen köyün kavalcıları..
he
şimdi birileri, gidip “balık alsana lan davar” demiştir içinden, eğer
duyuyorsa.. (okuyorsa demedim, çünkü yazmıyorum, konuşuyorum). “gidip bi kedi
veya köpek alsana."
benim
alınmayacak ve kendimiz dışında hiçbir şeye aldırmayacak bir şeye ihtiyacım var..
çocuk bile olur amına koyyim. ya da bi fare.. benim kendine ihtiyaç duyan
birine ihtiyacım var. benim kendime ihtiyacım var amına koyyim. asıl mesele bu.
güçlü
bi tını dışında hiçbir şeyin aydınlatamayacağı bir gecedeyim. hiçbir şeyin
aydınlanamayacağı bir günün içerisinde.. ne gece ne gündüz ne de yirmibeşinci
saatte.. hiçbir şey aydınlanamayacak.. bu yüzden size şu soruyu sormama izin
verin, this empty flow, the circle did close indeed’de ne anlatır bilir
misiniz? sözleri yok lan şarkının.. hiç ses yok.. müzik sadece. ve bir isim..
bi
gün bi albüm yapıcam. soundproof and dumb olucak adı. kısaltmasıysa s.a.d.
hiçbir müzik aleti kullanmıcam. sessizlik ve gürültü sadece. vantilatör sesi.
çakmak sesi. kül tablosunun (evet tablosu, kaç kere söylücem?) yere düşme sesi..
bir şişeden bardağa akan yokluğun sesi. şifonun sesi. çalan saatin ya da duvara
çarpan telefonun. satar mı dersin?
her
şeyin fazlasıyla karışık olduğunu söyledim. ve artık çözülemeyeceğimi.. artık
zamansal algıyı yitirdiğimi.. bütünsüzlüğünle güzelsin sen. kafan çok güzel,
sen mi yaptın?
bi
porno yıldızıyla evlenicem. evlendikten sonra da bırakmasın işi, sorun değil.
en azından haberim olur. bi kaydı bile olur lan hem, izleyecek olduğum için
değil, salak!.. gizlemeye gerek duymaz en azından.
melekler
tanrının mobesesi midir? tamam zaten melekler olmasa da o görüyor her şeyi her
zaman ama, şahit ya da delil toplamak için mi vardır onlar omzumuz da.
korkuyorum tanrım senden, bana kendini sevdirir misin? korkum karşı gelmeme
engel olmuyor çünkü, ya da isteklerimi gerçekleştirmene..
tanrım,
var mısın? bana bi kıyak yapar mısın öyleyse? Ölüyorum amına koyayım.
5ağustos2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder